|
Küçük iktidar ihtirası, büyük hırslar ve yaklaşan son

Epeydir takipteyim. Küçük iktidar alanında muazzam bir savaş yürüyor. Ak Parti 2019’a ihtirasını yenebilmişlerle devam etmek istiyor. Ancak belediyeleri küçük iktidar alanlarına dönüştürmüş olanlar o alanı terk etmemek için büyük bir çabanın içerisinde. Hatta bazıları, haddini aşarak “tehdit” etme cüretini bile gösteriyor. Konuyu tartışacağız ama…


Önce size bir fıkra sonra da bir hikaye anlatmak istiyorum.

Fıkra şu:

SOĞANIN CÜCÜĞÜNE
TALİP OLAN KAFA
Çobanın biri dağda kendi kendine konuşuyormuş,
“Ah bir padişah olsam.
Şu elimdeki sopayı göğe atsam, yere düşünceye kadar padişah olsam, yeter” diye. Oradan geçenlerin dikkatini çekmiş. Demişler ki
“Padişah olsan ne yaparsın?”
Çobanın cevabı,
“Soğanın cücüğünü yerim!”
Çoban misali bugünlerde iktidar alanlarını dolduranların bir kısmı
“soğanın cücüğü için”
o alanları terk etmemenin peşine düşmüş görünüyor.
Burada bir de
Tolstoy
hikayesi nakledeyim; tam yeri geldi.
İNSANA NE KADAR TOPRAK YETER?
“İnsana ne kadar toprak yeter”
diye soruyor Tolstoy hikayede.

Özeti şu:

Bir köylü, bir başkasının arazisini ekip biçerek işe koyulur. Zaman içerisinde ektiği araziyi satın alır. Daha sonra etraftakileri satın alır. Büyük toprak sahibi olur. Sonra uzak diyarlarda büyük topraklar olduğunu öğrenir ta oralara gider. O toprakları da almak ister.

O toprakların reisi, bizim çiftçiye, gözünün gördüğü her yeri bir şartla alabileceğini söyler. Şartı şudur: Güneşin doğuşuyla başlayıp güneş batımına kadar almak istediği toprağın etrafına küçük çukurlar kazması ve işaretlemesini ister. Kazanmak için akşam güneş batmadan da başladığı noktaya gelmek zorundadır.

Bizim çiftçi güneşin doğuşuyla hoşuna giden merayı büyük bir hızla işaretlemeye başlar. Yolun yarısına geçmiştir ki güzel bir mera daha görür. Orayı da topraklarına katmak ister. İşaretleme alanını daha da genişletir. Güneşin batmasına az bir süre kala dönüş yoluna koyulur. Ayakları yara içindedir, çok yorulmuştur ama ne olursa olsun başladığı yere güneş batmadan yetişmek zorundadır. Hırs gözünü bürümüştür. Hızını arttırır. Var gücüyle koşar. Güneş batmıştır. Ancak bir tepenin başında olup biteni izleyen reis çiftçiye seslenir, “Merak etme güneş henüz tepenin arkasından batmadı, devam et” der. Çiftçi, canhıraş bir halde tepeye tırmanır. O esnada reis, çiftçinin uşağına seslenir, “Şuraya bir çukur kaz!” Çiftçi o yorgunlukla yığılır kalır. Uşağı seslenir ama cevap alamaz. Çünkü ölmüştür. Toprak kavgasının mülkiyet savaşının başladığı ve bittiği noktaya, hemen oracığa gömülür çiftçi, uşağı tarafından.

Ve hikayenin sonunda o kalıcı söz söylenir anlatıcı tarafından,
“Onun ihtiyaç duyduğu 3 arşın kadar bir topraktı!”
İSTİFA YOKSA İHRAÇ DA YOK,
SORUŞTURMA AN MESELESİ
Geçtiğimiz hafta “Sırada hangi büyük şehir belediye başkanları var” sorusunun peşine düştüğümde şöyle bir cümle kurmuştum
, “10 gündür bazı büyükşehirlerde neler olduğuna bakmak özellikle o şehirlerdeki yerel medyayı takip etmek önümüzdeki günlerde neler olabileceğini görmek açısından önemli.”
Meğerse sadece yerel medyaya bakmamak gerekiyormuş, bazı işgüzarlar ulusal medyayı da devreye sokmuş..! O yazının sonunda bir de ipucu vermiştim, “Marmara bölgesinde kaç büyük şehir var” diye.

Tahran seyahatinden dönerken istifa edecek belediye başkanları meselesi sorulduğunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyu bir şekliyle İçişleri Bakanlığı’na yapılan şikayetlere getirmişti.

Hatta Cumhurbaşkanımızın
“Sadece Ak Partili belediyelerle ilgili değil muhalefet ile ilgili de şikayetler geliyor. Size de gelmiyor mu”
demişti. Ve ben size o günlerde,“
Çok daha radikal çözümlerin üretildiğini görürsek şaşırmayalım”
demiştim
.

Şimdi soğanın cücüğüne talip olanlarla “insana ne kadar toprak yeteceği”ni unutanlar için İçişleri Bakanlığı’nın neler yapacağını takip edeceğiz.

İstifa yoksa, ihraç da yok. Ancak İçişleri Bakanlığı’nın elinde dosyalar çok!

#AK Parti
#Siyaset
#Seçim
7 yıl önce
Küçük iktidar ihtirası, büyük hırslar ve yaklaşan son
Değişik bir "Kaide" ve Ahmet Altan"ın taaccübü
Jeopolitik buhran
Bunlar da "sivil darbe"de tutuklanacak gazeteciler
Bu iş daha bitmedi
Ne olacak bu anne babaların hali?