Oyundan maksat ütmekse, nikâhın maksadı da iki kişinin evlendiğini topluma duyurmaktır.

En az iki şahit yeterli.

Ötesi hikâye.

Kadınla erkek evlenmek için başvuruda bulunmuşlar.

(İstersek “genç kız ile delikanlı” da diyebiliriz ama evlenmek için genç olma şartı yok. İleri yaştaki insanlar da pekâlâ o hakka sahip.)

Evlenmelerine mani bir hal olmadığı tespit edilmiş.

İkisi de reşit, ikisi de bekâr, ikisinin de akıl sağlığı yerinde.

Yapılacak iş, nikâh defterine şahitler huzurunda kaydetmek ve o evliliği ilan etmek.

Bu da bazen kırk gün kırk gece, bazen yedi gün yedi gece, bazen birkaç saatlik düğünle veya sade bir nikâh töreniyle yapılıyor.

Olay burada bitiyor.

Yahut bir başka bakışla burada başlıyor.

“Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.”

*

Bugün imam nikâhı denilen şey, tamamen uydurma.

Her şeyden önce, imamların nikâh kıyma yetkisi yok.

Dini nikâh veya imam nikâhı kıyılmazsa, Allah nezdinde evlilik geçerli olmazmış gibi bir algı var.

Sanki belediye nikâhı, Allah’tan gizli yapılıyor.

Allah’ın izni olmadan yaprak kıpırdamaz, hiç kimse parmağını oynatamaz, bir adım bile atamaz.

Aldığımız her nefes, O’nun izniyledir.

Bunu bilir, buna inanırız.

Ama sıra nikâha gelince…

İmam efendi nikâh kıydığında, o işlemi bir yere kaydediyor mu?

Etmiyor.

Allah’ın görevlendirdiği kaydedicilerin mürekkebi görülmez, kalemleri görülmez, defterleri görülmez, kendileri bile görülmez.

Onlar her daim görevleri başındadır ve hiçbir şeyi ihmal etmezler.

İyi veya kötü, doğru veya yanlış ne yaptıysak yazarlar.

Helal işlerimiz de, haram işlerimiz de kayda geçer.

Kendilerini dinine bağlı, dindar kişiler olarak görenlerin, bu bilgilere sahip oldukları aşikârdır, malûmdur.

Zamanı gelince, o defterlerin açılacağını biliriz.

*

Bazı uyanık geçinenler, “Esas olan dini nikâhtır” diyerek, bir imamla şahit niyetine iki de arkadaş ayarlayıp “gizli nikâh” kıyıyorlar.

Neymiş?

“Allah katında biz artık karı koca olduk”muş.

Gayrimeşru ilişkiye kılıf.

Gizli nikâh mı olur?

Nikâhın maksadı topluma duyurmak fakat bunlar kimseye haber vermiyor.

Ne yapıyorlarsa kendi aralarında.

İmam rolündeki de okuldan arkadaş zaten.

Üç kişiden başka kimsenin haberi yok.

Kızın anası babası bilmiyor, kardeşleri akrabaları bilmiyor, konu komşu bilmiyor…

Delikanlının yakınları da durumdan habersiz.

Gel gör ki bunlar evlenmiş.

Ona evlilik değil, düpedüz üçkâğıt denir.

Unsuz ekmek olur, tekerleksiz direksiyonsuz araba olur da gizli nikâh olmaz.

*

Din adamlarına (müftülere veya imamlara) nikâh kıyma yetkisi verildiğinde, herhangi bir farklılık doğmaz.

O kişi, devletin görevlisi olarak nikâhı kıymış olur.

Deftere işlenir ve ilan edilir.

Nikâhı ister belediye başkanının görevlendirdiği memur, ister hâkim kıysın, isterse noter kıysın.

Gemide kaptan da kıysa, nikâh salonunda müftü de kıysa işlem muteberdir.

Şimdi bu yetkiye itiraz edenlerin maksadı başka.

Onlar içinde müftü, imam geçtiği zaman kıl olurlar.

Karşı çıktıkları husus, müftünün kıyacağı nikâhtan ziyade, müftünün kendisidir.

*

Ayrıca, nikâhı ille de müftüler kıyacak diye bir kural yok; müftüler de kıyabilecek.

İsteyen gitsin papaza kıydırsın.

Önemli olan, kayıtlara geçmesi; ilişkinin gizli, kapaklı gayrimeşru olmaması.

Nesebin ve mirasın korunması, hakların kollanması.