|
Katar Katar gerilim

Yarım asır önce Mısır, Ürdün, Suriye ile İsrail arasındaki ünlü Altı Gün Savaşları yaşandı.

Tam da ellinci yıldönümünde bir başka 5 Haziran'da yine Ortadoğu'da başka bir 'savaş'ın işaret fişekleri fırlatıldı.

Mübarek Ramazan ayında, beş Müslüman ülkenin lideri bir başka Müslüman ülke ile bütün diplomatik ilişkilerini kesme kararı aldı.



Ramazan mübarek ama arkası bayram…

Sonrası haram aylar üst üste üç ay boyunca…

Ta bunları hatırlatmama neden olan basit bir diplomatik ilişki kesme meselesi değil çünkü. İşin ucunun nerelere varacağı belli değil.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Bahreyn Katar'ı terör destekçisi olmakla suçlayarak ilişkilerini keserken Ürdün, Umman ve Kuveyt ise hiç böyle bir girişimin yanında olmadıklarını resmen açıkladı birkaç saat içinde. Yani saflar belirginleşti kısa zamanda.

Her saat yeni bir haber düşüyordu. Katar'a hava sahasını bile kapatmıştı bu beş ülke. Haritada bakınca batısında devasa Suudi Arabistan toprakları ile onun altındaki Yemen, güneyinde iki sıra halinde Birleşik Arap Emirlikleri ile hemen arkasında Umman ve hafif kuzeybatıda, bu işlerle ne ilgisi var acaba diye düşünmeden edemediğiniz Mısır… E, o zaman Katar uçakları Körfez'in hemen karşısındaki komşusu İran veya kuzeydeki Irak üzerinden dünyaya açılacak demektir.

Keza İran ve Irak'tan bu yüksek gerilimde Katar'dan yana mesajlar duyuldu.

Bölgede Sünni-Şii savaşının altyapısı hazırlanırken Sünni bloktaki bu çatlama uzmanlara göre ciddiye alınması gereken bir kriz.

Katar karşıtı açıklamaları yapanlarla Katar arasında uzun zamandır Ortadoğu siyasetinde yer yer ayrılıklar olduğunu ama Suudi Arabistan liderliğindeki adı geçen ülkelerin bunu kabul etmeyip Katar'ın da kendileriyle aynı çizgiye gelmesini istediği söyleniyor. Bunu nasıl yapabilirler? “Meselâ darbeyle" denilebiliyor rahatlıkla… Ortam o kadar gergin o kadar karışık anlaşılan.

Katar Emiri'nin askerî okul mezuniyet töreninde yaptığı iddia edilen konuşma ile kamuoyu önünde tartışılır hale gelen mesele Müslüman Kardeşler, Hizbullah gibi örgütlerin taraflarca terörist sayılıp sayılmayacağı türünden ilginç farklıklar içeriyor.

Tabii ister istemez herkes Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti, yaptığı büyük silah satışları ve şu gerçekten berbat görünen cam küre önündeki fotoğrafa atıf yapıyor. Ama acaba Trump ziyaretinden sonra parlayan bu Körfez'deki alevi Trump mı tercih etti, yoksa ev sahibi ülke mi bu girişimi için izin ve onay ve hatta destek aldı?

Bilmiyoruz…

Katar'da ABD üssünün varlığına çok atıf yapılmasına rağmen asıl Fransa ile ilişkilerinin daha derin ve özel olduğu uzmanları dışında pek dillendirilen bir konu olmaz. Velhasıl meselenin Batı içinde yaşanan ya da hızlanan başka çelişkilerin bir yansıması olduğu tezlerinin şimdilik ikna edici olmadığı bir Körfez içi gerilimi izlemeye devam ediyoruz.

Tarafların geri adım atmaları zor görünüyor.

Katar El Cezire gibi son yıllarda güç kaybetse de yine de diğerlerinin hepsinden güçlü bir başka silaha da sahip tabii ki. Birleşik Arap Emirlikleri'nin bütün bu tuhaf işlerde yer aldığını ve hatta 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin bile dolaylı veya uzantılı içinde olduğuna dair elektronik mektup sızıntısı bütün bu büyüyen kavganın bir parçası olsa gerek.

Sonuçta en çok petrol üreten ilk dört ülkeden ikisi bu saflaşmada karşı karşıya. Dünyanın en büyük doğal gaz rezervleri de yine o haritada minicik gibi görünen Katar'da.

Neler olacak göreceğiz?

Bildiğimiz, Ankara'nın iki tarafla da iyi ilişkileri nedeniyle bu çatışmadan en çok rahatsız olan ülkelerin başında geldiği.

Yazıyı yazdığım saatlerde, kısa sürede arabuluculuk için girişimlere başlayacağı bekleniyordu.

Ama dumanı tüten şu ilk gün tarafların ikisini birden ortak bir çizgiye getirmek çok da kolay görünmüyordu doğrusu.

Altı Gün Savaşı'nı böyle anan bir coğrafyadan daha fazlasını ben de beklemiyorum henüz…

#Mısır
#Ürdün
#ABD
#Katar
7 yıl önce
default-profile-img
Katar Katar gerilim
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti