Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Yalıtkan, yalıtıcı, yalıtıkNedir yalıtkan? İletkenin zıddı, Arapça karşılığı "mücerrid". Yalıtkanlık cumhuriyetin ilânıyla birlikte benimsediğimiz devlet politikasının en belirgin vasfıdır. Türkiye böylelikle kendini İslâm dünyasından, Türklük insicâmından, kapitalizm aleyhtarlığı tesanütünden yalıtmış oldu. Yalıtkan Türk dış politikası etkili olduğu her yerde yalıtıcı bir iz bıraktı ve ülke olarak Türkiye yalıtık kalmanın ne kadar yararı varsa ondan istifade etti, yalıtık kalmakla neler kaybedildiyse bundan doğan zararla baş başa kaldı. Beynelmilel ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti şimdiye kadar ne bir ateşleyici, ne bir körükleyici işlev yüklenmiştir. Aksini de yapmamış; söndürmeye ve dindirmeye müteallik faaliyetlerde baskın bir rol üstlenmeye de yeltememiştir. Yalıtmaktır Türkiye'nin işi ve devlet kendi sıhhatindeki sırrın iletkenlikten geri durmakta, beynelmilel dâvâlar güden çevrelerin bekçiliğine "bulaşmamakta" saklı olduğuna inanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti mevcudiyetiyle bire bir bağıntılı meselelerde bile yalıtkanlığı elden bırakmaz. Cumhuriyetin ilânından sonra gerçekleştirdiği ilk sınır ötesi harekâtta Türkiye hem hususiyetle Kıbrıs'ın bölge siyasetinden yalıtılmasını sağlamış, hem de Kıbrıs dolayısıyla Britanya ve ABD arasında doğması muhtemel öncelik ve prestij sürtüşmesinin arasına yalıtkan bir bölge sokmuştur. İkinci sınır ötesi harekâtın da Kuzey Irak'ta bir yandan hal-i hazırdaki bütün Kürt kuvvetleri arasında mutlak bir yalıtım doğurduğu, diğer yandan Arap kamuoyu ile gerek İranî ve gerekse Turanî kamuoyu arasında yalıtıcı bir işlevi yerine getirdiği gözden saklanamaz. Avrupa Birliği maceramızın da Türkiye'nin yalıtkanlığı, yalıtıcılığı ve yalıtıklığıyla doğrudan bağıntı içinde bulunduğunu fark etmemiz gerek. Türkiye AB'ni Avrupa-Amerika zıtlaşmasından ne kadar yalıtabilirse ve AB içindeki Kuzey-Güney, Katolik-Protestan, Destek Alan-Destek Veren ayrımlarına ne ölçüde yalıtkan bir tesir uyandırabilirse Birlik'ten yararlanma şansını o ölçüde artırmış olacak. Türkiye Cumhuriyeti'ne mahsus bu yalıtkan tutumun bilhassa Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Asya içlerinde bir çok bakımdan işe yarayacağının hesaba katıldığını görüyoruz. İç Asya daha Sovyetler parçalanmadan dünyanın belli başlı güç odakları tarafından parsellendiği ve SSCB yıkılır yıkılmaz bu "mafia" işini bitirdiği için Türkiye'nin bölgedeki varlığı çıkar sınırlarının belirlenmesi suretiyle gerçekleşen bir yalıtkanlığı ika etmekten ötede bir anlam taşımaz. Türkiye Asya içlerinde ne kadar işlev yüklenme çabası gösterirse Akdeniz havzasından o kadar yalıtık kalacağını bilecek düzeyde yöneticilere muhtaçtır.
iozel@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|