|

Efendimiz (a.s.m.) yemekleri hangi sırayla yerdi?

Modern hayatın getirdiği hastalıklarla birlikte yeme içmeyle ilgili çok sayıda konu da hayatımıza girdi. Sağlıklı bir hayat için insanın yeme içmesine dikkat etmesi gerektiğini belirten uzmanlar beslenmeyle ilgili çok sayıda diyet ve beslenme programları tavsiye ediyorlar. Bunlardan birisi de özellikle helal gıda konusunda çalışmalar yapan yazar Kemal Özer'den geldi...

00:00 - 6/09/2012 Perşembe
Güncelleme: 19:50 - 6/09/2012 Perşembe
Yeni Şafak
Efendimiz (a.s.m.) yemekleri hangi sırayla yerdi?
Efendimiz (a.s.m.) yemekleri hangi sırayla yerdi?

Gıda Hareketi lideri, Yazar Kemal Özer, “Bir Müslümanın İslam mutfağından beslenmekten başka seçeneği yok” diyerek başlıyor Hayy Kitap tarafından yayınlanan “Müslüman'ın Diyeti” isimli kitabına... Özer, en temel ihtiyacımız olan yemeği nasıl ve ne kadar yiyeceğimizin denge dini olan İslamiyet ile örtüşmesi gerektiğini savunuyor. Özer, ölçülü, sağlıklı ve temiz yiyerek hem emanet olan vücudumuza iyi bakacağımızı hem de günahlardan uzak durabileceğimizi söylüyor kitabında.

Kitabında beslenme konusunda bir Müslümanın bilmesi gerekenler hakkında doyurucu bilgiler veren Özer, Müslüman'ın diyetiyle ilgili satırbaşları halinde şunları söylüyor:



Efendimiz'in (a.s.m.) sofrasında yemek yeme sırası nasıldı?

Moral Dünyası Dergisi Eylül Ayı sayısındaki habere göre, Yazar Kemal Özer, kitabında yeme içme alışkanlıklarımızı gözden geçirerek sünnet doğrultusunda yaptığımız doğru ve yanlışları görmemizi sağlıyor. Kemal Özer, pek çok diyetisyenin çelişkiye düştüğü önemli bir konuya da değiniyor: Kültürlere göre farklılık gösteren yemek yeme sırası...

İçinde bulunduğumuz çağda yiyecekler arttı ama besin değerleri azaldı yorumları sıklıkla yapılıyor. Her mevsim her yiyecek bulunurken hiç birinin de eski tatları olmadığı da biliniyor. Çok yemek yemekten doğan sorunlar bir yana yiyeceklerin birbiriyle tezat yaşamadan yenilmesine de dikkat edilmiyor. Bir uzman yemeğe su ile başlayın derken, bir diğeri ağır yemeklerden hafife geçiş yapın diyerek mevcut bilgilerle kafa karıştırıyor. Açık büfe menüler, kuş sütü eksik olan masalar derken tüm bu ziyafet sofralarında yemek yiyen insanlar “Efendimiz (a.s.m.) nasıl yemek yerdi?” sorusunu kimi zaman akıllarına bile getirmiyor.

Allah Resulü'nün hangi sırayla yemek yediği sorusu ise merak edilen farklı bir konu. Her haliyle insanlığa örnek olan Efendimizin (a.s.m.) yemek sırası konusundaki hassasiyetini öğrenmeden önce onun sünnetlerine büyük öncelik veren ecdadın hangi sırayla yemek yediğine bakabiliriz. Bizlere ışık olabilecek bu örnek şahsiyetlerin hayatlarını incelediğimizde yabancı devlet adamlarına verilen yemekler dışında büyük saltanatların en şaşaalı günlerini yaşadığı dönemlerde bile Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Abdülhamit Han gibi büyüklerin üç çeşit yemeğin olduğu sofralara oturmadığını öğreniyoruz. Geleneklere, kültürlere göre yemek yeme sırası fark gösterse de Türklerin yüzyıllardır yemeğe çorba ile başladıkları biliniyor. Çorba sonrası yemeklere geçiş yapılan Türk sofralarında pilav, hoşaf ve tatlı da mutlaka yer buluyor.

Doğru yemek tarzı, gıdaları kolay ve zor hazmedilen diye ikiye ayırmakla da bulunabilir. Gıdaların yenilme miktarı kadar sırası da önem taşır. Yazar Özer, örnek bir sıralama yaptığında, yemeğe tuz ile başlanması gerektiğini hatırlatıyor ve ardından katkı maddesi olmayan bir tatlı yenilebileceğini söylüyor. Biraz ara verilmesini tavsiye ederken çorba ve yemekleri sıralıyor. Ve yazara göre meyve ya da çay ise yemekten en az iki saat sonra tüketilebiliyor.

Peki insanlığın iftihar tablosu Efendimiz (a.s.m) yemeklerini yerken hangi sıralamayı uygulardı? Bu konudaki sünneti nedir diye merak ettiğimizde Özer, kitabında 63 yıllık hayatında midesini hiç doldurarak sofradan kalkmayan Efendimizi (a.s.m.) anlamaya davet ediyor okuyucuları. Hiçbir zaman birkaç çeşidin bulunduğu sofralarda oturmayan Peygamberimiz kimi zaman ise yiyecek hiç bir şey bulamamıştır. Tüm bu gerçekler ortadayken onun yaşantısında ”yemek sırası” sorusunun cevabını bulmak imkansız ve bu sorunun cevabını aramak da onun yaşantısından ne kadar uzak olduğumuzun acı bir gerçeği oluyor.



Bu sünnetler şifa dağıtıyor

Peygamber Efendimizin (a.s.m.) davranışlarını örnek aldığımızda sünnet sevabı alıyoruz ve bu davranışların hepsi, içindeki hikmetleri yüzyıllar sonra da tasdik edilmiş, belki de kimi zaman yeni yeni anlaşılan birbirinden faydalı tavırlar. Yemek konusunda Efendimizin (a.s.m.) pek çok sünneti var ki bunlara uyulduğunda sağlıklı olmak kaçınılmaz. Yemek öncesi ve sonrası elleri yıkamayı şiar edinen Peygamberimizin (a.s.m.) aynı zamanda ayakta bir şey yiyip içtiği de görülmemiştir. Her zaman sağ elle yemek yenilmesini tavsiye eden Resulullah (a.s.m.) hiçbir zaman acıkmadan yememiş, çiğnemeden lokma yutmamış ve sofradan midesini doldurarak kalkmamıştır. Tüm bu davranışların geçerliliği ve sağlıklı olması ise şimdilerde pek çok isimlerle anılan farklı diyet listelerinin olmazsa olmazlarıdır. Yeni keşfedilmişçesine sunulan tüm bu doğruları asırlar önce, Allah Resulü hadislerle biz ümmetine öğretmiştir oysa ki…


Günde kaç öğün yemek yenir?

Bu soruyu 100 kişiye sorsak neredeyse 100'ünden de üç öğün cevabını alabiliriz çünkü bu bizler için bir doğru olarak kabul görmüş ve alışkanlık haline gelmiş bir durum. Oysa ki yazar Özer, araştırmalarında Efendimizin (a.s.m.) öğleyin yemek yediğine dair hiçbir bilgi olmamasının altını çiziyor. Günün iki vazgeçilmez öğününü ise sabah kahvaltısı ve akşam yemeği olarak belirtiyor.

Kimyasal olmayan tüm ürünlere sabah kahvaltımızda yer verebiliriz ve alışılanın aksine kahvaltıda çerez ve meyveyi de tüketebiliriz.

Efendimizin (a.s.m.) diğer öğünü ise akşam yemeği. Bu öğünün önemini “Akşam yemeğinin terki ihtiyarlık sebebidir” hadis-i şerifiyle daha iyi anlayabiliriz. Tanzimat döneminden sonra kültürümüze giren öğle yemeği ise beslenme tablosunda gereksiz olarak değerlendiriliyor. Bu iki öğünde bile az yemek ve midenin üçte birini boş bırakmaya dikkat etmek de önemli bir husus.



Fazla kilolardan nasıl kurtulabiliriz?

Yemek konusundaki şikayetlerden en önemlisi de fazla kilolu olmak. İdeal kilonun üstünde olan herkes için tehlike çanları çalarken akıllarda ise o ortak soru var: “Nasıl kilo verebilirim?” Bu sorunun cevabını kitap boyu yol alırken “nasıl kilo almam” olarak görebiliyoruz. Doğru beslenme kilo alımını azaltırken sağlıklı yaşam için yapılan uyarıları dikkate almak da kilo almaktan koruyor.

Yazar Kemal Özer ise şişmanlık sorununda en büyük suçluyu hareketsizlik olarak ifade ediyor. Özer, stresten uzak durmanın, şekerli ve unlu gıdalardan uzak durmanın da büyük bir adım olduğuna değiniyor. Mevsimine uygun yeme içmenin de şişmanlık konusunda yanıltıcı olduğunu söylerken öğün sayısını mutlaka ikiye düşürmek gerektiğini de ısrarla belirtiyor. Yazar en iyi diyetin açlık olduğunu savunurken her konuda olduğu gibi diyet konusunda da dengeyi kaçırmamak gerektiğini hatırlatıyor.



Az yemek mümkün mü?

Az yemek ile aç kalmak arasında büyük fark var. İlk etapta az yersem doymam düşüncesi bizim zihnimizin bir kandırmacası. Çok yemek yemek ne kadar riskli ise kuşkusuz aç kalmak da telafisi güç sorunlara yol açabiliyor. Az yemeği tanımlayan yazar bunu “kişinin iştahı varken yemek yeme işlemine son vermesi” şeklinde özetliyor.

Ölçülü yemek yemek tüm beden sağlığını olumlu yönde etkilerken bunun aksi ise beyin fonksiyonlarını geriletme gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Özellikle çocuklardaki görülen dikkat eksikliği bu nedenle ortaya çıkıyor.

Açlık tamamıyla biyolojik bir durum değil. Psikolojinin de mide üzerinde tesirli olduğunu özellikle Ramazan ayında daha da iyi anlıyoruz. Çoğu zaman acıktığımız için değil yemek saati geldi diye yediğimizden gereksiz kilolar alınıyor.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki uzun ömürlü insanların ortak noktaları birbirinden çok da farklı değil. Az yemek, lokmaları çiğneyerek yutmak ve besin değeri yüksek gıdalar tüketmek; aslında çok da zor olmayan uygulanmış bir formül. Unutmamak gerekiyor ki açlık ve tokluk hissi beyin tarafından yönetiliyor.



Gıdalar şeytandan nasıl korunulur?

Yemek yemek en temel ihtiyaç hiç şüphesiz. Memleketlerin namı yiyecekleriyle anılırken çoğu zaman bizler de kurduğumuz veya ağırlandığımız sofralara methiyeler dizeriz. Yemek insanın ayrılmaz bir parçası olsa da yemek yeme alışkanlıkları Batı'ya olan özenti, çağın getirdiği bitmez koşturmaca içinde adeta boyut değiştirmeye başladı. Özer'in deyimiyle toplumun aynası olan mutfak popüler kültürle birleştikçe bizi önce şişman sonra hasta belki de en kötüsü günahkâr etti.

Oysaki Müslümanların her konuda kendilerine ışık olan Peygamber Efendimizden (a.s.m.) öğreneceklerinin başında yemek yeme biçimi ve tarzı da olmalıydı. Kitapta gıdaların şeytandan uzak durması gerektiğine de dikkat çekiliyor. Bilim maskesi altına sığınarak fıtratı değiştirilen besinlerle soframıza dahil olmak isteyen şeytandan uzak durarak beslenmek herkesin dikkat etmesi gereken bir husus. Yemeğe besmeleyle başlamanın yemeğe bereket kattığı bilindiği gibi daha az yemek de yine şeytanın sofralarımızdan uzak durmasını sağlayan vesilelerden.



Akıllı ailenin mutfağındaki kurallar

Sağlıklı ve inancına uygun gıdalar yemek isteyen ailenin mutfağına dikkat etmesi gerekir. Mutfağa alınan malzemelerden pişirilen yemeğin çeşidi, ısısı hatta yeme şekli aile bireyleri için çok önemli.

İşte akıllı ailenin mutfağındaki kurallar:


•İhtiyacı karşılayacak nitelikte olmalı

•Yiyecekler taze olmalı

•Kullanılan ürünler hilesiz olmalı

•Gıdalar bozulmamış olmalı

•Aşırı kızarmış ve çok pişmiş olmamalı

•Tarım ürünleri geleneksel tohumdan üretilmiş olmalı

•Tarım kimyasalı kullanılmış olmamalı

•Endüstriyel işlem görmemiş olmalı

•Katkı maddesi kullanılmamalı

•Mevsiminde üretilmiş olmalı

•Bölgede yetişmiş olmalı

•Günlük tedarik edilmeli

•Helal ve temiz olmalı



Hayat kurtaran tavsiyeler

1- Şekerden kurtulun

2- Ununuzu-ekmeğinizi değiştirin

3- Tuzunuzu değiştirin

4- Sızma zeytinyağı tüketin

5- Meyve suyu değil meyve tüketin

6- Su tüketiminizi yeterli hale getirin

7- Doğru çay, doğru kahve için

8- Gazlı içecekleri hayatınızdan çıkarın

9- Bisküvi, çikolata ve kekten kurtulun

9- Sirke ile tanışın

10- Spor yapın, spora başlayın

11- Alkol ve türevlerinden uzak durun

12- Katkı maddeleri tüketmeyin

13- Her şeyi mevsiminde tüketin

14- Endüstriyel gıdalardan uzak durun

15- Az yiyin

16- Temizliğe dikkat edin

17- Uykunuzu düzenleyin

18- Toprakla temas edin

19- Tarım kimyasallarından uzak durun


12 yıl önce