312. maddeden mahkûm olan ve halen cezaevinde yatan Hasan Celal Güzel, 312. maddenin değiştirilmesine sert bir biçimde karşı çıkan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye mektup gönderdi. Güzel, cezaevinden yazdığı açık mektubunda, Bahçeli'nin 312. maddeyle ilgili sözlerini "içi sızlayarak" okuduğunu belirterek, "Size ve camianıza teessüflerimi bildiriyor ve bu yanlış tutumunuzu değiştirmenizi diliyorum" dedi.

Güzel, Cezaevi İdare Memuru'nun "görüldü" ibaresini taşıyan mektubunda, "Biliyorsunuz ben TCK 312'ye göre hüküm giymiş, halen Ayaş Cezaevi'nde bulunan bir 'mahkûmum'. Hani sizin ifadenizle, 'insanlar arasında sosyal, etnik ya da din farklılıkları kullanarak kin ve düşmanlık tohumları ekmeye çalışan ve cezasız kalmaması gereken' bir mahkûmum" dedi.

'MHP'liler üzerinde sizden fazla hakkım var'

Güzel, MHP'li vekiller üzerinde Bahçeli'den daha çok hakkı olduğunu belirterek, "En zor zamanlarda sizlerin birçoğunuz yanında değilken rahmetli Türkeş'in yanında yer almış, ilk Ülkü Ocağı'nın kuruluşuna temel atmış, bütün hayatı boyunca Türk milliyetçilerinin arkasında olmuş, onları himaye etmiş, Kabine'deki bakanlarınızın, Meclis'teki milletvekillerinizin üzerinde bile sizden fazla hakkı olan bir mahkûmum" dedi.

Koğuşum Başbakanlık'tan şerefli

Kendisinin, MHP'liler gibi "Ürkek Değil Erkek" sloganıyla seçim kazanıp, sonra aksini yapmadığını söyleyen Güzel, şunları kaydetti: "Sizlerin tabiri ile 'erkek' gibi hiç korkmadan, boyun eğmeden, militarist-antidemokratik müdahalelere, haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı çıkarak mücadele ettim. Benim için Ayaş Cezaevi'ndeki koğuşum, Başbakan Yardımcılığı makamından da, Başbakanlık makamından da, cumhurbaşkanlığı makamından da daha şeref bir yerdir."

Bahçeli'ye zor soru

Güzel, mahkumiyetine neden olan, başörtüsüyle ilgili bir konuşması içindeki ifadelerinden hiçbirisinin, MHP'ye oy veren, Bahçeli'yi milletvekilliğine ve Başbakan Yardımcılığı'na götüren milyonlardan tek bir kişinin bile aksini düşüneceği ifadeler olmadığını dile getirdi.

Güzel, Bahçeli'ye kendisini seçen, yıllarca "vatan, millet, ezan, bayrak" için mücadele eden sessiz yığınların mı, illegal Batı Çalışma Grubu'nun buyruklarının mı önemli olduğunu sordu. Güzel, "Asla temenni etmem ama yarın, bir avuç hukukçuyu üstü kapalı darbenin silahları gibi kullanan güçler sizleri hedef alırsa, başörtüsünden, YÖK'ten, imam hatip okullarından seçim meydanlarında bol bol bahseden hatipleriniz kolaylıkla istismar edilmezler mi?" dedi.

Değişen dünyada 312'ye yer yok

Bahçeli'yi öğretim üyeliği döneminde karşılıklı odalarından, ev sohbetlerinden tanıdığını ve "dürüst, namuslu bir milliyetçi" olarak takdir ettiğini belirten Güzel mektubunda şu ifadelere yerverdi: "Size ve arkadaşlarınıza kırgınlığım, 312 ile ilgili konuşmalarınızda nezaketen de olsa beni zikretmeyişiniz değildir.

Üzüntümün sebebi, milliyetçi-muhafazakar bir tabanın hassasiyetlerini ve kıymet hükümlerini bir tarafa atarak, siyasi rakipleri yıpratma hesabı içinde Türkiye'deki antidemokratik çevrelere, jakoben ve zorba güçlere payanda olmanızdır. Seçimden sonra sizi ilk tebrik ettiğimi söylediğiniz siyasi parti genel başkanı olarak başarılı olmanızı samimiyetle temenni etmiştim. Bu konuda henüz ümide kesmiş değilim. Lakin, Türkiye'de ve dünyada yarım asır önceki çizginin çok değiştiğini artık kabul etmelisiniz. Bu dünyada, demokrasiye karşı yürütülen tankların, düşüncesinden dolayı hapsedilen aydınların, 312'lerin yeri yoktur."