Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü araştırma görevlisi Dr. Ömür Ceylan'ın Kaşif Yılmaz danışmanlığında hazırladığı Tasavvufî Şiir Şerhleri adlı doktora tezi, aynı adla Kitabevi tarafından yayınlandı (0212.511 21 43, İst. 2000). Eski Türk edebiyatı kürsülerinde görmeye pek alışık olmadığımız ve şimdiye kadar ihmale uğramış bir konuda hazırlanmış ve kendisinden sonra yapılacak çalışmalara da bir istikamet vermesi bakımından ayrıca önemli olan bu çalışma için, İstanbul'da yazma eser bulunan kütüphanelerin katalogları taranmış. Kitap, Türk tasavvufunun zirvesinde yer alan ve yazdıklarıyla asırlar boyunca okunan ve kendisinden sonrakileri etkileyen 23 şairin, tasavvuf tarihi ve felsefesi için de çok önemli bilgileri içeren, 42 ayrı şiirine yirmi şarih tarafından yazılan, yaklaşık 600 varaklık 47 şerh metninin, biçim ve muhteva bakımından incelenmesinden oluşmakta. Kısaca giriş, metin ve inceleme diye üçe ayırabileceğimiz çalışma, şerh hakkında verilen genel bilgi ile şerhleri verilen manzumelerin tanıtılmasından oluşan bir girişle başlamaktadır. Şerh kelimesinin tarihi seyri içinde kazandığı anlamlar üzerinde durulmuş. Cumhuriyet döneminde yapılan tartışmalara değinilmiş ve Türk edebiyatında şerh geleneği üzerinde bilgi verilmiş. Türkçe manzume şerhleri bölümünde ise türkçede şerh geleneğinin tarihi seyri özetlenmiş ve çalışmada değerlendirilen manzumeler hakkında ayrıntılı bilgi verilmiş. Bu bölümün sonunda ise yapılan çalışmalar sonucunda oluşan kanaatler sıralanmış. İlk bölüm şerh edilen manzumelerden, ikinci bölüm ise incelenmesinden oluşmakta. Şiirleri en çok şerh edilen şairler arasında Niyazi Mısrî 9 şiir ile başta yer alıyor. Onu 4 şiirle Nakşî, 3 tane ile Yunus Emre ve Muradî, 2 tane ile Üftade ve Aşık Ömer, birer tane ile Hacı Bayram Veli, Eşrefoğlu Rûmî, Aşıkî, Sünbül Sinan Efendi, Muhtefî, Aziz Mahmut Hüdâyi, Rusûhî, Gaybî, Nasûhî, Evliya Muhammet Ağa, İsmail Hakkı, Şeyh Sâfî, Sezayî, Aczî, Şeyh Abdurrahman, Çelebi Sultan, Ahmet Efendi, Hayretî ve Şeyhî takip etmekte. Yukarıda zikredilen 42 manzumeye, 47 şerh yazılmış. İsmail Hakkı Bursevî on şiire yazdığı şerhle ilk sırada yer almakta. Onu, 7 şerh ile Uşşakî, 4 şerh ile Bazî, 3 tane ile Harîrî ve Siyasî, 2 tane ile Aczî Ağa, Urfî-i Selanikî, Ayinezâde ve Zâtî Süleyman Efendi, birer tane ile Şeyhzâde, Niyazi Mısrî, Şeyh Ali Nakşibendî, Abdülhay Celveti, Feyzullah Efendi, Cabbarzâde, Şermî, Aziz Mustafa Hüdâyî, Gaybî, Azbî, Sezâyî ve Harîrî takip etmekte. Manzumeler şerh edilirken delil getirilen hadis-i şeriflerin listesi, sahada çalışanları büyük bir zahmetten kurtaracak şekilde hazırlanmış ve tahrici sunulmuş. 123 hadis içinde zayıf hadis sayısı on iki. Bir o kadar da zayıf ve tartışmalı hadis var. Bu tip çalışmalar yapıldıkça mutasavvıfların yararlandıkları hadisler hakkında daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilecektir. Metinlerde geçen, dinî, tasavvufî ve edebi kelimelerin metinlerdeki anlamlarının çıkartılması, hiç kuşkusuz çalışmanın en önemli tarafı. Bu sözlükte geçen kelimeler hem tasavvufî terimler sözlüklerine, hem de eski edebiyatımızın anlaşılmasına katkıda bulunacak. Metinlerde geçen sufi menkıbeleri, hem menkıbesi anlatılan sufileri daha iyi tanıtmak, hem de kimi tasavvufi kavramların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmakta. Edebiyatçıların yararlanacakları bir diğer bölüm, şerhlerde geçen ayet ve hadis dışındaki kibar kelamlarının bulunduğu liste. Tasavvufla ilgilenenlerin kütüphanelerinde mutlaka bulundurması gereken bir çalışmaya imzasını atan Dr. Ömür Ceylan'ı tebrik ederim.
İSMAİL GÜLEÇ
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|