YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

FP tabanının nabzı

 
Geçtiğimiz hafta, İznik ve İnegöl'e gittim. Orada, Fazilet Partisi teşkilâtlarıyla biraraya geldik. Demokrasiyi, insan haklarını konuştuk. İslâmiyet'in demokratik açılımları engellemeyeceği hususu üzerinde durduk. En çok soru kıyak emeklilik konusunda ve başörtüsü meselesinde geldi. FP'nin kıyak emekliliğe destek vermesini sorguluyorlar. Başörtüsü meselesi ise bitip tükenmeyen dertleri.

 

Geçtiğimiz hafta, İznik ve İnegöl'e gittim. Orada, Fazilet Partisi teşkilâtlarıyla biraraya geldik. Ben düşüncelerimi söyledim; onların sorularını cevaplandırdım.

Bu tip gezilerden sonra, genelde topluluktan edindiğim izlenimleri ve onların eğilimlerini sütunlarıma alıyorum.

Ne konuştuk?

Demokrasiyi, insan haklarını konuştuk. İslâmiyet'in demokratik açılımları engellemeyeceği hususu üzerinde durduk.

Ben onlara, Türkiye'yi kastederek "Bizim şartlarımız farklı" diyenlerin bulunduğunu hatırlattım ve bizim şartlarımızın esasında daha uygun olduğunun altını çizdim.

"Osmanlı devleti farklılıkları kabul eden, kabul etmekle kalmayıp onları yaşatan ve muhafaza etmeye çalışan bir anlayışa sahipti. Bu hoşgörü, bir kaç padişah veya vezirin geçici iyi niyetinin eseri değildi; kaynağı İslâm'dı. Çünkü İslâm, bütün semavi dinleri eşit görür. Müslümanlıkta hâkim olan düşünce sulhtür. İslâmiyet, Hz. Adem'den, Hz. Muhammed'e kadar bütün peygamberleri kabul eder. Kuşatıcıdır. Kapısını 'bin kere tövbe edenlere' bile açık tutar.

Hz. Mevlanâ 'Bin kere tövbe etsen ve bin kere tövbeni bozsan bile gene gel' demiyor mu?

Şeyh Edebâli Hazretleri, Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey'e 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' nasihatını vermiyor mu?

İnsan merkezli bir yönetim şekli..."

Bu minval üzerine konuştuk.

Bu tip toplantılarda, 20-25 dakika sonunda dikkat dağılıyor. Ama yazılı sorular alıp, kısa kısa hepsini cevaplandırırsanız, hem tabanın nabzını tutmuş oluyorsunuz, hem de ilgiyi muhafaza edebiliyorsunuz.

Okurlarımıza da havayı yansıtmak için bazı soruları sütunuma alıyorum.

Sorular

* 30 bin vatandaşımızın katili Apo'yu bu hükûmet ne zamana kadar besleyecek?

*MHP ile müşterek noktaları çoğaltıp, ülkenin demokrasi ve özgürleşmesi konusunda adımlar atamaz mısınız? MHP ve FP, birbirinden çok mu farklı?

*Önceden gündemi biz oluştururduk. Şimdi savunmadayız. Ne zaman atağa kalkıp, yine gündemi belirleyeceğiz?

*Bazı milletvekilleri niçin FP'den ayrıldı?

*Apo asılacak mı? Asılmazsa bunda dış güçlerin etkisi var mı? Dileriz sonunda onu başımıza Cumhurbaşkanı yapmazlar.

*Bir insanın suçlu olup olmadığına kartel medyası mı karar veriyor, yoksa mahkeme mi?

*Parti bir araç mı, yoksa amaç mı?

*Enerji konusunda, tahkim niçin geriye işletildi? Mavi Akım projesi konusunda düşünceleriniz?

*"Hukukun üstünlüğüne saygısı olmayan toplumlarda, halk sürü, insan köle olur" İmza Sami Selçuk. Lütfen açar mısınız?

*Fazilet'i kapatmak isteyenler üzerinde, Avusturya'nın ırkçı partisine karşı takınılan tavır olumsuz bir tesir yaratır mı?

*İslâmiyet'in adalet duygusundan bahsettiniz. Kıyak emeklilik bu duyguyla bağdaşıyor mu?

*Kıyak emekliliğin parasını gönül rahatlığı ile harcayabilecek misiniz?

*Parti içi problemlerin yüksek sesle telâffuz edilmesi doğru mu? Problemi kendi içinizde çözemez misiniz?

*Üniversite sınavında, İmam Hatip Liseleri'nin aldığı puanlar çok az bir kat sayı ile çarpılıyor. Buna sebeb olarak da, meslek liseli olmamız gösteriliyor. Aslında konu meslek lisesi değil, başörtüsü. Bu bir ayırımcılık değil mi? Endüstri Meslek Liseleri, bizim bulunduğumuz kategoriden çıkarılıp, yüksek puanlı okulların kategorisine sokuldu.

*Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik bölümü 3. sınıf öğrencisiydim. Ama artık başörtüsü mağduruyum. Ne yazık ki, özür dileyerek söyleyeyim, bu mağduriyetimizin asıl sebebinin, ailece gönül verip desteklediğimiz partimiz olduğunu düşünüyoruz. Hani rektörler, başörtülülere selam duracaktı? Hani İmam Hatiplerin kapılarına kilit vurulunca, sine-i millete dönülecekti? Hani bizim dertlerimizle hemdert olacaktınız? Ben ve benim gibiler, mezara girdikten sonra mı başörtüsü ve eğitim problemimizi halledeceksiniz? Bu meselenin halli için gereken cesareti gösteremezseniz, hakkımızı size helâl etmeyeceğiz."

*Cumhurbaşkanlığı'nda net tavrınız ne? Seçim öncesindeki gibi kararsız mı davranacaksınız? Adayınız kim?

*Genelkurmay, partimizi hedef aldıktan sonra parti içinde başgösteren huzursuzluk neyin nesi?

*Fazilet Partisi, kurulduğu günden beri haddinden fazla ılımlı. Zaten gerilimli olan gündeme daha fazla negatif yük bindirmek istemiyor. Bu durum, söylenen bazı hakikatlerin geri alınmasını mı gerektiriyor? (-ki söylenenler halkın büyük çoğunluğunca tasvip edilmiştir)

*Parti içi demokrasi kurulacak mı? Partimiz kapatılacak mı? Neden 28 Şubat kararlarında sine-i millete dönmediniz?

*Ortaçağ'ın skolastisizmini yaşamamış Müslüman Türk insanı, inancını yaşamak istediği için bugün neden Ortaçağ karanlığında gösteriliyor. Ortaçağ'da, Türkler ve Müslümanlar, bilimde şahikaya ulaşmışlardı.

*Niçin bugünkü terörün adını Hizbullah koyuyorlar?

*Hizbullah konusunda, devlet niçin geç kaldı?

*Apo'nun idamı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne uyacak şekilde beklettiriliyor. Peki FP hakkında, demokrasiye uymayan açıklamalar nasıl yapılıyor?

*Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki Refah davası ne olacak?

*Fikir ve düşünce adamlarını hapse atan, parti kapatan, insanların inandıkları gibi yaşayışını engelleyen bu zihniyet AB'ye yakışıyor mu?

*Fadime-Kalkancı olayı ile patlatılan medya bombasının ardından Türkiye'de inanların üzerinde baskı kuruldu. Ve bizler post-modern bir darbe yaşadık. Şimdi aynı şekilde patlatılan Hizbullah "bombası" ve FP ile irtibatlandırılması, akabinde dindar insanların üzerine yeni bir baskı. İkinci 28 Şubat habercisi mi bu gelişmeler?

*Küçük düşürülüp horlanıyoruz. Başörtümüzle dışlanıyoruz. "Mürteci" lâkabıyla sorgulanıyoruz. Benim başörtüm mafya değil ki!

FP hakkında çok konuşuluyor

Bugünlerde Fazilet Partisi hakkında çok konuşuluyor. Değerlendirmelere, tabanın sesini yansıtarak yardımcı olmak istedim.

FP tabanı, yenilikçiler-gelenekçiler ayrışmasından haz etmiyor, ama değişimi talep ediyor. Genç bir lider görmeyi arzu ediyor. FP yönetiminin mevcut performansını pek beğenen yok. Öte yandan, zirvedeki durgunluğun, ülkemizin özel şartlarından ve kapatma davasından kaynaklandığını düşünenler de var.

En çok soru kıyak emeklilik konusunda ve başörtüsü meselesinde geldi.

FP'nin kıyak emekliliğe destek vermesini sorguluyorlar. Başörtüsü meselesi ise bitip tükenmeyen dertleri.

Kendisini öz vatanında garip hisseden bu tabandan korkmak yerine, onu hoşgörü ile kuşatmak, demokratik taleplerini yerine getirmek, açılım arzusunu engellememek daha doğru olmaz mı?


12 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...