T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kemal Derviş de başarılı olamazsa?

Şimdi bazı çevrelerin bayağı telaşlı olduklarını görüyoruz.

Bunların arasında 28 Şubat darbesini destekleyen kuruluş ve kişiler de bulunuyor.

Mali ve ekonomik kararların bir an önce alınmasını ve uygulamaya geçilmesini istiyorlar.

Onlara göre, "Türkiye'nin boşa harcayacağı bir dakika bile bulunmuyor" muş!..

Bu çevreler asıl kriz dalgasının 'tsunami' gibi gelmekte olduğunun farkına varanlar.

Bazı aymazlar var ki, onlar daha yaşanılan ve yaşanılmakta olan krizin gerçek boyutlarını kavramaktan aciz, hâlâ kapalı kapılar ardında, 'Ankara entrikaları' çeviriyorlar.

Kemal Derviş, Hüsamettin Özkan'la nasıl görüşmüş, Başbakan Ecevit'le nasıl görüşmüş?

MHP'li, ANAP'li, DSP'li bakanlar, Hükümet'in kontrolundaki bürokratlar Derviş'i desekliyormuş gibi yapıp da hangi engellemeleri yapıyorlarmış?

Bunlarla ilgili dedikodular ortalığa yayılmaya başladığına göre Derviş'in işi bayağı zor demektir.

Üstelik de, ülkeyi bu hale getirmiş ve bu yıkıntının siyasi sorumluluğunu üstenmek gibi bir düşünceye sahip olmayan bu siyasi zevatın, olup bitenlerin bütün kabahatini yükleyecekleri canlı bir bahane ortada dolaşırken, bu 'Olağanüstü Devlet Bakanı'nı canı gönülden desteklemeleri için de makul bir sebep bulunmuyor.

Ülke ve millet adına Derviş'i desteklediklerini söylemek de mümkün olamaz..

Ben şahsen bu anlamda mucizelere inanmam.

İşbaşındaki liderler sultasının, bu ülkeden ve giderek yoksullaşan halkın sorunlarından çok kendi iktidarlarını düşündüğü ortadayken, Kemal Derviş de gelse, dünyanın herhangi bir olağanüstü yetenekli uzmanı da gelse yapacağı bir şey olamaz.

Herşeyin, ama herşeyin aynı kaldığı, ama sadece olağanüstü yetkili bir uzmanın görev aldığı bir ortamdan mucize beklememek gerektiğini çoktan biliyoruz.

Diyeceksiniz ki, "Bu uzman, öyle bildiğimiz uzmanlardan değil. Dünya Bankası'ndan, ABD'nin desteği ile tam yetkili geliyor."

Hatta, Derviş'in tek başına tam yetkili Başbakan olduğunu, asıl hükümetin de göstermelik olduğunu söylemek de mümkün.

Bunların hemen hepsinin doğru olduğunu söyleyebiliriz.

Uluslararası para çevrelerinin, Türkiye'de yönetime el koyarken, bütün kadroların ve siyasi liderlerin de değiştirilmesinin dünya nezdinde 'şık' kaçmayacağını düşünmüş olduğu ve daha bir süre bu göstermelik iktidarla durumu idare etmeye çalışacağı da ifade edilebilir.

Gerçek bu bile olsa, yine de iktidarın belli mekanizmalarının başında liderler sultasının ve onların adamlarının bulunduğunu unutmamak gerekiyor.

Bu kadronun bütün becerisinin ise Ankara'da kapalı kapılar ardında dar politik manevralar ve ayakoyunları çevirmek olduğu artık herkesin malumu...

Bu nedenle Kemal Derviş'in, Türkiye'yi krizden çıkartmaya çalışırken, o siyasi zevatın mahvettiği Türkiye'nin işlerini düzeltmenin çarelerini ararken, bu ayakoyunlarına takılmaması, tökezlememesi düşünülebilir mi?

Benim ve benim gibi birçok kişinin endişesi şimdi bu...

Peki, beklenen gerçekleşir ve Kemal Derviş yapmak istediklerini gerçekleştirirken kösteklenirse ne olacak?

Tabii, öncelikle Türkiye daha derin bir krize ve yoksulluğa doğru hızla yuvarlanacak, o malum...

Ama arkasından da, çoktan işbaşından uzaklaşması gereken bu siyasi kadroların işte o zaman sonu gelmiş olacak.

Halkın güvenoyuna başvurmaya cesaret etseler, arkalarında herhangi bir siyasi desteğin kalmadığını görecekler.

Bunu yapmadıkları için, parlamentoda artık onları emir kulu haline gelmiş gruplarının verdiği desteği hâlâ halkın desteği sanıp çekip gitmiyorlar.

Öyle anlaşılıyor ki, bunu da Kemal Derviş gerçekleştirecek.

Sanıyorum, Derviş başarılı olursa, bu hükümet bu başarıdan kendisine pay çıkartamayacak ve bir süre sonra çekip gidecek.

Başarılı olamaz ve Ankara'daki ayak oyunlarıyla engellenir ve ayrılması sağlanırsa hükümet bu sefer daha çabuk gidecek.

Bedeli Türkiye için daha ağır olacak ama, böyle bir hükümeti de hiçbir uluslararası güç artık sırtında taşımak istemiyecek.

Temennimiz memleket daha ağır bir bedel ödemeden çekip gitmeleri.

Bunun için Kemal Derviş'in başarısızlığını bekliyor olmak ne kadar çarpıcı bir çaresizlik değil mi?


15 Mart 2001
Perşembe
 
KORAY DÜZGÖREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED