T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Çok zor bir "üç ay" geliyor

Amma da uzun geçecek bir "üç ay" var herkesin önünde..

Ekonomik iflasın bir yandan, kokuşmuşluğun öte yandan sorumlusu olan "politik-bürokratik-medyatik" kadrolar, bu üç ay boyunca, tasfiye edilmelerini bekleyecekler..

"Japon işkencesi" gibi birşey bu..

Hergün, yeni bir yolsuzluk dosyası daha ortaya sürülecek.. Savcıların hazırladığı suç dosyaları, iyice kabaracak..

Unutturulduğu veya ört-bas edildiği sanılan eski-yeni kokuşmuşluk vakaları, "düğmeye basan parmaklar" tarafından, medyaya, yeni dosyalar içinde verilecek..

Önlerinde ceket düğmeleri iliklenip, saygı ile selamlanılan iktidar ve para sahibi "sözde-muteber" isimlerin, "hukuk", "adalet", "temizlik", "şeffaflık" gibi kavramlar telaffuz edildiğinde, tüyleri diken diken olacak..

Bu üç ay boyunca, şu anda Kemal Derviş'in simgelediği "politokrat" kadrolar, Türkiye'nin krizini dondurup, normale dönüş yollarını arayacaklar..

Çok zor bir üç ay olacak bu..

Hepimiz, tüm ulus, zorlanacağız..

Yüksek enflasyonla, zamlarla, ek vergilerle, geçim zorlukları ile dolu olacak bu üç ay..

Bülent Ecevit, tabii ki bu zorlukların da farkında olmayacak..

Ama Hüsamettin Özkan ve Mesut Yılmaz gibi isimler, ülkenin ekonomisine ve dirliğine, düzenine verdikleri zararı iyice hissedecekler..

Kendi dar çevrelerinin ve tatil köylerinin dışına çıkıp, halkla, esnafla görüşmeye çekinecekler..

Devlet, bir program uyarınca değil, çaresizlikten küçülecek..

Kamu parasını bol keseden harcayanlar değil, kendi parasıymış gibi tasarruf edenler parlayacak bu dönemde..

"Ekonomik kriz" yaşamış ülkelerde, Endonezya'da, Güney Kore'de, Filipinler'de, Rusya'da, Brezilya'da, Meksika'da ne olduysa, Türkiye'de de böyle şeyler görülecek..

Akşam yatağına zengin yatan işadamlarından bazıları, sabah uyandıklarında kendilerini iflas etmiş bulacaklar..

Güvenli işlerde, en başarılı şekilde çalışan yöneticiler, emekçiler, kitle halinde işsizler ordusuna katılacak.. İşsizler ordusuna, bankacılar da eklenecek..

Marjinal sayılan siyasi görüşler, "aşırılar", "radikaller", toplumda kendilerine olan desteğin arttığına tanık olacaklar..

"Parlamento-dışı siyaset", güçlenecek..

"Eski düzen"in sahipleri ve sorumluları, yargılanacak, cezalandırılacak..

Bu tür ekonomik krizler ertesinde doğan siyasal geçiş dönemlerinde, Güney Kore'de iki eski cumhurbaşkanı hapse mahkûm oldu, Endonezya'da Suharto rejimi sona erdi, Rusya'da Yeltsin devrildi..

Önümüzdeki bu zor üç ayda, çok ciddi olaylar ve dayanılması güç günler yaşayacağız..

Bu gerçeğin bilincinde olmalıyız..

Sonra, yine iyi ve normal günler, mutlaka gelecektir..

Yeni dengeler oturacak, yeni mekanizmalar çalışmaya başlayacaktır..

Ekonomik açıdan, "yaz" kolay bir mevsimdir..

Akaryakıt tüketimi ve çeşitli zorunlu harcamalar azalır.. Turist ve işçi dövizlerindeki giriş hızlanır. İnsanlar yazın, ekonomik zorluklara daha kolay direnir..

Bizim, bu zor üç ayı, bilinçsizce geçirmekten ve ziyan etmekten kaçınmamız şarttır..

Bilelim ki, mesleğimiz olan gazetecilikte de (veya medyada) radikal değişiklikler gelecek.. Eski ve bozuk modeli pompalayıp, halkı aldatan, kamuoyunu yanıltan medya, krizden büyük değişimle çıkacak..

Siyasi destekle balon gibi şişirilen "yapay büyükler" de, herkes gibi küçülmek, rasyonalleşmek, yeniden-yapılanmak zorunda..

Çok zor üç ay geçireceğiz..

Hepimiz hazırlıklı olalım..

ŞAKA

Sosyal sınıflar!.

Banka boşaltma fiilinin sanıkları, siyasal, sosyal ve coğrafi konumlarına göre, üç sınıfta ele alınıyor..

a) İçeridekiler

b) Dışarıdakiler

c) İyice dışarıdakiler..

"Dışarıdakiler", cezaevi dışında fakat yurtdışına çıkmaları yasak.. "İyice dışarıdakiler" ise yurt-dışında..

"İçeridekiler"e gelince, bunların hem gazeteleri yok, hem de hazırlıksız yakalandılar..

TÜRKİYE

Bazı önemli göstergeler...

Farkında değil misiniz? Müthiş bir "siyasi ayıp" var ortada..

"Yeni ekonomik program"a, sendikalardan destek istemek için, Kemal Derviş, "tek başına" ziyaretler yapıyor..

"Siyasi sorumluluk" sahibi olan sözde liderler ise, kendi parti gruplarından başka, hiçbir kesimden destek ve güven isteyemiyorlar..

Kemal Derviş, sorumsuz liderlerin sorumluluğunu, tek başına üstlenmiş durumda..

Oysa onun da, hiçbir siyasi sorumluluğu yok..

Yani henüz "gerçekleşmemiş bir değişim" var gündemde..

Bu birinci mesele..

İkincisi de şu..

Farkında değil misiniz?

Düne kadar, "Ecevit'in ensesindeki sessiz adam" diye bilinen esrarengiz Hüsamettin Özkan ve bağlantıları konusunda, birden herşey öğrenildi.. Cumhurbaşkanı'na "Nankör kedi" diye bağırdığı bile biliniyor..

TÜRKBANK özelleştirme dosyası bile yeniden açılıyor.. Mesut Yılmaz, "hedef benim" diye medyaya demeçler veriyor.. Bahçeli, "hortum ekonomisi"ni kanayan açıklamalar yapıyor..

Bunlar, gözümüze çarpan önemli olaylar ve işaretler..

Bunlar, "yarın"a dönük ipuçlarını da getiriyor..


15 Mart 2001
Perşembe
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED