T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kötü haberler Dinç Bey'den uzak dursun...

Son zamanlarda içimi "Cızz" ettiren olaylar iyice arttı. Önceki gün, hem de elimde Sabah gazetesi Dinç Bilgin'i düşünürken, "Jandarma Turgay Ciner'in işyerlerini bastı" haberi ulaşınca da öyle oldu. Bir yandan içim "Cızz" ederken, bir yandan da "Eyvah" diye düşündüm, "Galiba sıra Dinç Bilgin'e geldi..." Turgay Ciner'in tutuklanmadığını, işyerlerinin basılmasına sebep olan olayın Sabah gazetesiyle bir ilişkisi bulunmadığını öğrendim de Dinç Bey nâmına rahatladım...

Sabah'ı çıkartan ekip okuyunca şaşıracak, biliyorum; ancak ben yine de kayda geçireyim: Köklü bir gazeteci aileden gelen Dinç Bilgin'in kelepçeyle cezaevine götürülmesinin en fazla rahatsız edeceği kişilerden biri benim... Hayattaki en büyük endişesinin öyle bir fotoğraf karesinde yer almak olduğunu ilk elden biliyorum çünkü... Bu haftayı, biraz da bu yüzden, kulağım DGM'de, endişeli olarak geçiriyorum...

Sabah gazetesi, bir kaç gündür, Yeni Şafak'ın da bünyesinde yer aldığı Albayrak Grubu ile ilgili yayın yapıyor; herhalde siz de duymuşsunuzdur. Yayında herhangi bir yenilik yok aslında; bir ay kadar önce gazetenin İstanbul ekinde kullandıkları malzemeyi yeniden fırına verdiler. Albayrak Grubu'nun alın teri ürünü başarıları için "Bu nasıl oldu?" diye sormak için, 'hortumlamak' gibi, 'ahtapot' gibi sözcükler kullanılması gazetecilik adına rahatsız edici...

"Belediyeyi hortumladılar" başlığını görünce, aynı gün İzmir'den gelen bir elektronik posta mesajı aklıma düştü. Mesajı gönderen okur, "İzmir'de, Körfez vapurlarında, belediye, Yeni Asır gazetesini bedava dağıtıyor" bilgisini ulaştırmıştı. 200 bin lira ödeyip vapura binen her yolcuya 200 bin liralık Yeni Asır bedava...

Aslında, "Belediyeyi hortumladılar" başlığı kızkardeşi Sabah'ta karşıma çıkmasaydı, Yeni Asır'ın belediye ile ilişkilerini hiç merak etmeyebilirdim. Ama o başlık belediyelerin hortumlanabileceğini zihnime soktuğu için, içime kurt düştü. Bayramı, oğlu Önay Bilgin'in Bolu'daki mâlikânesinde topladığı yakın dostlarıyla vur patlasın çal oynasın havasında geçirdiğini öğrendiğim Dinç Bey'e, belediyelerin hortumlanmasına karşı olduğunu ifade ettiğine göre, İzmir'den üzüleceği haberlerim var...

Sahibi olduğu Yeni Asır gazetesi İzmir'in DSP'li belediye başkanı Ahmet Piriştina ile samimi ilişkiler içerisinde. Sandığınız gibi bir kaç yüz gazete değil vapurlarda bedava dağıtılan, bir rivayete göre 6500, bir başka rivayete göre de 10 bin Yeni Asır belediye tarafından satın alınıp bedava dağıtılıyor... Büyük rakamlar bunlar...

Bir zamanların yıldız futbol kulübü Göztepe bir şirket statüsünde yönetiliyor ve şirketin sahibi de Dinç Bilgin... Kulübe onun adına Yeni Asır'ın yayın yönetmeni Hamdi Türkmen sahip çıkıyor... Hamdi Türkmen ile Ahmet Piriştina çok yakın iki arkadaş... Etibank'ın içinin boşaltıldığı iddiaları sonrasında meydana gelen gelişmeler, anladığım kadarıyla, Göztepe Kulübü'nü de etkiledi; İstanbul'dan gönderilen paralar kesildi. Boşluğu, Hamdi Türkmen'in dostu belediye başkanı kapatıverdi. Göztepeli futbolcular formalarında neyin reklâmını yapıyorlar dersiniz: Ahmet Piriştina'nın... Türkiye'de, kendisini formayla reklâm eden bir tek büyükşehir belediyesi bulunuyor... Evet, İzmir...

Geçtiğimiz bayramı İzmir'de geçirdim. Kentin Manisa-Uşak girişi muhteşem. Metro, bitmiş bölümüyle bile, ulaşım yükünü üzerine almış. Trafik sorunsuz. Bunların hepsi, Burhan Özfatura'nın gerçekleştirdiği hizmetler... "İki yılını gelecek ay dolduracak yeni başkan ne yaptı, ne yapmayı düşünüyor?" ısrarlı sorularıma, İzmirliler, "Özfatura'nın tamamlayamadan ayrılmak zorunda kaldığı metro 2. etap ve büyük kanal 3. etap projelerinden başka bir hizmet görülmüyor" cevabını verdiler... Anladığım kadarıyla, DSP'li büyükşehir belediyesi, Yeni Asır ile Göztepe'yi ayakta tutmakla görevli biliyor kendisini... Eh, büyük bir kentin futbol şirketini ve gazetesini kapanmaktan kurtarmak da bir hizmet tabii... Ancak, masraflı olduğunu sandığım böyle bir hizmet belediyeye mi düşer?

Başkan Piriştina'nın belediye ile Yeni Asır ve belediye ile Göztepe Kulübü arasındaki parasal ilişkiyi hangi yolla gerçekleştirdiğini öğrenemedim; yani arada 'hortum' mu, yoksa 'künk' mü kullanıyor bilmiyorum... Ancak aldığım elektronik posta üzerine işin doğrusunu öğrenmek üzere ulaştığım İzmirliler, ilişkiden olağanüstü rahatsız göründüler... Seçimde Piriştina'ya oy verdiğini zorla itiraf ettirdiğim eski bir komşum, "Dar bir çevreye hizmet yerine, bütün İzmir'e hizmet etmesini hatırlatıver başkana" dedi bana... İzmir belediye başkanının seçmeniyle doğrudan bir ilişkisi de mi yok?

Akrabaları ve yakınları hâlâ orada yaşayan bir İzmirli olarak, Yeni Asır ve Göztepe'ye geçilen belediye kıyağının boyutlarını öğrenmenin hakkım olduğuna inanıyorum. Hergün kaç gazete satın alıp dağıtıyor belediye ve bu iş için ne kadar ödeme yapıyor? Göztepe ile ilişkisinin belediyeye faturası ne kadar? Benim kulağıma henüz ulaşmamış başka akçalı ilişkiler de söz konusu mu?

Bu sorulara Ahmet Piriştina da cevap verebilir, belediyelerin hortumlanması konusunda hassasiyetini Sabah manşetinden açık etmiş Dinç Bilgin de... Birinden cevap gelene kadar, umarım, içimi "Cızz" ettirecek bir kötü haberle karşılaşmam...


15 Mart 2001
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED