SALİH SEZER
İnsanın kendisini bilmesi kadar büyük erdem olamaz. Kendisini bilen herkesi bilir. Üyesi olmaktan gurur duyduğum ve yaklaşık 12 yıldır değişik kademelerinde yönetici olarak görev yaptığım T.S.Y.D, çok yararlı olduğuna inandığım seminerlerinden birini daha geçtiğimiz günlerde Antalya'da gerçekleştirdi. 40. yılına 2003 yılında girecek olan T.S.Y.D, ailesi içine seçerek aldığı üyelerini bilgilendirmek adına iyi işler yapıyor. Ayrıca ayakları üstünde durmak, sosyal yapılanma içinde üyelerini Avrupa ve Dünya platformunda söz sahibi olabilecek konuma da getiriyor.

DÜNYA'DA SÖZ SAHİBİYİZ

Dünya Spor Yazarları Birliği Başkanı Togay Bayatlı... UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik... Basketbol'da Esat Yılmaer, Güreş'te Ali Gümüş ve daha bir dolu spor yazarı arkadaşımız adının başında "Avrupa" ve "Dünya" yazan bir çok kuruluşun yöneticileri olarak göğsümüzü kabartıyor. Türkiye Spor Yazarları Derneği kendi yapısı içinde de dinamizmi yakalamak adına yönetimlerini değiştiriyor. İşte bunun son örneği Onur Belge ve yönetimi. Onların çoğunu veya tamamını gazete ve televizyonlardaki yazı, fotoğraf, yorumcu ve televizyon programcısı olarak tanırsınız.

GÖREVİMİZİ YAPACAĞIZ

Seminerde anlatılanları, tartışmaları ve yorumları gazetemizde yayınladığımız için tekrarına gerek görmüyorum. Türk sporunun her alanda çağı yakaladığını ve sorumluların geleceğe daha umutla baktığını görmek, sevindiriciydi. Biz de sorumlu medya çalışanları olarak üstümüze düşen görevi yapacağımıza dair söz verdik. Türk Milli Futbol Takımı'nın, Şenol Güneş'in, Süreyya Ayhan'ın, Basketbol Milli Takımı'nın yakaladığı başarıları birebir kendi ağızlarından dinleyerek duygulandık ve bir kere daha alkışlama fırsatı bulduk. Daha fazlasını istediğimizi söyledik. Bunu nasıl başaracağımızın altını çizdik. Dedik ki, "Ben değil, Biz olacağız..."

MAYMUNLARA PASTA

Ama olamıyoruz... Çarpıklıklara çare bulamıyoruz. Bir yerde elimiz kolumuz bağlanıyor. Tüzük ve yasalar nezdinde yeterli olamıyoruz. Meslek etiğinin dibine dinamit koyan maymunları, ağacı yapraklarından başlayarak köküne kadar kemirmek isteyen kurtları, temizleyemiyoruz. Çünkü derneğimizin ne yazık ki, onlara yaptırımı yok. Özeleştiri yaparken, işin içine bir dolu faktör giriyor. Reyting ve tiraj kaygısı giriyor. Reklam pastasındaki dilimler ve iş kaybetme kaygısı giriyor. Kim ekmeğini kaybetmek ister ki. Bir tarafta ekmek, diğer tarafta pasta yemek isteyen, gazeteciler var. Birbirimize düşmeden bu işin altından nasıl kalkacağımızı anlattık, dinledik. Herkes birbirine düşüncelerinden ötürü hak verdi. Aramızda işsiz gazeteciler de vardı, ama kimse kimseye iş vermedi. Anladım ki, bu dünya "Medya maymunları"nın dünyası. Ancak umutsuzluğa düştüğümüzü de sanmayın. Çünkü biz, ne maymun olacağız, ne aç kalacağız. Sonuna kadar mücadele etmek, kurtları temizlemek görevimiz olacak. Yeter ki, T.S.Y.D gibi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi, gibi meslek kuruluşları da yanımızda olsun.