T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bu konu beni aşar

Belki sizde de öyledir; bizde, arsızlık yaparak hakkı olmayan bir şeyi isteyene, "Anan güzel mi?" diye sorarlar. ABD'nin Irak konusunda Türkiye'den talepleri günyüzüne çıktıkça, herbirine, "Anan güzel mi?" diye mukabele etmek geliyor içimden...

Havacılık ve savunma konularına meraklı bir dostumla konuşurken, "Ben hepsini anlıyorum da" dedi bana, "Sabiha Gökçen Havalimanı'nı neden istediğine aklım bir türlü basmıyor?" Dostumun ağzından 'Sabiha Gökçen' adı çıktığında, ne olduysa, kendimi boşluğa düşer gibi hissettim ve ağzımdan "Yoksa, yoksa?" sözcükleri dökülüverdi.

İlk Türk kadın pilotu, dünyanın ilk kadın savaş pilotuydu Sabiha Gökçen; Atatürk'ün özel iltifatlarına mazhar olmuştu. Adına ithaf edilen Anadolu yakasındaki dev havalimanı İstanbul'un trafiğini rahatlatmayı amaçlıyordu.

Kurtköy'deki havalimanının teknik özelliklerini bir haberden okuyalım: "Toplam 655 hektar alan üzerine kurulu havaalanında, 45 uçağın park yapabileceği şekilde 3 bin metre uzunluğunda ve 45 metre genişliğinde iki pist yer alıyor. 22 bin metrekare kullanım alanı bulunan dış hatlar terminali yılda 3 milyon yolcunun rahatlıkla geçiş yapabileceği şekilde inşa edildi. İç hatlar terminali ise yıllık 500 bin yolcu kapasiteli. Havaalanının gidiş terminalinde 16, geliş terminalinde 12 olmak üzere toplam 28 adet pasaport bankosu bulunuyor. Havaalanı, yılda 90 bin ton yük işleyebilecek kargo binası, 7 bin metrekarelik kapalı depolama alanına, uçak büyüklüğüne göre değişen park pozisyonlu 63 bin 200 metrekarelik özel kargo apronuna, her biri 20'şer metrekare büyüklüğünde 18 soğuk hava deposuna, hidrolik yükleme rampalarına, 7 bin 500 metrekarelik büyük araç otopark alanına sahip. Gelişmiş teknolojilerle donatılmış güvenlik sistemi ve atıksu için biyolojik arıtma bulunan havaalanında, 3 adet 5 bin metreküplük akaryakıt deposundan park yerindeki 22 uçağa aynı anda hidrantlarla yakıt doldurulabilecek."

Dev, devâsâ bir havalimanı burası... Resmi rakamlara göre, inşası üç yılda tamamlanan havalimanı için, 550 milyon dolar sarf edildi. İnşaatı bitip hizmete alındıktan iki ay sonra, THY, "Yolcu bulunmadığı" gerekçesiyle seferlerini iptal ediverdi. Açık tutulduğu iki yıl içerisinde bazı hacı uçakları insin-binsin diye kullanıldı. Hepsi bu... Bir de o civardaki işadamlarının özel uçakları... Bildiğim kadarıyla, dev tesis, 100'ün üzerindeki çalışanıyla, hergün kapısını açık tutuyor, ama pek bir işe yaramıyordu... Pardon; Zeki Alasya'nın başrolünü oynadığı, 'Anne babamla evlensene' dizisinin bazı bölümleri, Sabiha Gökçen Uluslarası Havalimanı'nda çevrildi.

Zeki Alasya'nın, dizisini başka yerde değil de orada çevirmesini bir tür 'milli görev' bildiğini arşivden haberleri okurken anlayıp güldüm. Bakın ne demiş: "Sabiha Gökçen Havaalanı'nın artık sisteme girmiş olması lâzım. Bunun için herkese görev düşüyor. Burasının çok işlevsel bir havaalanı olduğunun altını çizmek görevi, başta Türk Hava Yolları olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşlarına, örgütlere ve Anadolu yakasında oturan milyonlara, reklâm filmi çekenlere, televizyon dizisi ve filmcilere düşüyor. Biz de kıyısından, köşesinden bu görevi üstleniyoruz. Yoksul olmamıza rağmen, bir savurganlık ülkesiyiz. Fabrikalar, yollar boş kalıyor.'"

Hoş, değil mi?

İşin ilginç tarafı, sivil havacılık amaçlı kullanıma açık olarak inşa edildiği duyurulan havalimanı projesi ile, başından sonuna kadar, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın ilgilenmesiydi. Diğer sivil havaalanlarından farklı olarak, Sabiha Gökçen'in inşaatına tâlip olacak firmalarda 'NATO müteahhidi' olma şartı aranmıştı.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), hizmetlerinden söz ederken, "Ocak 2001 tarihinde hizmete alınan Sabiha Gökçen Hava Alanı Kurumumuza bağlı değildir" deme ihtiyacı hissediyor. Alan, DHMİ'ne değil HEAŞ adlı bir kuruluşa bağlı olarak çalışıyor...

Meydana inen ilk uçağın yolcularıyla ilgili şu haberi de okuyun: "Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'na ilk olarak, Ankara Etimesgut Askeri Havaalanı'ndan havalanan 'Casa-CN235' tipi uçak indi. Askeri uçakla gelen Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı Korgeneral Işık Koşaner, Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Kenzi Süner ve Savunma Sanayii Müsteşarı Dursun Ali Ercan, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş (HEAŞ) Genel Müdürü Selçuk Kileci tarafından karşılandı. Savunma Sanayii Müsteşarı Dursun Ali Ercan, Dış Hatlar Terminali'nde dâvetlilere yaptığı konuşmada, Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı Projesi'nin, büyük bir projenin küçük bir parçası olduğunu belirtti."

Ercan, dâvetlilere, "Meydan, Silahlı Kuvvetler'in en önemli projelerinden 'İleri Teknoloji Endüstri Parkı Projesi'nin ilk kısmıdır" da dedi aynı törende.

Geçen Meclis döneminde, açıldığı birkaç hafta içerisinde iş yapmayacağı anlaşılan havalimanıyla ilgili soruşturma açılmak istendi; ancak herhalde muhalefetin kulağına fısıldanan bazı sözcükler yüzünden, girişim akim kaldı. Kulaklara ne söylenmiş olursa olsun, "Bu meydanı, ABD, Irak'a yapacağı saldırıda kullanacak; onun için inşa ettik" denilmediğine eminim...

Havacılık ve savunma konularına meraklı dostumun, "Aklım basmıyor" dediği konu beni de aşıyor. "Yoksa, yoksa " tepkisiyle yetinmek zorundasınız. Başka ne diyebilirdim ki?


29 Aralık 2002
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED