T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İnsanlık durumu

Ne güzel tartışıyoruz işte. Ahmet Altan'ın yeni çıkan 'Aldatma' romanı bu tartışma fırsatını sağladı.

Roman, adı üzerinde, 'aldatma' konusunda. Yani, epey eskilere dayanan bir insanlık durumuyla ilgili. Daha önceki romanlarını okuyanlar, sevdikleri yazarın böyle bir eser kaleme alacağını herhalde tahmin etmişlerdir. Geçen yılını ABD'deki bir üniversitede misafir öğretim üyesi olarak geçiren Ahmet Altan, o süreyi, kendisinden beklenen romanı yazmakla değerlendirdi.

Bizim Mehmet E.Yavuz romanı beğenmemiş; "İyi insan, demokrat yürek, ama kötü romancı" başlıklı yazısında beğenmeyişinin sebeplerini güzelce anlattı. Eminim, romanı beğenmeyen başka okurlar da vardır. Herkes beğendiği halde bende hayal kırıklığına yol açan nice roman okudum. Benim severek okuduğum nicesi de, tavsiye ettiğim kişilerin 'zevkimi' sorgulamasına yol açtı. 'Dünya klasikleri' arasında bile eleştirmenlerce burun kıvrılanlar çıkıyor...

Ancak, hayır, Ahmet Altan'ın romanı edebi değeri yüzünden eleştirilmedi. Esasen kitap hakkında yazanlar, Mehmet E. Yavuz gibi romandan anladığı bilinen, hatta roman okuru olarak tanınan kişiler değildi. Çok satan gazetelerden birinin iki köşesinden ateş açıldı Ahmet Altan ve romanına... Biri, "Bu roman çalıntı" anlamına gelen dokundurmalarda bulundu; diğeri de "Kitap oyunları" başlığı altında, yayıncısı tarafından 100 binin üzerinde satıldığı söylenen romanın satışının o rakama ulaşmış olamayacağını yazdı...

Ne kadar 'edebi' bir tartışma, değil mi?

'Aldatma' eski bir insanlık durumu. "Ahmet Altan konuyu Arthur Hailey adlı Amerikalı yazarın Türkçeye de çevrilen, dizisi TRT'de yayımlanan 'Tekerlekler' romanından yürütmüş" iddiasını seslendirenin bu kadar zahmete girmesi gerekmezdi. Dünyada 'aldatma' üzerine İngilizce yazılmış halen satışta ne kadar kitap varsa listesini çıkardım. Tam 114 değişik kitap var 'aldatma' (cheating) konusunda. Bu 114 kitabın çoğu roman. Bunlardan önemli bir bölümünde, hiç kuşkunuz olmasın, Ahmet Altan'ın romanında işlediği türden karışık ilişkiler işleniyordur.

'Aldatma' konusunu işleyen 114 başlıktan birisini tesadüfen seçip kurcaladım. Hercai bir adamın maceralarının anlatıldığı 'Married But Still Looking' (Evli, ama gözü hâlâ dışarıda) başlıklı romanda, kopamadığı sevdiğiyle sonunda evleniyor gözü sürekli dışarıda olan adam ve evlendiği kadının sürprizleriyle karşılaşıyor...

Travis E. Hunter'ın romanını okumadığım için bilmiyorum; o sürpriz, belki de, Hailey'in romanında çok ayrıntı kalan, Ahmet Altan'ın romanında önemli bir öge olarak işlediği bir başka 'yanlış davranış' biçimidir... Olmaz mı, bal gibi olur...

Roman okurları buna alışıktır; bu sebeple, birebir apartma olmayan yan benzerlikler 'aşırma' olarak değerlendirilmez romanlarda. Çünkü insanlığın durumu sonsuz değişiklik gösterse bile ilgi çekici olanları öyle sanıldığı kadar fazla değildir. Bu yüzden, edebiyatta 'esinlenme'den söz edilir, ama 'hırsızlık' diyebilmek için çok daha fazla benzerlik gerekir...

Çok satan son romanlardan biri polisiye tarzını ülkemizde sevdiren Ahmet Ümit'in 'Kukla' adlı eseridir. 'Kukla', Susurluk'ta meydana gelen kazadan sonra artık herkesin ilgi alanına giren 'derin devlet' konusunu işliyor... Konu 'bildik' bir konu; romanın kahramanları, TBMM zabıtlarına geçen biçimde davranıyorlar romanda. Eserdeki 'entrika' bile yabancımız değil. Ancak, 'Kukla', başarılı bir yerli gerilim romanı. Bildik bir konuyu ustaca işlediği için başarılı...

'Dünya klasikleri' içinde yer alan pek çok romanın konusu, şaşıracaksınız ama yine de yazayım, kutsal kitaplardan esinlenilmiştir. Tolstoy gibi 'inançlı', Dostoyevski gibi 'hassas ruhlu' yazarların, ya da koyu Katolik bir çevrede yaşayan Balzac'ın, Gide'in, İncil'de anlatılan kıssalardan etkilenmemeleri mümkün değildi. Nobel ödüllü Mısırlı romancı Necip Mahfuz'un dindarlar tarafından sevilmeyen romanlarında bile, Kur'an-ı Kerim'den esintilere rastlanır. Dünyada '28 Şubat süreci' için bir başlangıç aransa benim ilk teklif edeceğim olayın başlatıcısı Salman Rushdie'nin 'Şeytan Ayetleri' romanı hangi konuyu işliyordu?

"Ahmet Altan Aldatma'yı yürüttü mü?" sorusunu sormak gülünç, o soruya "Arthur Hailey'in Tekerlekler romanında yan motif olan bir konu Aldatma'da da işleniyor" cevabını vermek daha da gülünç... Hele, korsan kitap tehlikesi yüzünden yayınevlerinin 'hologram' yapıştırdığı günümüzde, "O kadar satmış olamaz" demek bir fecaat... Hem her hologram kültür bakanlığından parayla alınıyor, hem de alınan hologram sayısınca vergi ödeniyor... Batmak istemiyorsa, yayınevi, satmadığı kitaba "Sattım" der ve vergisini öder mi hiç?

Ahmet Altan, "Budalaca, evet ama ahlâksızca da" başlığını uygun gördüğü toplu cevabında, "Bazı gazetelerin bir türlü bitmeyen ahlâksızca bir iftira kampanyasını neden başlattığını ve neden sürdürdüğünü doğrusu bilmiyorum" diyor… Oysa ben biliyorum: Ahmet Altan'ın "İyi insan, demokrat yürek" yönüne romanı üzerinden saldırılıyor... 'Aldatma' romanı bir bahane, esasında, bu topraklardaki ilk 'derin devlet' operasyonlarından biri olan 31 Mart Vak'asına da ışık tutan 'İsyan Günlerinde Aşk' romanının hesabı şimdi soruluyor...

Bu da büyük romancıların çok iyi bildiği bir başka 'insanlık durumu'...


1 Ekim 2002
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED