T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Kuyruğunu ısıran ekonomi

Hazırladığı "Ekonomi" sayısıyla iktisat tarihimize Osmanlıdan başlayarak bakan Doğu Batı dergisi, ekonomimizin rayına neden bir türlü oturmadığını etraflıca ortaya koyuyor

"Me'murîn ay başlarında maaşlarını isterler. Sultanlar ve kadınlar paranın nereden geldiğini bilmeyüb heman para deyü saltanatı iz'âc ederler. Sarraf, ve tüccar ve esnaf dahi para içün devleti tazyik ederler. Hazinede para yok. Vükelâ âciz. İstanbul bir azim buhran içinde idi." / Ahmet Cevdet Paşa, Marûzât

"Chicago Üniversitesinde Meksika Araştırmaları Merkezi'nin gözlemine göre, siyasi iktidar, seçimde halk oyunu kaybetmemek amacı ile gerekli önlemleri almakta kasten gecikmiştir. Dolarla yerli para paritelerinin teşvik ettiği para spekülasyonları ve toplumun birden yabancı mallara yönelen bir tüketici toplumu haline gelmesi, aniden büyüyen dış ticaret açığı ve arkasından ani çöküş. Bıçak sırtında yürüyen Türkiye ekonomisi, her an 1994 krizine düşme tehlikesi karşısındadır. Ticaret dengesinde büyüyen açık, 80 milyarı aşan dış borç, bütçeyi yutan iç borçlar ve nihayet tüketici toplumu, ithal malların gönüllü propagandacısı olarak mütemadiyen kamçılayan bilinçsiz bir medya. İşte Türkiye ekonomisini çöküşe götürebilecek bir tablo." / Halil İnalcık, Doğu Batı, 1998

Arada birbuçuk asırlık bir zaman dilimi olmasına rağmen iki önemli tarihçi, karşılıklı konuşuyormuşlarcasına yaşadıkları ülkenin dramını paylaşıyor.

Ekonominin Doğu-Batı'sı

Evet, buhran büyük, kriz derin. Sıkça ifade edildiği üzere karşılaşılan durum sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasî ve kültürel bir sorun. Yılların ağır yükü, tarihin kaldıramayacağı bazı günlere yıkılır. Ve o kriz günleri "tarihi bir gün" olarak geçer tarihe. Enflasyonun patlak vermesi, faiz şokları, devalüasyon, para ve kur politikalarının dengesizliği ve istikametin belirsizliği..., herşey fazla karmaşık gibi görünse de, bu durum aslında hep yaşayageldiğimiz, hayli tanıdık bir şey.

Doğu Batı dergisi, son sayısında işte bu tanışıklığın nereden kaynaklandığını hatırlatarak "Ekonomi" işliyor. Dergi Osmanlı ekonomisinden başlayarak ekonomi tarihimizi, iktisat politikalarımızı, kapitalizm, küreselleşme ve yaşanan krizler izinde boşluksuz ele alıyor.

Osmanlı para ekonomisi tarihine toplu bir bakış yönelten Halil İnalcık, makalesinde Ortaçağ'da yaşanan gümüş ve para darlığının Osmanlı hazinesindeki yansımalarını anlattıktan sonra kapitülasyonları ve Osmanlı dünya ticaretinde yaşanan küçülmeyi aktarıyor. Sürecin akışını 19. yüzyılda devralan Şevket Pamuk ise "Bağımlılık ve Büyüme: Küreselleşme Çağında Osmanlı Ekonomisi" başlıklı yazısında 19. yüzyıl Osmanlı deneyiminin ve Cumhuriyet Türkiyesi'nin iktisadi ve toplumsal mirasın özgül boyutlarını tartışıyor.

Orhan Güvenen, Türkiye ekonomisi ve zaman dinamiğinde sosyal sermaye eksikliği kapsamında yorumlar yaparken, Feridun Yılmaz iktisatta "politik"in doğasını aktarıyor.

Dergide ayrıca Nurgün Oktik ve Füsun Kökalan "Immanuel Wallerstein; Tarihsel Kapitalizmin analizi ve dünya sistemi"ni, Selim Somçağ "Küreselleşmenin ekonomik anlamı"nı, Faruk Selçuk 24 Ocak Kararları sonrası Türk ekonomisini ele aldığı "Alacakaranlık Kuşağı"nı, Erinç Yeldan "Türkiye ekonomisinde 2000-2001 krizinin yapısal kaynakları"nı, Emre Alper ve Ziya Öniş "Sermaye hareketlerinin liberalleşmesi sonrasında Türkiye deneyimi"ni, Serdar Sayan "Demografik gelişmeler ve Türkiye ekonomisi"ni ele alırken Merih Celasun "Gelişen ekonomilerin kaynak kullanımı, krizler ve Türkiye 2001 örneği"ni açımlayan makaleleri yer alıyor.

Doğu Batı Dergisi / Tel: 0 312 229 86 72

 
Çizgi kahramanlar ve öykülerle Namaz
Bakanlık Al Jiyad için Unesco'ya başvurdu
Kültür Bakanlığı, Suudi Arabistan'daki Al Jiyad Kalesi'nin yıkımına başlanmasının protesto edilmesi için UNESCO Türkiye Milli Komitesi'ne başvuruda bulundu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, daha önce, Türkiye'nin girişimleri sonucunda, Suudi Arabistan'ın Al Jiyad Kalesi'nin bir proje çerçevesinde yıkılması kararından vazgeçildiğinin öğrenildiği belirtildi. Açıklamada, şöyle denildi: "Suudi tarafı da projeye Al Jiyad Kalesi muhafaza edilerek devam edileceğini teyit etmişti. UNESCO Milli Komisyonu ise konuyu 5 Nisan 2001 tarihli yönetim kurulu toplantısında görüşmüş ve kalenin tahribinin önlenmesi yönünde alınan kararı dünya kamuoyuna duyurmuştu. Bakanlığımız, insanlığın ortak kültürel mirası olarak kabul edilebilecek Al Jiyad Kalesi'nin yıkılmasının Afganistan'daki Buda heykellerinin yıkılması ile eşdeğer bir girişim olduğu düşüncesindedir. Bu bağlamda, söz konusu eylemin protesto edilmesi ve olayın dünya kamuoyuna duyurulması için UNESCO Türkiye Milli Komitesi'ne başvuruda bulundu. Bakanlığımız, gelişmeleri yakından takip edecektir."
9 Ocak 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED