AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İlke ve adalet

Benim için ilkenin önemi yoktur diyen biri için, acaba neyin önemi olduğu sorulabilir. Eşitlik bir ilkeye dayanır, adalet de böyle. İktidar bir ilkeye dayanır, iktidarın el değiştirmesi de.. Faşizmin de bir ilkesi vardır, komünizmin de.. her ikisi de kendine özgü egemenliğini sürdürürken kendi özgül ilkesine dayanmak, o ilkenin gerektirdiği çizginin ve çerçevenin dışına çıkmamak zorundadır. Aksi takdirde ne olur? Aksi takdirde ortada ne faşizmin iktidarı kalır, ne komünizmin, ne de öne sürülen bir başka ideolojinin.. Belli bir fikriyat, en başta, kendi ilkesiyle çelişkili duruma düştüğü zaman partiyi kaybetmiş olur. Dışardan bir müdahaleye ihtiyaç kalmaz o zaman: bir kez kendi iç çelişkisinin ağına düşen bir fikriyat, o çelişkiyi aşmaya güç yetiremediği anda kendi çelişkisinin ağında boğulur. Bir anayasa da kendi ilkeleriyle var olur, en beğenilmeyen bir yasa ya da anayasa bile kendi özgül ilkeleriyle varlık ve anlam kazanır. Bir yasa ya da anayasa kendi temellerini adalet, eşitlik, nasafet üzerine bina etmişse, o anayasayı uygulamakla yükümlü olanların, o ilkelere uymaları gerekir. Uyulmadığında, ortaya keyfîlikler çıkar, bu demektir ki, ilkeler çiğnenmiş olur: ilkelerin çiğnendiği yerde artık ilkesizliğin hükümranlığı geçerli kılınmış sayılır. Bir anayasa eşitliği ve adaleti aynı anda öngörüyorsa, o iki ilkenin aynı anda yürütülmesi gerekir. Bu ilkelerden herhangi biri tek başına alındığında, biri diğerini gerektirmeyebilir. Ama bir anayasa, uygulayıcıdan hem eşitliğe, hem adalete aynı anda uyulmasını amir bulunuyorsa, o takdirde, uygulayıcının, aynı anda hem eşitliğe, hem adalete riayet etmesi beklenir. Bir başına adalete uymak yetmez o adaletin eşit biçimde uygulanması gerekir; veya tersine, bir başına eşitliğe uyulması da yetmez, eşitliğin adalet üzere uygulanması gerekir. Eşitliği gözetmeksizin uygulanan adalet de, adaleti gözetmeyen eşitlik de, söz konusu anayasa için matlup sayılmaz. Dolayısıyla belli bir anayasaya uymak zorunda bulunan insanların, benim uygulamam belki adalete uymuyor ama eşitliği yerine getiriyor veya uygulamam eşitliğe uymuyor ama adaleti sağlıyor şeklindeki bir argümanla uygulanmasını meşru göstermesinin imkânı yoktur. Birbirini tamamlayan ilkelerin, eksiksiz biçimde ve birbirini tamamlayacak bir ahenkle yerine getirilmesi gerekir. Hizmetinde bulunduğunuz şey her ne olursa olsun, aslolan, o hizmetin ifasında uyduğunuzu ve uyguladığınızı söylediğiniz kuralın temel ilkelerine uyarak işin gereğini yerine getirmektir.


26 Ekim 2003
Pazar
 
RASİM ÖZDENÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED