AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Helal yaşamak isteyenlere haramzadelerin hazırladığı afet

Kadıköy-Maltepe hattı. Kıştan bahara geçişin 12 saatte tamamlandığı bir zaman diliminde insanlar ziyadesiyle şaşkın. 13-14 yaşlarında iki delikanlı biniyor minibüse. "Abi" diyor kumral olanı 600 bin liramız var olur mu?" Cevap koyu bir susuş oluyor. Bu koyu sükûtun içinde şoförün suratının ne kadar asılmış olduğunu, paranız yoksa binmeseydiniz o zaman manasına gelen bakışlarını dikiz aynasından görüp anlıyor çocuk. Ama belki de yanlış anladı şoför. İkisi için 600 bin lira teklif ettiğini zannetti.

"Bir kişi 600 bin lira. Zam geldiğini bilmiyorduk da."

Şoförün yüz ifadesi rahatlıyor. 'Ne olacak 200 bin lira eksiğin lafı mı olur?' gibisinden, parayı gönder kıvamında dikiz aynasından bir göz hareketi çekiyor delikanlılara. Kumral olan neşeyle, esmer olan bir hayli utanmış olarak parayı gönderiyor.

Birkaç dakika geçiyor aradan. Kumral olan sanki kalbine bir kıymık batmış gibi "helal et ama abi!" diyor.

Minibüsteki herkes bu çocukluk ile gençliğin eşiğindeki delikanlının bütün samimiyetiyle helallik dilemesi karşısında yoğun bir ürperti yaşıyor.

13-14 yaşlarındaki çocuğun eksik kalan 200 bin lira için minibüs şoföründen helallik dilediği saatlerde, Bingöl Bölge Yatılı Okulu'nun 11 kız öğrencisinin 11'i de göçük altından cansız çıkarılıyordu. Kimi, "deprem dede"nin dediği gibi ayaklarını karnına çekmiş, elleriyle başını korumaya çalışmış bir anda yakalanmıştı ölüme. Kimi seccadesinin üstünde. Başında namaz örtüsü. Gecenin o saatinde uykuda değil de seccadesinin üstünde olan o küçük kız, ya geç vakte kadar dersini çalışmış yatsı namazı kılıyordu, ya da kimbilir hangi acı ve aşk ile gece namazına kalkmış dua ediyordu. Göçüğün altından beyaz namaz örtüsü ve seccadesiyle ismi bile bilinmeyen mevta olarak çıkmış o küçük kız, helalinden temiz bir hayat istiyordu. O binayı yapan koca adamların yürekleri küçük kızın yüreği kadar temiz olabilseydi, genç bedenlerin sahipleri, göçük altından değil, hayatın içinden çıkıp gelecekti.

Düşünce suçluları zindanlarda çürüyor da binlerce insanı evsiz-barksız, istikbalsiz ortada bırakan soyguncular olmayan yüzleriyle ortalıkta dolaşıyor. Genç bedenlere okul niyetine mezar hazırlayanlar ortada dolaşıyor. Kemal Tahir hayatının en verimli yıllarını zindanlarda geçirmişti. Suçunu hatırlayabilen var mı?

Geçen hafta Kemal Tahir üzerine konuşulduğu için aklıma Kemal Tahir geldi. Karıncayı bile incitmemiş, düşünce suçlularından bir nefesle bir liste sunabilirim yoksa...


9 Mayıs 2003
Cuma
 
FATMA K. BARBAROSOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED