T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Mektup deyip geçmeyin

"Varsayalım Türkiye'nin ileri sürdüğü bütün şartlar ABD tarafından kabul edildi, hem de George W. Bush'un el yazılı taahhütnâmesiyle... ABD'de bir yıl sonra (kasım 2004) seçim var ve Amerikan halkı, büyük ihtimalle Bush'a saat gösterecek... Onun yerine Clinton gibi savaş nâralarına kulak tıkayan biri gelirse Türkiye'nin hali ne olacak?"

Bu soru her ne kadar 'varsayıma' dayanıyorsa da gerçeklere çok ters değil. Belleklerimizi on yıl geriye doğru taradığımızda, Körfez Savaşı'ndan 'muzaffer' çıktığı için böbürlenen Baba Bush'un başına geleni hatırlarız. Savaş gâlibiyetiyle ikinci dönem yeniden seçilmeyi uman Baba Bush'u Amerikan seçmeni devirmiş, Bill Clinton'u işbaşına getirmişti. Gelecek yıl yapılacak seçimde, büyük ihtimalle, Oğul Bush'un başına da aynısı gelecek...

"Devlette devamlılık esastır" demeyin sakın; bazen kişiler arasında dünyalar kadar fark olabiliyor çünkü...

Ne demek istediğimin en çarpıcı örneği, Bush'un yanında ABD'yi Irak'a karşı savaşa sokmaya çabalayan güruhun, aynı türden bir çabayı Bill Clinton döneminde de gösterdikleri gerçeğidir. Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Richard Perle, 1998 yılında, dönemin Beyaz Saray sâkini Bill Clinton'u da, "Git, Ortadoğu'ya yerleş, Irak'ta rejim değişikliğini gerçekleştir" diye sıkıştırmışlardı...

"Bunlar komplo" diye etrafa bağırıp çağırarak en koyu komploları gerçekleştirenler iyot gibi açıktalar; ancak yine de itirazları zihinleri bulandırdığı için iddiamızı kanıtlamamız gerekiyor.

İddiamız ne? "Şimdilerde Bush'u savaşa yönlendirenler, geçmişte aynı türden baskıyı Clinton üzerinde de uygulamışlardı." Kimler? "Rumsfeld, Wolfowitz ve Perle gibi tipler..." Peki, bu iddiamız için 'kanıt' ne olabilir? Sözgelimi, bu üç ismin de aralarında yer aldığı kalabalık bir 'şahinler' grubunun yazdığı 1998 tarihli bir mektubu 'kanıt' olarak kabul eder misiniz?

Mektup 26 Ocak 1998 tarihini taşıyor. O tarihte, Rumsfeld ve Wolfowitz, bir yandan özel sektörde çalışıyor, bir yandan da 'Project for New American Century' adlı düşünce üreten bir kuruluşla irtibatları bulunuyor. O kuruluş adına Bill Clinton'a hitaben yazdıkları mektupta, "Kitle imha silâhlarının varlığı gerekçesini kullanarak Irak'a savaş ilân et; BM'den ve müttefiklerden destek bulamasan bile" satırları da yer alıyor.

Aralarında yukarıda isimlerini verdiğim 'üç silâhşorlara' ek olarak bir ara CIA direktörlüğü de yapmış James Woolsey ile 'Tarihin sonu' tezinin savunucusu Francis Fukuyama da bulunan tam 18 kişinin imzasını taşıyan mektuptan birkaç paragrafı beraberce okuyalım:

"Size, mevcut Irak politikasının başarılı olamadığını gördüğümüz için yazıyoruz. Yakında, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden buyana görülmemiş ciddiyette bir tehditle Ortadoğu'da karşılaşma ihtimalimiz var. Önümüzdeki günlerde yapacağınız 'Ulusa sesleniş' konulmanızda, bu tehdidi karşılamaya yarayacak açık ve kararlı bir mesaj verebilirsiniz. Bu fırsata sarılmanızı, ABD ile dünyanın her tarafındaki dost ve müttefiklerinin çıkarlarını kollayacak yeni bir strateji belirlemenizi istiyoruz. Yeni strateji, herşeyden önce, Saddam Hüseyin rejiminin iktidardan gitmesini amaçlamalıdır..."

İlk okuduğumda sarsıldığım bir mektup bu. Adamlar, meydana gelmesinden neredeyse üç yıl önce, 11 Eylül-vâri bir eylemle karşılaşılabileceğini öngörüyor, bu öngörüye dayandırdıkları mektuplarında, ABD başkanına, "Tehdidi kullanarak Irak'ta rejim değişikliğini gerçekleştir" aklını veriyorlar...

Ya şartlar elvermez veya girişim BM'den destek görmezse? Yazanlar, bu sorulara cevap teşkil edecek bir paragraf da koymuşlar mektuplarına: "Saddam'ı iktidardan götürecek strateji, diplomatik, siyasî ve askerî çabalar gerektirir. Böyle bir politika uygulamak zor ve tehlikeli, bunu biz de biliyoruz; ancak politika yoksunluğu daha da tehlikeli... ABD'nin, Körfez'deki hayatî çıkarlarımızı korumak için, mevcut BM kararlarına dayalı -askerî dahil- adımlar atmasına yarayacak yetkisi bulunuyor; her halükârda, Amerikan politikası, BM Güvenlik Konseyi'nin bütün üyelerini tatmin etme ısrarıyla sakatlanmamalı."

BM Güvenlik Konseyi'nden itiraz çıkabileceğini bile düşünmüş Rumsfeld ve arkadaşları, Başkan Clinton'a, "Boş ver itirazlara, aldırma" aklını vermişler... Bill Clinton kendilerine yüz vermeyince, benzer mektupları, o dönemin önemli politikacıları Newt Gingrich ile Trent Lott'a da yazmışlar...

Yazışmalar dikkatle okunduğunda, politikacıların, karşılarındaki 'şahin blok'un niyetlerinden dehşete kapıldıkları anlaşılıyor...

"Irak'ı işgal edelim" talebine olumlu cevap vermeyen politikacıların başına gelenleri de gözünüzün önüne taşımak isterim: Partisinin Senato'daki lideri konumundaki Lott, bir siyasî konuşma sırasında kullandığı bazı ifadeler yüzünden çarmıha gerildi ve kapsamlı bir medya kampanyası sonucu itibarını kaybetti (Aralık 2002). Meclis başkanı koltuğunda oturan, 1995'te Time'ın 'yılın adamı' seçtiği, Beyaz Saray için adaylığını koyması beklenen Newt Gingrich 1998 sonunda başlayan bir kampanya sonucu politika dışına itildi. Aynı yılın ikinci yarısında, Bill Clinton'un Monica Lewinsky ilişkisi manşetlere tırmanmaya başladı...

"Mektup" deyip geçmeyin; neleri, neleri ele veriyor...


24 Şubat 2003
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED