AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Açık uçlar hâlâ açık

Bir okur, "Mehmet Eymür hatalı" diye yazdı. Eymür'ün hatası, önce adını vermeden yazdığı, adı ortaya dökülünce "Evet, benim ad vermeden geçiştirdiğim kişi oydu" dediği Kaşif Kozinoğlu'nun akrabalık bağı... MİT operasyon başkan yardımcısı Kozinoğlu'nun 'üvey kardeşi' bilinen kişi OYAK yöneticisi Coşkun Ulusoy; buna itirazı yok okurun... Ancak, "Bir siyasî partinin halen başkanı olan birisi" dedikten sonra Mehmet Ağar adını anıyor ya, o hata... Okur, "Kozinoğlu ile akrabalık bağı bulunan siyasi parti lideri Haydar Baş'tır" diyor...

Böylece Trabzonlu Kaşif Kozinoğlu ile Elazığ'lı Mehmet Ağar arasında akrabalık bulunmasına şaşırdığını söyleyen Mehmet Eymür haklı çıkıyor. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) genel başkanı Haydar Baş da Kaşif Kozinoğlu gibi Trabzonlu çünkü...

Mesaj ve Meltem kanallarını izleme ihtiyacı duyuyorum son zamanlarda. İlginç haber programları ve tartışmalar yayınlıyor. Bazısını hiç tanımıyorum programlara katılanların; ancak önemli insanlar oldukları kendilerine verilen değerden hemen anlaşılıyor...

BTP genel seçime bayağı iddialı girmişti. Bazı sözcüleri oyların yarıdan fazlasının partilerine geleceğini söylüyorlardı. Öyle olmadı, ama partinin iddiası hiç eksilmeden sürüyor. Yerel seçimde en yüksek oyu aldığı yerlerden biri Yalova'ydı BTP'nin... "Neden?" soruma Yalovalılar ilginç bir cevap verdiler: Yalova'nın önceki belediye başkanı saflarına katıldığı Ak Parti tarafından aday gösterilmeyince şansını bağımsız olarak denemiş... Ona oy verenlerden bazısı, oy pusulasında 'Bağımsız' arayıp BTP'yi işaretlemişler... "BTP'ye giden oylar da kendisine gelseydi bağımsız aday kazanmıştı" dedi Yalovalılar...

Son tartışmalar yüzünden güme gittiği için çok hayıflandığım bir mülâkatı Milliyet yayımladı. Belma Akçura'nın konuştuğu kişi adı hep Alaattin Çakıcı ile birlikte geçen Yavuz Ataç... Çakıcı ilk yurtdışı yakalanışında Ataç'ın kendisine sağladığı iddia edilen kırmızı bir pasaport kullanıyordu. O sırada Türkiye'nin Çin Büyükelçiliği'nde görevli Yavuz Bey, 'skandal' üzerine Türkiye'ye dönüp MİT'teki görevinden ayrıldı...

Milliyet'teki mülâkatta, Yavuz Ataç, Türk Silâhlı Kuvvetleri safında hizmet verirken MİT'e geçmesiyle ilgili bilgi sunuyor. Şöyle diyor: "1986'da Özel Harp Dairesi'nde görevliydim. Korkut Eken, Kaşif Kozinoğlu ile birlikte Gölbaşı'nda Polis Özel Harekât timlerini eğitmek üzere görevlendirilmiştik. MİT bünyesinde yurtdışında aktif görev yapacak birime ihtiyaç duyulmuş. 13 Mayıs 1987'de MİT'e Bordo Bereliler'den (dönemin Özel Harp Dairesi) transfer olduk. Yurtdışında yürütülecek faaliyetlerin sorumluluğu, sevk ve idaresi ve personelin eğitilmesiyle görevlendirilmiştim."

İki noktaya dikkatinizi isterim: Biri, Yavuz Ataç'ın iki kader arkadaşının isimleri: Korkut Eken ve Kaşif Kozinoğlu... Diğeri de, MİT'e geçmeden önce görev yaptıkları yer: Özel Harp Dairesi'nde görevliymişler ve o sırada Polis Özel Harekât Timlerini eğitiyorlarmış... Yavuz Ataç, Çakıcı gibi tiplerin ilgisinin sebebini açıklarken kimlikleriyle ilgili ipuçları da veriyor: "Neticede subayım; komando, paraşütçü, dağcıyım. Sualtı eğitimi yapmışım. Herkesin gizli ajan filmlerini seyredip özendiği bir kuruma, MİT'e girmişim, bütün bunlar yüzünden ona çok cazip geliyorum. Çünkü subay olmak, polis olmak istemiş olamamış. Hayat onu o şekle sokmuş. İster istemez bana hayranlık duygusu oluştu."

Ataç, Kozinoğlu ve Eken'i MİT'e Hiram Abas dâvet etmiş... Çakıcı ve beraberindeki kişilerle kendisini tanıştıran da, söylediğine göre, Hiram Abas ve Mehmet Eymür imiş... Çakıcı-giller 'milliyetçi' oldukları için göreve hazırmışlar... "Radikal, çok uç noktalardaki solcular hiç MİT'e çalışmadı; onlar devlete düşman oldukları için hizmet etmek istemezler" diyor Yavuz Ataç... Doğru olabilir mi?

Mülâkatın bütününü okumanızı isterim. Benim zihnimde henüz boşlukta sallanan noktaları belki sizler arasından daha iyi birleştirenler çıkabilir. Şu sıralarda ortalıkta bir sürü açık uç var ve akıllı birilerinin bunları birbirine güzelce bağlaması gerekiyor...

Bir çok özelliğiyle James Bond'u andırsa da İngiliz ajandan farklı olarak çok açık sözlü biri Yavuz Ataç. Belma Akçura'nın 'derin devlet' ve 'Gladio' konularına girmesi üzerine şunları söyleyen o: "Gladio ismi takılan yapının dört sene sorumlusuydum. Ülkeyi yönetenlerin de farkına varmadığı şeyler oldu. Örneğin İspanya'dan sürekli bilgi gelir bize, nedir; terör kampları. Bizimkiler 'Haber Raporu' hazırlar. Sanki bizim düşüncelerimiz, değerlendirmelerimiz gibi girer raporlara."

Bunları söylemiş, ama hemen altındaki sözlerini okuyunca o söylediklerinden pişman olmuş gibi geldi bana: "Bazı durumları en yakınınıza bile izah edemiyorsunuz. Bizim Özel Harp'in, o Gladio falan denilen suçlamalarla hiçbir ilgisi yok. Böyle bir organize yapılanma yok zaten. Ülkenin bir yeri işgal edildiğinde, işgale karşı direnişlerinin şimdiden organize edilmiş olmasıdır bu." Pişman olup geri alma cümlesi bile, bugüne kadar resmî bütün ağızların varlığını inkâr ettiği 'Gladio' türü yapılanmanın varlığını tarif yoluyla kabullenmiş oluyor...

Bakalım ortalıktaki açık uçları cereyan çarpmadan nasıl birbirine bağlayacağız?


26 Ağustos 2004
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED