T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 30 ARALIK 2005 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ali BAYRAMOĞLU

Bu hükümetin sahibi kim?

Şu sözler önemli:

"Hiçbir ülkenin benim demokratik standardım bu, benim insan hakları standardım bu deme hakkı yoktur... Reformcu niteliğimiz her şeyin önündedir... Reform İzleme Grubu olarak bunları yakından takip ediyoruz. Gerekirse 301. madde de değişir. Önemli olan evrensel değerlerdir, bu değerleri geçerli hale getirmektir..."

Bu sözler, Türkiye'de yaşanan dönüşümün etkili mimarlarından birine, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e ait...

"Türkiye'nin çabalarını arkadan hançerlemek ne anlama geliyor? Bu ülkede milleti arkadan hançerleme özgürlüğü var, iftira etme özgürlüğü var. Bunu herkesin görmesi lazım. Keşke Adalet Bakanı olarak dava açma yetkimi devretmeseydim..."

Türk aydın ve akademisyenlerine yönelik bu sözler ise ülkede yapılan reformlara en fazla direnci gösteren siyasetçiye, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e ait...

Türkiye'nin son üç yıllık öyküsüne hükümet açısından bakıldığında şu açıktır:

"Reformcu adımlar atmak, bu yolda çıkan engelleri bertaraf etmek, krizlere ağırlık koymak" denince akla önce Başbakan Tayyip Erdoğan, ardından Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül gelir...

Buna karşılık "Türkiye'yi AB ve dünya nezdinde zor durumda bırakan, eski otoriter ve ataerkil zihniyetin canlanmasını ifade eden her kriz ve manevra"nın altında Cemil Çiçek'in imzası bulunur...

Adalet Bakanı'na ilişkin yakın örnekleri sıralayalım:

Türk Ceza Kanunu'nun hazırlanması sırasında Başbakan'dan gelen değişiklik taleplerini hasır altı ederek ülke sathında ve AB ile ilk büyük krizin yaşanmasında başrol oynamak...

Ermeni sempozyumu sırasındaki tavrı ve açıklamalarıyla Türkiye'yi dünya önünde baskıcı ve totaliter bir ülke konumuna indirmek...

301. maddeden açılan davalarda, inisiyatif almaktan kaçınmak bir yana, AB'ye ve AB gözlemcilerine yüklenerek neredeyse soruşturmaları teşvik etmek...

Bakın ne demiş Fehmi Koru dünkü yazısında:

"Orhan Pamuk dâvâsının son iki ay içerisinde Türkiye, hükümet, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ak Parti aleyhine içte ve daha önemlisi dışta çıkan yüzlerce haber ve yoruma vesile olması Cemil Çiçek açısından fazla bir anlam taşımıyor olmalı... Yargıtay'ın sanık lehine kullansın diye önüne attığı topu ayağında tuttuğu süre içerisinde, kimbilir kaç yeni aleyhte haber ve yorum daha çıkacaktır..."

Evet çıkacaktır...

Ve tüm bunlar aslında Cemil Çiçek için mutlaka bir anlam taşıyor...

Bu anlam şudur: Vesile olduğu krizlerle hükümet politikasını özgürlükçü bir hattan yasakçı bir çizgiye çekmek...

Ama şu durumu açıklamakta zorlanıyorum:

Çiçek bir konuşma ya da davranışla Türkiye'nin toplumsal ruh halini bozuyor, siyasi alanı karıştırıyor, Türkiye uluslararası alanda zor duruma düşürüyor...

Ve bu sorunlara eninde sonunda Başbakan ya da Başbakan Yardımcısı müdahale ederek, treni tekrar özgürlükçü çizgi üzerine oturtuyor ya da oturtmak zorunda kalıyor...

Bu arada geçen zaman hükümet ve Türkiye imajıyla ilgili olarak kafaları karıştırıyor. Bir hükümet üyesinin yarattığı krizi diğerleri bastırıyor ve siyasi hayatın bir kısmı bu gariplik üzerine oturuyor...

Bu kimin hükümetidir Allah aşkına?

Bu hükümetin siyasi ruhunu ne temsil ediyor? Özgürlükçülük mü, yasakçılık mı?

Aylar önce yine bu köşede dile getirdiğim şu kanaatim iyice kesinleşti:

Söz konusu bakan hükümet ile liberal çevreler arasındaki ilişkileri zedelemek, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri sarsmak ve hükümeti askerle baş başa bırakmak işlevini üstlenmiş görünüyor...

Herkese kolay gelsin...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi