TCK nun 279. maddesi "Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." denilmektedir.

Söz konusu hüküm Kamu ihale mevzuatı açısından değerlendirildiğinde oldukça önemli sonuçlar doğuracak mahiyette olduğu anlaşılmaktadır. Daha önceki yazımda TCK nun ihaleye fesat karıştırma suçunu nasıl düzenlediğini ve bu düzenlemenin idarelerin ihale yapmakla görevli olanlar için önemini vurgulamıştım.

Yeni Türk Ceza Kanununun 235 inci maddesinin, bir yandan bu güne kadar Kamu ihale Kurulunca incelenerek sadece düzeltici işlem kararına konu olan bazı hususların, artık düzeltici işlem tesisi ile birlikte TCK açısında ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturacağını, diğer yandan da teknik ya da mali açıdan "yetersiz" olduğu halde ihaleye katılan istekli değil isteklinin teklifini değerlendirmeye alan idare görevlileri yargılanabileceğini ifade etmiştim. Örneğin iş deneyim belgesi, teknik kapasitesi ürünün teknik özellikleri ya da bilanço ve rasyo değerleri yetersiz olan bir istekli ihaleye katılmış ve komisyon tarafından herhangi birisi yeterli kabul edilerek değerlendirmeye alınmış ise, ya da sunduğu belgelerden yeterli olduğu anlaşılan bir istekli ihale komisyonu tarafından yetersiz olduğu gerekçesiyle ihale dışı bırakılırsa ihaleye fesat karıştırma suçu gerçekleşmiş olacaktır. TCK nın 279. maddesinin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Gerek idarelerde şikayet incelemesi yapan kamu görevlileri gerekse itirazen şikayet incelemesi yapan Kamu İhale Kurumu uzman ve üyeleri yukarıda bahsedilen nitelikte bir eylemin gerçekleştiğini tespit ederek düzeltici yada tümden iptal kararı verdikleri durumlarda söz konusu eylemi yetkili makamlara bildirmek zorundadırlar. Kamu ihale Kurulu Kararlarının idarelere tebliğ ediliyor olması yada kararların Resmi Gazete yayınlanıyor olması nedeniyle Kurulun sorumluluğunu yerine getirdiği düşünülebilir. Ancak 279. madde "yetkili makamlara" bildirmekten bahsetmektedir. Söz konusu bildirimin ihaleyi yapan idare yada üst idareye bildirilmesi "yetkili makam" kavramı içerisinde mütalaa edilebilirmi?

Esasen ihaleye fesat karıştırma suçu, 3628 Sayılı Yasa ile doğrudan C.Savcılarınca kovuşturulacak suçlar arasına alınmıştır. Yani bu tür suçların işlendiği kanaatinin oluştuğu hallerde istisnai durumlar dışında, C.Savcıları resen soruşturma ve kovuşturmaya başlayabileceklerdir. Bu hüküm doğrultusunda, teklifi yetersiz olduğu halde bir isteklinin teklifini yeterli, ya da teklifi yeterli olmasına rağmen bir isteklinin teklifini yetersiz kabul etme eyleminin gerçekleşmesi halinde, TCK 279 da bahsedilen haberdar olunan suçun bildirileceği yetkili merciin C.Savcıları olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda tespit edilen eylemin C.Savcılığı dışında bir mercie bildirilmiş olması yeterli olmayacaktır.

Suçtan haberdar olma, Kamu İhale Kurumu açısından şikayet incelemeleri esnasında, idareler açısından ise kararların idareye bildirimi yada Kamu İhale Kurumunun bazı hallerde tespit edilen mevzuata aykırılıkların üst idareye bildirimi esnasında gerçekleşebilir. Bu durumda 279. maddede yer alan bildirim yükümlülüğü, hem Kurum yetkililerini, hem de idare yetkililerini bağlamaktadır. Bahsi geçen eylemlere hangi yolla olursa olsun icra ettiği görevi esnasında muttali olan kamu görevlilerinin, bu eylemleri C.Savcılıklarına bildirme konusunda ihmal ve terahi göstermesi, TCK 279 da gösterilen suçun işlenmiş sayılması için yeterli olacaktır.

BİLAL KARACA

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan