AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Orada bir ilçe var uzakta!..

Bahçesaray'dayız... Fener'in Bahçe'si, Galata'nın Saray'ı bir arada. Eski adıyla Müküs. Van'ın ilçesi. Yılın sekiz ayı kapalı kalan yoluyla meşhur.

Hemen yanıbaşından doğan Müküs Çayı ilçenin ortasından geçiyor.

Kıraç dağların arasında kalmış gizli bir vaha, ayrı bir gezegen.

ONUNCU GEZEGEN

Bahçesaraylı bir esnaf 35 yıl önce Batman'dan bir kamyon karpuz getirmek ister. Gevaş'a geldiklerinde, geri kalan yolun çetin olduğunu fakat Bahçesaray'a kadar giderse, iki kat para vereceğini söyler.

Kamyoncu Karadenizli'dir. Döne döne çıkan bozuk zeminli yoldan dağlara tırmanırlar, ülkenin en yüksek rakımlı yollarından biridir. Kırapet Dağı zirvesine geldiklerinde hava kararmıştır. Şoför bir bakar ki ay aşağıda kalmış. "Sen beni başka bir gezegene getirdin" diyerek kamyonun kapaklarını açar. Karpuzları aşağıya doğru boşaltır, geri döner.

O gün bu gündür Bahçesaray "Onuncu gezegen" olarak anılmaktadır.

Sonbahardan ilkbahara kadar yol kardan kapanınca dünya ile bağlantıları kesilen Bahçesaray'da yediden yetmişe herkes satranca sarılmış. 97 ve 98 yıllarında yurt çapında düzenlenen satranç şampiyonasına ev sahipliği yapan Bahçesaray'da mizah da önemli bir yer tutuyor.

BELEDİYENİN İLK TEFTİŞİ

Dört dönemdir belediye başkanlığı ve öncesinde muhtarlık yapan Naci Orhan, mizah konusunda başı çeken kişi. Belediye kurulduğunda başkan seçilmiş. Fakat o dönem ne bina var, ne personel, ne de araç gereç. Kaymakamlığa teftişe gelen bir müfettiş, "Yarın da belediyeyi teftiş edeceğim" der başkanla karşılaştığında.

Naci Bey, hazır olduğunu söyler, "Bir cebimde gelen evrak, ötekinde giden evrak, işte hepsi bu."

Uğur Dündar programa davet eder başkanı. Yanında dönemin Şişli başkanı Fatma Girik vardır. Biri ülkenin en ileri, diğeri en geri kalmış belediyesi sıfatıyla katılır.

Belediyelerin kaç personeli olduğu, denetlenen işyeri sayısı, bütçeleri, araç parkları mukayese edilir.

"Esnaf sekiz aylık stok yapıyor. Kış gelmeden kapışılıyor. Devamlı çalışan bir fırın var, canım sıkıldıkça onu teftiş ediyorum. Bir gün fırıncı beni tehdit etti. Böyle zırt pırt gelirsen kapatırım dedi, bir daha uğramaz oldum. Neyi denetleyeceğim. İş makinesi der- seniz, iki kazıcı, iki yükleyici, bir de taşıyıcımız vardı. Sel geldi hepsini götürdü, kurtaramadık."

Kazıcının kazma, yükleyicinin kürek, taşıyıcının da el arabası olduğunu söyleyince, bir kahkaha kopar.

KAHVECİ BAHÇESARAY'DA

Dönemin Maliye Bakanı merhum Adnan Kahveci Ankara'ya çağırır ve yardım edeceğini, bir kazıcı-yükleyici göndereceğini söyler. "Ben de Bahçesaray'a geleceğim" der. Başkan ilçeye dönmeden gerçek kazıcı-yükleyici ilçeye ulaşmıştır.

Günün birinde bakanın kendisi çıkar gelir Bahçesaray'a. Başkan karşısında bakanı görünce şaşırır. Tek başına gelmiştir. Naci Bey "Sayın bakanım, şimdi kimse inanmaz sizin bakan olduğunuza. Şoförünüz yok, kravatınız yok." diye takılır. Rahmetli Kahveci ayrılırken, 4x4 arazi aracını belediyeye hediye eder. Başkanın hâlâ kullandığı araç, belediyenin ilk aracıdır.

KARDAN KURTULUŞ GÜNÜ

Bahçesaray'ın en büyük sorunu olan yol konusunda ilk ciddi ilerleme bu hükümet döneminde kaydedilmiş. Nispeten düz arazi üzerinden açılan ve ilçeyi Van'a bağlayan yol, diğerinden uzun olduğu için yalnız kış mevsiminde kullanılıyor. Yolu Başbakan Erdoğan açmıştı. Erdoğan aynı zamanda Bahçesaray'a gelen ilk Başbakan. Yolun hikâyesini şöyle özetliyor Naci Başkan:

- "Asfalt geliyor" dendiğinde vatandaşlar merak etti, "Nasıl biriymiş bu asfalt" diyerek yollara düştü. Günlerce çalışmaları seyretti. Herkes ayakkabıları zift içinde evine döndü, bayram yaptı. Zira buraya Ruslar bile gelmemiş zamanında. Şartlar çetin, nasıl gelsinler! Her ilin, ilçenin düşman işgalinden kurtuluş günü var, bizim yok. Biz de her sene yollar açılınca davul zurna ile kardan kurtuluş günü düzenliyorduk. Hükümet onu da çok gördü, tuttu yolumuzu yaptı.

GİTMEK ZOR, GELMEK DAHA ZOR

Halen İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü olan Ahmet Emre Bilgili, Van 100. Yıl Üniversitesi'nde doçentlik eylemekteyken, çalışma arkadaşı Celil Güngör'le birlikte Bahçesaray üzerine bir araştırma yapar. Üniversitede Sosyoloji Bölümü'nü kuran Bilgili, "Bahçesaray'da Tarih, Toplum ve İnsan" alt başlığını taşıyan çalışmasını "Bir Yeryüzü Gezegeni" adıyla kitaplaştırdı.

Kitabın tanıtım toplantısını Bahçesaray'da yapmak istemesi, ilçe halkı için olduğu kadar, bizim için de heyecan verici bir karardı. Uçağa atladığımız gibi soluğu Van'da aldık. Ancak Bahçesaray'a ulaşmak o derece kolay olmadı. Çünkü eski yolu seçmiştik. Hoplaya zıplaya ulaştık. Güzel insanlarla tanıştık. Bahçesaray "Gidilmesi zor ve esrarengiz bir mekân" özelliğini tamamıyla kaybetmiş değil. Gitmek zor, fakat gelmek daha zor. Gönülsüz döndük. Çünkü gönlümüz orada kaldı.


4 Ekim 2005
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED