AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Barış köprüleri

İlahi taksimata inanır mısınız, bilmem. Ben inanırım. Allah'ın her insana bir yer tayin ve takdir ettiğine inanırım. Kimisi ilahi tayinle takdir edilen yerine sahip çıkar, kimisi ise yerini terk eder, "fıtrat firârîsi" konumuna düşer.

İnancım odur ki, bazı insanlar bazı görevler için yaratılmışlardır. Allah onları, tayin ettiği görevi îfâ edecek bir donanımla mücehhez kılmıştır. Onlardan âzamî verim almak, onları o alanda istihdam etmekle mümkündür. İnsan kendi kendini gözleyebilen bir varlıktır (el-insânu 'alâ nefsihi basîrah). Kendi kendinin gözlemcisi olan, hangi donanımla mücehhez kılındığını fark eder. Aramızdan bazılarının giriştiği alanda olağanüstü başarı sergilemesi, biraz da bu fark edişle alakalıdır.

Bazıları kendi kendini gözetleyip yerini keşfeder ve doldurmaya çabalar. Allah da, tayin yerine gönüllü koşan bu "Hak memurları"nın önüne hacet kapılarını adına kadar açar. Yiğitlerin gayreti, dağları yerinden söker. Tarih yazar da, bazen tarih yazdığını kendisi bile bilmez. Böylesi durumlarda hakşinas olmak, ahlaki bir yükümlüktür. Aynı zamanda bir imtihandır. Düşmanların bile takdir ettiğini bazı dostlar takdir etmiyor ve edemiyorsa, sadece ahlaki bir görev îfâ edilmemekle kalmıyor, içinde yaşanılan zaman doğru okunamıyor ve ıskalanıyor demektir.

Kim ne derse desin, Fethullah Gülen Hocaefendi, âdetâ eğitimle görevlendirilmiştir. Bunun en bariz örneği, birer barış köprüsü olan ve yeryüzünün dört bir yanına dağılmış bulunan 300'ü aşkın Türk okuludur.

Bu, kökü ta İslam'ın ilk yıllarına kadar uzanan fütüvvet geleneğinin, 'modern' bir anlayıla yeniden ihya ve inşasıdır. Fütüvvet, yani "yiğitlik, adamlık, erlik" geleneği. Tarihimize damgasını vuran "hisbe müessesesi" işte bu geleneğin ürünüydü. Bu müessesenin görevi, insanların yüreklerine ulaşıp, onların örtülü kapılarını aralamaktı. Yürek fethi sayesinde gönül kapılarından içeri girip, orada "yürek devleti"ni kurmaktı.

İslam ümmetinin tarihinde fütüvvet ruhunun canlı olduğu dönemler, hep en parlak başarıların habercisi olmuştur. Güçlü orduların yapamadığını, gönül erleri, bu yürek fetihleri sayesinde yapabilmişler, göz kamaştırıcı başarılara imza atmışlardır.

İşte böylesi bir başarıya, pazar günü davetlisi olduğum Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftarında bir kez daha şahit oldum. Vakıf başkanı Harun Tokak ve yardımcısı Cemal Uşşak beylerin nazik davetini sıkışık programıma rağmen kabul etmiştim. Davet sırasında gördüklerim, günün tüm yorgunluğunu unutturmuştu. Bu davetin bir de sloganı vardı: "Evrensel barışa doğru".

Ancak bu slogan sadece temennide kalmamıştı. İftarın ardından sahneye gelip meramlarını Türkçe ifade eden Rusyalı, Nijeryalı, Faslı, Filipinli, Kazakistanlı, Pakistanlı ve daha adını hatırlayamadığım ülkelerden rengarenk gençleri görmek, heyecan vericiydi. Gerçekten etkileyici bir manzaraydı.

Herkes her çalışmanın her yanını beğenmeyebilir. Bizde çapak görülen göze yumruk vurmak nadirattan değildir. Gözün güzelliği bile, bazılarını teskin etmeyebiliyor. Fakat insaf dinin yarısıdır. Takdir etmeyi bilmeyen, takdir edilmeyi bekleyemez.

Şu bir gerçek ki, ortada kimsenin görmezden gelmemesi gereken bir başarı hikayesi var. Hatta, müsaadenizle biraz daha ileri gidip, tarihe kalıcı bir not düşüldüğünü söyleyebilirim. Bu başarı hikayesi kazasız belasız tamamına ererse, iftihar bu toprakların iftiharı olacaktır. Başarı bu milletin başarı hanesine kaydedilecektir.

Bundan gocunanlar, yanlış yapıyorlar. Bu başarıyı baltalamaya çalışmak, bindiği dalı kesmekle eş anlamlıdır. Yazılan bu destanın mimarını yıpratmaya, onu resmi gayr-ı resmi tacizlerle bezdirmeye çalışmak, en hafif ifadesiyle hoyratça bir kadir kıymet bilmezliktir.

Devlet, bu modern fütüvvet dalgasının önünde durup ona köstek olmak yerine, destek olmalı ve bu dalgayı yedi iklim dört köşeye taşımaya aracılık yapmalıdır. Zaten kanaatim o ki, bu dalga önünde duranı bir biçimde aşacak kadar güçlüdür.

Son sözü şaire bırakalım:

Çarh-ı felek kuvve-i bâzû ile dönmez
Bir şem'a ki Mevlâ yaka üflemekle sönmez


21 Ekim 2005
Cuma
 
SAMİ HOCAOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED