İkinci final maçı sonundaki yorumumuzda Akatlar, yani bir başka deyişle taraftar eşitler demiştik. Bu dediğimiz doğrulanamadı.

Üçüncü maça özellikle Solomon, Domercant ve Nicolic'in dış şutlarıyla hızlı başlayan Efes oldu. Daha önceki maçlarda Beşiktaş'ta skor gücüyle başlarda ortaya çıkan El Amin, bu maçın başlarında ise oyun kuruculuk görevini skordan fazla ön planda tuttu. Çember altına Varda'ya geçirdiği toplarla Efes uzunlarının erken faul almaları sağlandı. Ermal'ın ilk çeyrekte erken 3 faul alması pota altına geçirilen topların ürünüydü.

İlk çeyrek 26-23 Beşiktaş lehine kapanırken, ribauntlarda Efes üstündü.

El Amin ise potaya bakma yerine kondisyonunu diğer periyotlara rasyonel dağıtmaya yönelik oynar gibiydi. Ancak Mustafa Abi'nin El Amin'e uyguladığı sert savunmasını da görmezlikten gelemeyiz. İkinci periyodun sonlarına doğru alan savunmasına dönen Beşiktaş'ın köşelerde gedikler vermesi, Efes'te Domercant'ın dış şutlarla sahneye çıkmasına neden oldu. Böylelikle ilk yarı 43-38, ribauntlar ise 15-11 Efes lehine kapandı.

Bu gidiş Efes'in lehine bir işaretti. İkinci yarıda El Amin'den skor patlaması gelecek miydi? İşte bunun tam tersi oldu. El Amin'in ve Varda'nın yorgunlukları Beşiktaş'ın oyun gücünü açıkça etkilemekteydi. Oyun disiplininden kopmayan Efes'te, Domercant'ın dış şutlardaki isabetinin devamı, üçüncü çeyrekte farkı 10 sayı kadar Beşiktaş aleyhine çevirdi.

Son çeyrekte Efes'te Solomon sazı eline alarak yüksek yüzdeli şutları, iyi zamanlamalı drive'ları ve iyi savunmasıyla maça damgasını vuran oyuncu oldu. Efes bir makine düzeninde bu maçı sonuçlandırdı. Avrupa Ligi deneyimi ve geniş kadrosuyla maçı 93-78, seriyi de 3-1 yapmasını bildi.

MAHMUT KULEİN

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan