AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A
'İmam-hatipliye ayrımcılık yapanlar ihanet içindedir'

Başbakan Erdoğan, çatışma değil mutabakat aradıklarını belirterek, "Bu ülkenin liselisi de kolejlisi de imam hatiplisi de bizim canımız ciğerimizdir. Bunların arasında ayrımcılığa gidenler ihanet ediyorlar" dedi.

  • İSMALİ ZELVİ / İSTANBUL
    AK Parti lideri ve Başbakan Tayyip Erdoğan, ülkenin insanlarını ilgilendiren konular üzerinde çatışma değil mutabakat aradıklarını belirterek, "Bu ülkenin liselisi de kolejlisi de imam hatiplisi de bizim canımız ciğerimizdir. Bunların arasında ayrımcılığa gidenler ihanet ediyorlar" dedi ve ekledi: "Herkesi, milletin durduğu bu mutabakat zeminine çağırıyoruz."

    Erdoğan, İstanbul Green Park Otel'de düzenlenen "Bölge Teşkilat Eğitim Programı" toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin, güven, itibar ve saygınlığı azalan siyasete kaybettiklerini yeniden kazandırdığını ifade ederek, kamuoyu araştırmalarında "güven" bakımından son sıralarda yer alan "siyaset" kurumunu, ilk 5'e girer hale getirdiklerini anlattı. Erdoğan, "AK Parti, izlediği siyasetin merkezine çatışma alanlarını değil, uzlaşma ve mutabakat zeminini almıştır. Herkesi, milletin durduğu bu mutabakat zeminine çağırıyoruz" dedi.

    'Dere, yatağını mutlaka bulur'

    Bazı çevrelerin, AK Partililerin kişisel tutumları veya yaşam biçimlerini gündeme getirerek, farklı yorumlayarak "nemalandığını" anlatan Erdoğan, "kendimizi, imtiyaz değil adalet isteyen halkın vicdanı ve aklı olmaya mecbur hissederek yola çıktık. İmtiyazlı zümreler, halkın hissiyatını anlamayabilirler. Fildişi kulelerde halktan soyutlananlar, tecrit olanlar, milletin iradesini siyasetin sadece malzemesi olarak görebilirler veya zannedebilirler. Halka tepeden bakanlar, onu tahkir ve tezyif edenler, yollarda bir gurur abidesi olarak yürüyenler şunu unutmasın ki, hakikat kendi mecrasında akacağı için bunlar orada kendilerine yer bulamayacaklardır. Atalarımızın güzel bir sözü var 'dere yatağında akar' diye... Derenin yatağını ne kadar değiştirmeye çalışırsanız çalışın, eninde sonunda dere yine önündeki engelleri, bariyerleri yıkarak gerçek yatağını bulur. Hakikat, yatağını er geç bulur. Bir bedeli muhakkak vardır, ama eninde sonunda gelir o yatağı bulur."
    Erdoğan, kendilerinin hakikati sadece kendi tekellerinde görmediklerini de dile getirdi.

    'Meşruiyetimiz medyadan değil'

    CHP'nin "siyasi kadrolaşma" eleştirilerine, eski SHP'li Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın, "Tabii kendi partimden olanı kadroya alacağım" sözlerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunu söyleyenler önce aynaya baksınlar. Yıllar yılı bu ülkede kendileri bu işi yaptılar. Ne kadrolaşması? Biz KPS ile memur alıyoruz. Yani bunu da yapmayacak mıyız? Gelsinler bize başka metodlar önersinler, onu uygulayalım. Eğer kendi metodlarını uygulamamızı istiyorlarsa, biz öyle metodlar uygulamayız. Bunu geçmişte beraber oldukları arkadaşları açık ve net olarak söylüyorlardı. 'Tabii partinin mensubunu alacağız' diyorlardı. Bunu Adalet Bakanlığı'nda yaptılar. Şu anda muhalefet partisinin liderinin beraber olduğu tüm arkadaşları bunu yaptılar. Medya bunun şahidi, Türkiye bunun şahidi... Biz böyle bir şey yapmadık. Biz demokrasi içerisinde meşru bir hükümetiz. Meşruiyetimizi ne medyadan, ne muhalefetten alıyoruz. Meşruiyetimizi milletten alıyoruz."

    'Ben imam-hatipliyim, çocuklarım da'

    Kendisine de "imam hatip mezunu" diye göndermeler yapıldığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bunu gizlemiyorum ki... Ne olacak; illegal bir örgüt mü, bu imam hatip liseleri? Bu okulların geçmişi Atatürk dönemine kadar dayanır. İmam Hatip Okulu'ndan mezun olanlar, bu ülkede ikinci, üçüncü sınıf vatandaş mı? Gururla söylüyorum, ben bu okuldan mezun oldum. 4 çocuğumun 4'ü de bu okuldan mezun oldu. Kimsenin ülke çocuklarını kamplara ayırmaya hakkı yoktur. Bu ülkenin liselisi de kolejlisi de imam hatiplisi de bizim canımız ciğerimizdir. Bunların arasında ayrımcılığa gidenler bu ülkeye ihanet içindedirler."

    Misyonerlik şikâyeti yapana bak

    "İmam alacağız" sözlerinin bazı gazetelerde saptırıldığını da vurgulayan Erdoğan, "Devlete artık işçi almıyoruz, işçi kadroları azaldı. Devlet ticaretten çekilsin, denetleyen, düzenleyen olsun diyoruz. Ama Türkiye'de bu kadar cami imamsız olur mu? Hem diyeceksin ki, 'misyonerler Türkiye'yi istila ediyor, Anadolu'nun her tarafına İncil dağıtıyorlar, şunu bunu yapıyorlar'; hem de İlahiyat Fakültesi ve İmam Hatip Okulu'ndan mezun olana, bir camiyi teslim etmekten korkacaksın. Bu nasıl bir mantıktır" diye sordu. Erdoğan, 'AK Parti Bölge Teşkilat Eğitim Programı' toplantısına katıldı. Toplantıya katılan teşkilatların tespiti için yoklama yapan Erdoğan, bazı teşkilatlardan eksik katılım olduğunu öğrenince, nedenini sordu ve "Ölüm ve koma hali dışındaki bir nedenle toplantıları aksatmayın" dedi.

    'CHP, ideolojik davranıyor'

    AK Parti'nin ülkeyi girdaptan çıkardığını, kriz şartlarının ortadan kaldırılarak tüm sektörlere kan ve can geldiğini belirtirken, Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: "Muhalefet SEKA'da, Seydişehir'de gösteri yapacak... Biz muhalefetin bu tür tavırlarıyla karar almayız. Çünkü muhalefet, ideolojik yaklaşım içerisindedir. Bu muhalefet, bu tesisler kurulurken de bunlara karşıydı. Özelleştirilirken de karşı. Maalesef çakılı çivisi bile yok. Başbakan'ın paltosuyla oturduğu günleri hatırlarım. Babamın nüfus kağıtlarında şeker, un, bunlarla ilgili mühürleri görerek büyüdüm. 'Seydişehir'i, ülkeyi satıyorsunuz' diyorlar. Bu ifadeyi kullanmak ihaneti vahimiyedir."



  • 6 Haziran 2005
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED