Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Yurt Haberler
Son Dakika
657'liler Ailesi
Ankara'da Şafak
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
İzdüşüm
Kültür-Sanat
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

Kalaşnikov saldırı silahının, üretiminin kısıtlanamaması nedeniyle en az 20 yıl daha çatışma bölgelerinde en çok tercih edilen silah olarak kalacağı bildirildi.

Hafif silahların kontrolü için lobi faaliyetleri yürüten CAC örgütünce hazırlanan raporda, 70 milyondan fazla AK-47 ve varyasyonlarının dünya üzerinde elden ele dolaştığı, buna 82 ülkede askeri kuvvetlerin silah envanterinde bulunların da dahil olduğu belirtildi.

Raporda, "AK-47'ler, Afganistan, Britanya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Irak, Meksika, Sierra Leone, ABD, Venezuela ve Yemen gibi çok çeşitli ülkelerde, 'katliam, sakat bırakma, tecavüz, işkence ve şiddet eylemleri' için kullanılıyor" denildi.

Çok sayıdaki üretim merkezinin AK-47'lerin geniş bir alana yayılmasına neden olduğuna dikkat çekilen raporda, ayrıca bu silahların transferini düzenleyecek uluslararası standart ve kanunların olmayışının, AK-47'lerin silah kaçakçıları, silahlı milisler ve suç örgütlerinin eline geçmesini kolaylaştırdığı ifade edildi.

Dört kıtada en az 14 ülkede üretimine devam edilen, dakikada 600 mermi ateşleme kapasitesine sahip AK-47'ler, Afrika ülkelerinde yaklaşık 30 dolara temin edilebiliyor.

Bu arada AK-47'nin kaşifi Rus General Mikhail Kalashnikov, hafif silah ticaretinin sıkı uluslararası kurallarla düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kalashnikov, "Silah satışı üzerinde uluslararası bir kontrol olmadığı için, hafif silahlar sadece ulusal savunma güçlerince değil, saldırganlar, teröristler ve her tür suç örgütleri tarafından kullanılmak üzere dünyanın herhangi bir yerinde kolayca bulunabiliyor" dedi.

"İnsanlar sık sık bana, AK-47'lerin insanlığa verdiği zarardan dolayı kendimi suçlu hissedip hissetmediğimi soruyorlar" diyen Rus kaşif, sorumluluğun tasarımcılara ait olmadığını, bunların üretim ve ihracatının hükümetler tarafından kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.