T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 26 HAZİRAN 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

AK Parti'li Koçak, savunmasını MDK'ya gönderdi

Kesin ihraç istemiyle Müşterek Disiplin Kuruluna sevk edilen AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Mahmut Koçak, "AK Parti; ya suskun ve sinmişlerin partisi haline dönüşecek veya düşüncelerin özgürce açıklanabileceği, farklılıkların birer zenginlik olarak görüleceği büyük bir kitle partisi haline dönüşecektir" dedi.

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Mahmut Koçak
Koçak, Müşterek Disiplin Kurulu (MDK) başkanlığına savunmasını gönderdi. Basında çıkan haberler gerekçe gösterilerek savunmasının istendiğini hatırlatan Koçak, "böyle bir nedenle disipline sevk edilmesinin hukuka ve parti mevzuatına uygun olmadığını" ifade etti.

Bu süreçte, "önce as, sonra da yargıla" adaletini hatırlatacak ve bu nedenle kamu vicdanını yaralanmasına neden olacak eylem ve kararlardan kaçınmaya dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Koçak, basında kendisiyle ilgili haberler ile Disiplin Kurulu tarafından kendisine isnad edilen suçlamalar arasında mantıksal bir bağ kurmanın "zorlama bir yorumla mümkün olabileceğini" vurguladı.

Bir gazetede yer alan ve soruşturmaya sebep olan söyleşinin, partinin güçlenmesi ve eksikliklerini bir an önce giderebilmesi amacıyla yapılmış bir özeleştiri niteliği taşımasının dışında, başka bir zemine çekilemeyeceğine işaret eden Koçak, "Yapıcı bir anlayışla ve dikkatlice okunduğunda bu söyleşinin, biraz sınırları zorlamış görünse de özü itibariyle, iyi niyetle yapılmış bir özeleştiriden başka bir anlama çekilemeyeceği görülür. Söyleşide yer alan cümlelerin parti programı ile uyumlu olduğu, partimizi ve genel başkanımızı yıpratmayı amaçlayan bir kötü niyetin eseri olmadığı kolaylıkla anlaşılır" dedi.

"TÜRK DEMOKRASİSİNİN HASTALIKLI YÖNLERİ"

Hakkında açılmış soruşturmanın, "Türk demokrasisinin kısa zamanda düzeltilmesi gereken hastalıklı yanlarından birini gözler önüne serdiğini" ifade eden Koçak, TBMM'nin asli görevlerinden birinin Bakanlar Kurulu ve bakanları, denetlemek olduğunu, ancak milletvekillerinin, Anayasanın kendilerine verdiği bu denetim görevini yerine getiremediğini kaydetti.

"Bunun en güzel ispatı ise benim kesin ihraç istemi ile disipline sevk edilmemdir" diyen Koçak, milletvekillerinin, bağlayıcı grup kararı bulunmadıkça, millet adına düşünce ve fikirlerini her platformda dile getirebileceklerini, kendisinin bu anlayış ve inançla hareket ettiğini, bundan sonra da Anayasanın verdiği sorumluluğa uygun davranmaya devam edeceğini bildirdi.

Kesin ihraç talebiyle kendisini disipline sevk eden parti yöneticilerini, kendi yazdıkları parti programını yeniden okumaya ve uygulamaya davet eden Koçak, parti programlarının, siyasi partilerin iktidara geldiklerinde uygulayacaklarını vaat ettikleri millete verilmiş sözler olduğunu kaydetti.

Koçak, AK Parti programının "temel hak ve özgürlükler" başlığını taşıyan bölümünde yer alan ilkeleri hatırlatarak, "Disiplin kurulumuz bu soruşturmayla, partimizin programında yer alan demokratik ilkelerle, benim partiden kesin olarak ihraç edilmemi talep eden parti üst yönetiminin bu istemi arasında bir tercihle karşı karşıyadır. Ben hala bu tercihin, parti içi demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü yönünde olacağına inanmak istiyorum" dedi.

"DOSTLAR ACI SÖZLERİNİ SÖYLEYEMEYECEK"

İhraç edilmek istenenin sadece bir milletvekili değil, onun temsil ettiği fikirler ve bu düşüncelerin ifade edilebilme hürriyeti olduğunu savunan Koçak, şunları kaydetti:

"AK Parti, ya suskun ve sinmişlerin partisi haline dönüşecek veya programında belirtildiği gibi, düşünce ve ifade özgürlüklerinin parti içinde de uluslararası standartlar temelinde inşa edildiği, düşüncelerin özgürce açıklanabileceği, farklılıkların birer zenginlik olarak görüleceği büyük bir kitle partisi haline dönüşecektir. Disiplin Kurulunun vereceği karar, bu yönden de Türk demokrasi tarihinde hak ettiği yeri bulacaktır. Demokrasiyle bağdaşmayan, hür düşünceyi sınırlayan, parlamento ve parlamenteri baskı altına alan uygulamalarla AB sürecinin nasıl bağdaştırılabileceği ise cevaplandırılması gereken olayın başka bir boyutudur.

Milletvekili seçilmeden önce de yüce Parlamento çatısı altında da hiçbir korku ve siyasi gelecek endişesine kapılmadan hep bu ilkelere bağlı kaldığım gibi, bundan sonra da bedeli ne olursa olsun, aynı ilkeleri savunmaya devam edeceğim. Tek üzüntüm, milletvekillerine bile düşüncelerinden dolayı uygulanan disiplin mekanizmaları nedeniyle dostlar acı sözlerini söyleyemeyecektir. Talebim o dur ki hakkımdaki bu anlamsız disiplin soruşturması, Türkiye'de parti içi demokrasi, farklı düşüncelere saygı, milletvekilliği statüsünün ne olduğu ve ne olması gerektiği gibi sorunları yeniden tartışma zeminine taşımadan sonlandırılsın."

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi