T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
O K U R S Ö Z C Ü S Ü | 27 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ | ||
|
Ufkumuz ne kadar açıksa, o kadar çok görürüz. Bunu, fiziksel ortamda sınayabiliriz. Dünyaya yer seviyesinden baktığımızda, en küçük yükselti, görüşümüzü sınırlar. Ufkumuzu açacak pek çok şey bulabiliriz. Tecrübeler, acılar, seyahatler, insanlar, sevinçler... bunların hepsi bize bir şey katar. Ama herhalde, -çok özel durumlar müstesna- 'kitab'ın etkisi, hepsinden güçlüdür. Hepimizin hayatında, bizi sarsan, bizi yakalayan, bize dünyanın kaç bucak olduğunu öğreten, gözümüzü açan, gönlümüzü açan kitaplar olmuştur. Okuduğumuz her kitabın, bizi, kitabın hacmi kadar yükselttiğini, böylece, daha çok okudukça, görüş açımızın, ufkumuzun genişlediğini varsayalım. Bizim uygarlığımız da, bir yönüyle, 'kitap' uygarlığıdır. Hazret-i Ali'nin, 'Bilgi de rızıktandır' dediği rivayet edilir. Bir toplumun, bir ülkenin ne kadar güçlü olduğunu ölçmek için gayrı safi milli hasıla gibi, kişi başına düşen otomobil sayısı gibi, çocuk ölümleri oranı, ortalama ömür gibi kriterler kullanılır. Bence, kişi başına okunan kitap sayısı, bu kriterlerin hepsinden önemlidir. Ulaşabildiğim en son rakam, 1995 yılına ait. Eğer rakam doğruysa, 1995 yılında 12 bin 89 kişiye bir tane (o yıl basılan) kitap düşmüş. Yani, kitaplarla ilgili durumumuz, ekonomik durumumuzdan daha kötü. Kitapla sıkı-fıkı olmayışımızın bir sebebi de, sistemin, kitaptan çekinmesi olabilir. Kitabın suç aleti sayıldığı zamanlar, hâlâ hatırımızdadır. Bu 'hal'in değişmesi, biraz da kitapseverlere bağlı. Bir çocuğun, kitapla karşılaştığı an, hele de doğru bir kitapla karşılaşmışsa, onun için dönüm noktasıdır. İyi bir kitap, bir çocuk için iyi bir başlangıçtır. Biz, daha çok çocuğu, daha çok genci kitaplarla buluşturabiliriz. Bir çocuğun kitaba ulaşamamasının en önemli sebebi, orada kitabın olmamasıysa, bu sebebi ortadan kaldırabiliriz. Türkiye'nin 'mahrumiyet' bölgelerinde zor şartlarda görev yapan bir çok öğretmen, öğrencileri için kitap istiyor. Yeni Şafak okurlarını yardıma çağırıyor. Bu çağrıya kulak vermemiz gerekiyor. Öğretmenlerin çağrısını, haber olarak değerlendireceğimizi yazmıştım. O kadar çok talep var ki, haber boyutlarını aşıyor. Bu yüzden, haber niteliği de taşıyan bu çağrılara, 'okur sözcüsü' sayfasını açmak istedim. Daha önce, bu sayfada belirttiğim gibi, bu fedakar öğretmenlere, çocuklar için, gençler için yararlı olacağına inandığınız, bilgi içeren, onların donanımlı, bilgili insanlar olarak yetişmesine yardımcı olacak kitaplarla karşılık verebiliriz. Hep birlikte cehaleti yenmeye var mısınız
Göksun Nevzat Pakdil Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda öğretmenim. Okulumuz yatılı olduğu için; aile hasretini, paylaşımı, dostlukları ve çok çeşitli zorlukları da içinde barındırmakta ve diğer örgün eğitim kurumlarından farklılık göstermektedir. Bu farklıların en önemlisi;. bu okullar öğrencilerin barındıkları evleridir. YİBOída çalışan öğretmen yeri geldiğinde bir anne rolünde, bir sağlık elemanı, okul işlerini yapan bir şoför, çocukların bakımı üstlenen, yemeklerini yediren, temizliklerini yapmalarını sağlayan bir bakıcı rollerini gün içersinde oynamakta.. Fakat tüm bunlardan öte ve bence en önemlisi bir kütüphanenin eksikliği... Öğrenciler yaşadıkları birçok olumsuz şeyden dolayı (örneğin aile içi şiddet, aile dışı şiddet) çok küçük yaşlardan itibaren her şeyden nefret etmeye ve umutsuzluğa kapılmaya başlıyorlar. Böyle bir durumdan onları kurtarmanın tek yolu onları kitap okumaya Yönlendirmek İşte burada sizlerin devreye girmenizi Ümit ediyorum. Bize gönderebileceğiniz kitapların bizim için nasıl bir değer taşıyacağını tahmin bile edemezsiniz 1 tane bile olsa... Bu bağlamda sizden okul kütüphanemize kitap yardımında bulunmanızı rica ediyorum. Sizler de takdir edersiniz ki bugünkü neslin en büyük problemi kitap okumamak. Biz de cehaletle mücadele eden aydın insanlar olarak bu konuda gerekli duyarlılığı göstereceğinizden eminiz. Aydınlık Türkiye için ışıklarınızı yakın, her kitabın gelecek günlerde suça karşı dikilen bir güç kaynağı olduğunu unutmadan. Saygılarımla
Ben Siirt 14 Eylül Anadolu Lisesi'nde okuyorum. Yeni bir binaya taşındık. Kütüphanemiz çok büyük ama doğru dürüst kitap yok. Okumak istiyoruz. Lütfen kütüphanemizin zenginleşmesi için 1 kitap da olsa bağışlayın... Konya Akören Gazi Mustafa Kemal Paşa İlköğretim Okulu ile Karaman Morcalı Köyü. Köyümüzde okuma alışkanlığını yaygınlaştırmak adına muhtarlık binasının yeni lokalinde bir halk kütüphanesi kurmayı hedefliyoruz. Duyarlı vatandaşlarımızın bize kitap göndererek bu oluşuma katkılarını rica ediyoruz. Morcalı Köyü Muhtarlığı 70100 Karaman - Nizamettin Doğan, Gazi Mustafa Kemal Paşa İlköğretim Okulu 42460 Konya Akören Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Ovabaşı Köyü'nde öğretmenim. Buradaki açlığı fakirliği ve olanaksızlıkları görünce size yazmak istedim. Doğuda durum duyduğunuzdan ve bildiğinizden daha vahim. Çocuklarım (öğrencilerim) için ayakkabı, kazak, önlük, defter, kalem ve kitap istiyorum. Aylık gelirimin bir kısmını öğrencilerime harcıyorum. Ama yetişemiyorum. Bazen bu durumu görmemek için mesleğimi bırakmayı bile düşünüyorum. Eğer bu çağrıma sağ duyu ile yaklaşırsanız öğrencilerim ve ben çok mutlu olacağız. Ertuğrul Kılınç. Ovabaşı İlköğretim Okulu, Ömerli, Mardin. İlçe Milli Eğitim tel: 04825412161 Sizden okul öğrencileri olarak okulumuz bünyesinde oluşturduğumuz kütüphanemiz için kitap desteği vermenizi istiyoruz. 0342 517 16 21 - 0342 517 47 18 Nizip Hasan Çapan Anadolu Lisesi, Kıbrıs Mah. Dede Efendi Sok. No: 5 Nizip/Gaziantep Ben Denizli Anadolu İmam-Hatip Lisesi'nden Abdulkadir Kan. Sizlerin katkılarıyla kütüphanemizi zenginleştirmek istiyoruz. Sitemiz www.denizliaihl.com Ben Bayburt'ta iki öğretmenli bir köy okulunda görev yapıyorum. Tüm teknolojik ve fiziki imkanlardan mahrum olarak hizmet etmekteyiz. O kadar şahıs ve özel kuruluşa başvurmama rağmen sonuç alamadım. Sizden yardım bekliyorum. Ali Kemal Ardıç, Nişantaşı Köyü İlköğretim Okulu/Bayburt Malcolm X'i asla unutamayız Daha çok bilinen adıyla, Malcolm X. Kullanmayı sevdiği ancak öteki kadar yaygınlaşmayan adıyla Malik el-Şahbaz. Kızları, Attila ve Kubilay Şahbaz. X soyadını, köleleştirilen siyahların, soylarının da çalındığına dikkat çekmek için kullanmış. Hacca gidip rengarenk Müslümanları tanıdıktan sonra, Amerika'da, 'siyahların dini' olarak tanıtılan çarpıtılmış İslam anlayışını terkederek bütün ırkları kucaklayan gerçek İslam'a yönelen efsanevi lider. Sezer Pal, 21 Şubat'ta, Malcolm X'in şehid edilişinin yıldönümünü unuttuğumuzu, onun anısına bir şey yapmadığımızı hatırlatıyor. Doğru söylüyor. Elbette, Malcolm X'i sadece yıldönümlerinde değil, başka vesilelerle de hatırlamamız gerekiyor. Sezer Pal'a teşekkür ediyoruz. Vali-Jandarma haberleri Yeni Şafak'ın geçen hafta gündeme getirdiği önemli konulardan biri, valilerin, belli bir olaya bağlı olmaksızın, jandarmaya polis bölgesinde istihbarat, operasyon ve arama yetkisi vermesiydi. Konya, somut bir örnekti. İlgili belgede, belli bir olaya bağlı olmaksızın, jandarmaya 1 yıllık operasyon izni veriliyordu. Okurlarımız, telefonla ve mektupla, olumlu tepkiler verdiler. Olcay Güngör, Yeni Şafak'ı tebrik ettiğini söylerken, Abdülhamit Gülen, yetkililerin gerekeni yapıp yapmadığını soruyordu. Bir de farklı yaklaşım ulaştı, internet aracılığıyla. Ahmet Arslan adlı okurumuz, şöyle iyordu: Jandarmanın şehirde görev alması bilerini rahatsız mı etti? Siyasi baskı kurulamadığı için mi rahatsız olundu? Ordu Türkiye'nin en güvenilir kurumudur." Yeni Şafak'ın yayın çizgisini başından beri izleyenler için, yadırgatıcı bir soruydu, Ahmet Arslan'ın sorusu. Bu vesileyle değinmemiz gerekiyor: Yeni Şafak'ın yaklaşımında, ordunun güvenilirliği ile ilgili bir sorun yok. Konu tamamen, yönetimin sivil bir mantıkla mı yoksa militer bir üslupla mı yürütüldüğüyle ilgili. Elbette, kurumların, 'kendi görev alanlarında' güvenilir olmaları güzel bir şey.
Polislerle ilgili yazı dizinizi okuyoruz. Tabii ki güzel, umarız şu bazı bazı gündeme yıldırım gibi inen, indiği zaman da bolca istismar edilen Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu personelinin durumunu da bir hayırsever gazeteci yazar ele alır. Maliye'deki bir hizmetli Sosyal Hizmetler'deki bir idareciden ne kadar fazla ücret almaktadır. Annesi-babası yani en yakınları tarafından terk edilen, bakılmayan çocuk, yaşlı ve özürlülere sabırla tahammül eden bu işkoluna da bir yazı dizisi hazırlamanız dileğimle... Polisimize gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Umarım çalışmaya adil ücret alırız ve emeklilerimizde bundan faydalanırlar saygılarımla. Geçenlerde, "İhtiyaç çok fazla olmasına rağmen İlahiyat Fakültesi mezunlarının (formasyonsuz) MEB'e atanmadığı ile ilgili haber yapmıştınız. Böyle bir mağduriyeti gazetenizde dile getirdiğiniz için Yeni Şafak'a teşekkür ederim... Sn. Hüseyin Hatemi, evrensel ilminizden ve kültürünüzden yararlanmaktayız. Batı dünyası haddini her zaman aşıyor. Ama Yunus Emre dili ile Batı'ya öğretmenlik edecek olanda Müslüman Türk milleti her zaman olacak. Hoşca ve esen kalınız. Polislerle ilgili yazı diziniz için teşekkür ederiz. Büyüklerimize duyurmakta bize yardımcı olmanız bizi mutlu etti, saygılar. Kitap eki veriyorsunuz, bu iyi bir gelişme. Ama haftalık yapsanız daha iyi olmaz mı? Ayrı bir sekilde spor eki verseniz. Okurlarınızın herhangi bir konuda yazdıkları makaleleri gazetenizde yayınlasanız. Bazı basın organları Hamas ziyaretini İsraillilerden daha fazla öfke gösterdiler. Bu onların ne olduğunu gösteriyor. Hamas ziyaretini bizlere en iyi şekilde anlatan Yeni Şafak gazetesine teşekkür ederim.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |