İspanya hükümeti, ülkenin doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde bağımsızlığa destek veren sosyal medyadaki mesajların ağırlıklı olarak Rusya toprakları üzerinden geldiğini açıklayarak, konunun Avrupa Birliği'nin (AB) gündemine getirileceğini duyurdu.
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basına bilgi veren Hükümet Sözcüsü İnigo Mendez de Vigo, Katalonya krizinin sosyal medyadaki boyutunun arkasında Rusya'nın olduğuna ilişkin iddiaların, Brüksel'de 13 Kasım Pazartesi günü yapılacak AB Dışişleri Bakanları Konsey Toplantısı'nda İspanya Dışişleri Bakanı Alfonso Dastis tarafından gündeme getirileceğini söyledi.
Vigo, "Avrupa'nın bu konuyu çok ciddi şekilde ele almasını umuyoruz." dedi. Olası siber saldırının İspanya'ya değil AB'ye karşı yapıldığı değerlendirmesinde bulunan Vigo, "Yeni teknolojilerin getirdiği meydan okumalara demokrasinin cevap vermesi gerektiğini" savundu. Sözcü, "Kim olduklarını bilmediğimiz dış güçler anayasal düzeni değiştirmek istiyor. Teknolojinin hiçbir sınırı olmadığından bu sorunu AB çözmelidir." şeklinde konuştu.
Savunma Bakanı Maria Dolores de Cospedal da Katalonya'da bağımsızlık girişimlerine destek vermek için Twitter veya diğer sosyal medya siteleri üzerinden yollanan mesajların çoğunluğunun "Rusya topraklarından geldiğini bildiklerini ancak bunun arkasında Rus hükümetinin olduğu anlamına gelmeyeceğini" söyledi. Cospedal, bu konuda şimdilik hiçbir devlet veya hükümetin suçlanmaması gerektiğini belirterek, araştırmalar sonuçlanana kadar "herkesin maksimum şekilde ihtiyatlı olmasını" istedi.
Bu arada bir İspanyol radyosuna konuşan Dışişleri Bakanı Alfonso Dastis de "Sadece İspanya'ya karşı değil daha çok AB'yi istikrarsızlaştırma çabası olan bu işe Rus sitelerinin veya hackerların karıştığını gösteren oldukça fazla bilgi var gibi gözüküyor." açıklamasını yaptı. Dastis ayrıca Rusya'nın "AB projesinden dolayı uzun zamandır kendisini rahat hissetmediğini" ileri sürdü.
Öte yandan NATO Müttefik Harekat Komutanı Curtis Scaparroti de dün bir grup gazeteciye verdiği demeçte, Rusya ile ilgili ortaya atılan söz konusu iddialardan "endişe duyduklarını" ifade etmişti. Scaparrotti, "Bu tip faaliyetleri başka ülkelerde de gördük. Bu istikrarsızlaştırma kampanyasının bir parçası olarak adlandırılıyor." diye konuşmuştu.
