Gazete bu yeni göç dalgasını ve Merkel'in ziyaretiyle ilgili haber ve analizlere iki tam sayfa ayırdı. 'Halep'in masumları' başlıklı yazıda Suriye ordusunun Rusya destekli operasyonları nedeniyle binlerce kişinin Halep'ten ayrıldığı, bu insanlara sadece Türkiye'nin bir çıkış yolu sunabileceği belirtiliyor.
Gazete, operasyonlar sonucu ülkenin bu ikinci büyük kentine giden, muhaliflerin elindeki en büyük ikmal hattının kesildiğini belirtiyor ve ekliyor:
"Şimdi, kentin duvarları içindeki birkaç yüz savaşçı ve birkaç yüz bin sivil sadece kuşatma altında değil, aynı zamanda açlık tehlikesi altında. "Geçen haftadan bu yana kenti terk eden tahminen 100 bin kişinin durumuysa daha iyi değil. Güneyde rejim güçleri, doğuda IŞİD savaşçıları ve Batıda Rusya destekli Kürt milisler tarafından kuşatılmış durumdalar. Tek umutları ise Türkiye'ye kaçmak ama sınır kapalı."
Yazıda, ortadaki bir yeni göç dalgasının doğrudan Rusya'nın Suriye'deki savaşa müdahil etmesinin sonucu olduğu belirtiliyor.
Hâlihazırdaki durumda, Batı hükümetlerine doğrudan mültecilere odaklanma çağrısı yapıyor gazete.
Times, "Avrupa Birliği ve Ankara için en acil önceliğin mevcut 3 milyar Euroluk yardım paketinin, Suriyelilerin yığıldığı Öncü Pınar sınır kapısının açılmasını sağlamak için değerlendirilmesi gerektiğini" yazıyor.
Gazete, "Makedonya'nın Yunanistan sınırına dikenli tel örgü çekilmesine göz yuman AB liderlerinin Erdoğan'a (Sınıra yığılan Suriyelilerin Türkiye'ye alınmasıyla ilgili) yumuşaması için yalvardığını" belirtiyor.
Times, Türkiye'nin mülteci kabul kapasitesini doldurduğu yönündeki açıklamasını da hatırlatıyor.
Yazının son bölümünde Türkiye ve AB'nin birlikte çalışması gerektiği vurgulanıyor ve özetle şu ifadelere yer veriliyor:
"Riskler (Türkiye ve AB'nin) birlikte çalışmasını gerektiriyor.
Gazete, "Türkiye'nin ortadaki durumda, sınırın güneyindeki Kürt varlığına zarar vermek amacıyla güneye askeri güçlerini konuşlandırması durumunda bir NATO ülkesi olarak kendisini Rusya'yla vekâlet savaşı içinde bulabileceğini belirtiyor".
Yazı şu cümlelerle sona eriyor:
"Erdoğan mültecilere karşı yükümlülüğünü anlamalı. Avrupa, servetini ona yardım için kullanmalı. Putin ateşle oynadığını anlamalı."
Bu arada gazetenin konuyla ilgili haberleri aktaran sayfalarında da küçük bir analiz kutusu yer alıyor.
Analizde özetle şu ifadeler yer alıyor:
"Avrupa'nın mülteci krizini kontrol altına almadaki umutsuz mücadelesi Türkiye'yi tüm kozları elinde bulundurur durumuna getirdi.
"Ankara, 3.2 milyar Euro'luk yardım paketinin yeterli olmadığı uyarısında bulundu. Hatta bu son gelişmelerin daha fazla yardım istemesine neden olması mümkün.
"Sınır krizinin gösterdiğiyse şu: Avrupa'ya gelmek için mücadele eden Suriyeli mültecileri durdurmanın tek bir yolu var ve bu, kimsenin yapmaya muktedir olmadığı bir şey gibi görünüyor; Suriye'de akan kanı durdurmak."
