|

Davutoğlu, Kıbrıs konusunda resti çekti

Başbakan sıfatıyla gerçekleştirdiği ilk ziyaret kapsamında Kıbrıs'a gelen Ahmet Davutoğlu ve KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, açıklamalarda bulunuyor. KKTC ile Rum kesimi arasında devam eden müzakereleri değerlendiren Davutoğlu, Rum kesimine çağrı yaptı. Davutoğlu "Sayın Anastasiadis yapamayacaksa, yapamayacağım desin" dedi.

Aa
00:00 - 16/09/2014 Salı
Güncelleme: 14:31 - 16/09/2014 Salı
Yeni Şafak
Davutoğlu, Kıbrıs konusunda resti çekti
Davutoğlu, Kıbrıs konusunda resti çekti

Davutoğlu, KKTC ziyareti kapsamında, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Anadolu'dan Kıbrıs'a, anavatandan yavru vatana engel tanımayız. Denizleri derinlerden aşarız, Anadolu'nun suyunu yavru vatana getiririz. Bunu da kimse engelleyemez" dedi.

Başbakan Davutoğlu, kim ne derse desin, Türkiye'nin KKTC'yi devlet olarak tanıdığını ve her düzeyde devlet olarak tanımanın getirdiği ilkelere saygı gösterdiğini söyledi.

Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da gelecekte de TBMM'den güvenoyu almış her Başbakanın KKTC'yi öncelikle ziyaret edeceğini dile getiren Davutoğlu, "Buna bağlı olarak ikinci boyut, KKTC'nin ve Kıbrıs Türk halkının esenliği, refahı ve güvenliğiyle ilgili Türkiye Cumhuriyeti'nin 77 milyon kardeşinizin bağlılık ve taahhüdünü adaya getirmektir" dedi.

Görüşmelerde detaylı olarak bu ilişkiler üzerinde durduklarını anlatan Davutoğlu, 50 yılı aşkın süredir Kıbrıs meselesinin sürdüğünü, Türkiye'nin hep KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini ifade etti.

KKTC'nin 40 yıllık mücadelede, 30 yıllık devlet tecrübesinde birçok ülkede görülmeyecek kadar güçlü şekilde demokratik olgunluğa ve kurumsallaşmaya ulaştığını söyleyen Davutoğlu, "Birçok seçimler, birçok demokratik yolla ortaya konan süreçlerle olgunluğunu göstermiştir. Yine ekonomik olarak da son 12-13 yılda Gayri Safi Milli Hasılası'nda da ciddi iyileşmeler sağlanmıştır. Bu da Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki yakın ilişkiden doğan bir unsurdur" dedi.

"Hayal Proje"

Davutoğlu, bunun simgesel yansımalarından birinin de su projesi olduğunu ifade ederek, bundan 10 yıl önce Anadolu ile Kıbrıs adasının deniz altından geçen su borularıyla birleşeceğine ve Anadolu'nun saf, berrak, helal suyunun Kıbrıs ile kucaklaşacağına herkesin "hayal proje" diyeceğini belirtti.

"Anadolu'dan Kıbrıs'a engel tanımayız"

Bu yılın sonuna kadar artık Toroslardan geçen her suyla, köylüler, yörükler ve yayladakilerin yavru vatana selam göndereceklerini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Ferhat ile Şirin'in aşkı gibi, dağları nasıl Ferhat delmişse, Anadolu'dan Kıbrıs'a, anavatandan yavru vatana engel tanımayız. Denizleri derinlerden aşarız, Anadolu'nun suyunu yavru vatana getiririz. Bunu da kimse engelleyemez. O Ferhat'ın duyduğu aşk gibi bir sevdadır bizim için. İlelebet sürecek bir sevdadır. O sevda oldu mu burada en ufak bir sızı olsa 77 milyonun kalbi yanar. En ufak bir sevinç olsa 77 milyonun gönlü gururla dolar. Bu mesajı iletmek için buradayız."

"İstedik ki Kıbrıs Adası, barış adası olsun"

Müzakere sürecine de değinen Başbakan Davutoğlu, Türkiye ve KKTC'nin son 14 yılda Annan Planı çerçevesinde ve daha sonra her zaman iyi niyetini gösterdiğini söyledi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İstedik ki Kıbrıs adası barış adası olsun, istedik ki Kıbrıs'ta sağlanan barış üzerinden Doğu Akdeniz'e barış ve refah huzur gelsin. İstedik ki Türkiye, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Rum Yönetimi aynı masa etrafında otursun ve Doğu Akdeniz'i nasıl bir barış havzası haline getiririz diye düşünsünler ama biz ne kadar güçlü irade kullanmışsak maalesef istediğimiz ölçüde mukabele görmedik. Bu Annan Planı'nın reddedilmesinde de böyleydi, son dönemlerde özellikle sizin ısrarlı çabalarınızla Kıbrıs Rum Yönetimine ve Sayın Anastasiadis'e 'bu süreci hızlandıralım, bir an önce netice alalım, zamana oynamayalım' çağrılarınız çerçevesinde yaptığınız çabalarda da böyleydi."

"Güzel başlangıç imkanı var"

Dışişleri Bakanlığı görevinde, daha önce Başbakan Danışmanı ve öncesindeki akademik hayatında Kıbrıs meselesinin bütün boyutlarıyla inceleme, bizzat süreçleri yaşama imkanı bulduğunu anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Her geldiğimde Kıbrıs'tan bir çağrıda bulunuyorum. Zamanlama önemlidir, gelişimizin zamanlaması. Çünkü 7 Temmuz'dan sonra ilk defa bu akşam Anastasiadis ile buluşacaksınız ve benim de çok değerli bir dostum eski Norveç Dışişleri Bakanı Eide, ilk defa Birleşmiş Milletler temsilcisi olarak bu toplantıya iştirak edecek. Dolayısıyla güzel bir başlangıç yapma imkanı var."

"Ban Ki-Moon ve ekibine güvenimiz tam"

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ve onun görevlendirdiği bütün ekibe güvenlerinin tam olduğunu vurgulayan Davutoğlu, eski BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alexander Downer'ın da dostları olduğunu, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin de barış yönünde çabalarıyla bilinen kıymetli bir diplomat olduğunu ifade etti.

"Şimdi harekete geçme zamanı"

Eide ile Norveç Dışişleri Bakanı olduğu dönemde de yakın ilişkileri bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Şimdi harekete geçme zamanıdır. Buradan Sayın Anastasiadis'e de sesleniyorum: Gelin bu barışı bir an önce, yarın değil bugün, gelecek hafta değil bu hafta, gelecek yıl değil bu yıl yapalım. İleriye ertelenen her çözüm aslında çözümsüzlüğü derinleştirir, ertelemeyelim. Her konuyu masaya koyalım ve bu çerçevede adımlar atalım. Bu akşam ve yarın yapılacak müzakerelerde artık geçmişi reddetmeden yola çıkalım. Sayın Talat ve Sayın Hristofyas arasında daha önce ortaya konan yakınlaşma kağıtları, Sayın Eroğlu tarafında da benimsenmiş ve sürdürülmüştür. Bu devlet sürekliliğinin bir gereğidir. Ama maalesef aynı yakınlaşma kağıtları Sayın Anastasiadis tarafından aynı ölçekte benimsenmemiştir."

"Müzakere çerçeve belgesine ulaşmamız kolay olmadı"

KKTC'ya daha önce yaptığı ziyaretlerde, bütün siyasi liderlerle Eroğlu başkanlığında bir araya geldiğini anlatan Davutoğlu, bu toplantılarda her şeyi konuştuklarını, müzakere çerçeve belgesine ulaşmalarının kolay olmadığını anlattı. Davutoğlu, KKTC'de de değişik görüşler bulunduğunu ancak bu değişik görüşlerin bir masa etrafında buluştuğunu ve iktidarıyla muhalefetiyle sol kanadıyla sağ kanadıyla bir ekip olarak bu müzakere metnine onay verdiğini kaydetti.

Bu konuda Kıbrıs Rum Yönetimi'nde sıkıntı bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: "Kıbrıs Rum Yönetimi tarafında Ulusal Konsey diye bir mekanizmanın sürekli devrede olması karar almayı geciktiriyor. Hiçbir ülkede, hiçbir süreçte herkesin mutabık olduğu bir müzakere süreci yürüyemez. Hele hele iktidarla muhalefet arasında mutlaka görüş farklılıkları olur. Buna dayalı olarak müzakerelerin gecikmesi zaman kaybıdır. Artık seçimlere ayarlı müzakereleri terk edelim. Biz şubat ayında buraya geldiğimizde Türkiye'de önümüzde iki seçim vardı ama ısrarla gerek Rumlara gerek Yunanistan'a gerek İngiltere'ye, Amerika'ya, 'Bir an önce seçim istiyoruz, her türlü siyasi riski göze alıyoruz' dedik ama maalesef bu süreç uzadı. Sayın Anastasiadis, ümit ederiz ki, bu akşam başlayan yemeğin bir dostluk yemeğine dönüşmesine yardımcı olur. Ama şöyle bir dostluk yemeği değil, bir ekip yemeği, ortak bir gelecek inşa edecek iki lider olarak, ortak anlayışı gelişterecek bir yemek, daha sonra da bu ortak anlayışa dayalı yarın müzakereler yürür."

"Artık bu adaya barış, Akdeniz'e barış ve istikrar gelsin"

"Değerli dostum" dediği, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'ye de seslenmek istediğini söyleyen Davutoğlu, Eide'nin, BM Genel Sekreteri'nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Alexander Downer'ın bıraktığı yerden bayrağı aldığını belirtti. Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Onu artık nihai hedefe götürme konusunda çabalarınızı artırarak devam ettirmenizde fayda var. Adada daha çok bulunun, taraflar arasında daha çok mekik diplomasisi yapın. BM'yi daha çok devreye sokun. Önümüzde BM Genel Kurulu var, o genel kurulda tarafları bir daha bir araya getirin, gerekiyorsa bir odada günlerce tutun ama artık bu adaya barış, Akdeniz'e barış ve istikrar gelsin."

"Çapraz ziyaretlere hazırız"

Yunanistan'a da seslenen Davutoğlu, Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile geçen sene çok güzel bir girişimde bir arada olduklarını anlattı. Çapraz ziyaretlerle ilk defa 50 yıllık tarihte KKTC müzakerecisinin Atina'yı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi müzakerecisinin de Ankara'yı ziyaret ettiğini hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çok güzel bir başlangıçtı. Mümkünse bunu devam ettirelim, seviyesini artıralım. Biz hazırız. Bunu bakan seviyesine çıkarırsanız yine hazırız. Başbakan seviyesine çıkarırsanız yine hazırız. Hangi düzeyde olursa olsun görüşmeye hazırız. Ben görüştüğüm her Yunanistan Dışişleri Bakanına her seferinde çağrıda bulundum. Buradan da söylüyorum, Sayın Yunanistan Başbakanı hazırsa birlikte önce Güney'e gidelim, birlikte çay içelim, sohbet edelim. Sonra Kuzey'e gelelim, yine birlikte olalım. Bu Akdeniz, bir çok medeniyetlerin, bir çok milletlerin ortak denizi olmuştur. Gelin beraber burada barışı inşa edelim."

"Yapamayacaksa 'yapamayacağım' desin"

İngiltere, Amerika gibi özellikle müzakere çerçeve belgesi sürecine katkıda bulunmuş müttefik ülkelere de seslenen Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Müzakere çerçeve belgesine sahip çıkın. Orada sizin de emeğiniz var. Hepimizin emeği olduğu gibi. O müzakere çerçevesi üzerinde bir barış inşa edelim. Ortadoğu ve çevre bölgeler ciddi krizlerle etnik bunalımlarla çalkalanırken, gelin güzel bir örnek teşkil edelim. Kıbrıs'ta o müzakere çerçeve belgesi üzerine oturmuş ciddi ve zamanlandırılmış, takvimlendirilmiş, yoğun bir müzakereyle barışı inşa edelim. Başka krizlere de örnek teşkil etsin. BM için de aynı çağrı geçerli. Ama bunlar olmayacaksa yapılamayacaksa herkes de dürüstçe pozisyonunu ortaya koysun. Sayın Anastasiadis, bunu yapamayacaksa yapamayacağını söylesin. Ya da diğer aktörler. O zaman da gelin hep beraber, son derece gayri insani şekilde sürmekte olan ambargoları kaldıralım." Kıbrıs Türk halkının üzerinde uygulanan ambargoların hiçbir insani, hukuki, siyasi gerekçesi olmadığını vurgulayan Davutoğlu, 'Eğer böyle bir gerekçe vardıysa o gerekçe 2004'te referandumla ölmüştür. Hala bu ambargonun sürüyor olması hiçbir gerekçeyle izah edilemez. Ya gelin beraber çözümü bulalım, yok çözüm iradeniz yoksa ambargoları kaldırıp gerekiyorsa alternatif çözümler üzerinde birlikte düşünelim' diye konuştu.

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

'Türkiye kim ne derse desin, kim ne tavır alırsa alsın, bu ziyaretle bir kez daha göstermiş olduğumuz gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanındadır. Nasıl Anadolu'nun saf suyu Kıbrıs'a gelmiş ve buradan da gerekirse Rum kesimine de hayat dağıtmışsa Anadolu'dan Kıbrıs'a sadece barış gelir, huzur gelir, istikrar gelir ve dostluk mesajları gelir. Hiçbir zaman da KKTC'yi ve Kıbrıs Türk halkını yalnız ve kaderine terk edilmiş şekilde bırakmayız. Mesajımız budur.'

10 yıl önce