İlk günlerde hararetli olarak tartışılan İsrail'in ırkçı bir devlet olarak tanınması ve kölelik tazminatı konuları üzerinde anlaşmaya varılamadı. Bildirgede, köleliğin insalığa karşı işlenmiş bir suç olduğu belirtilirken, köleliğin hala var olduğu ve kölelik benzeri uygulamaların şekil değiştirerek devam ettiği belirtildi. Kölelik tazminatı yerine, dış borç yüklerinin hafifletilmesi, borçların silinmesi, yeni pazarlar açılması gibi hususlar sonuç bildirisine geçti.
Ayrıca bildiride, Filistin'in bağımsız bir ülke olarak tanındığını ve Filistinlilerin kendi ülkelerini savunma haklarının bulunduğu ve bu hakkın vazgeçilmez olduğunu belirtildi. Filistin'in yabancı güçlerce işgal altında olduğu belirtilirken, İsrail ve bölge devletlerinin barış için acilen toplanması istendiği de vurgulandı. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın da önemle vurgulandığı bildirgede, ırkçılığın sömürgeci dönemden bu yana devam ettiği yazıldı. Bildirgede yerli halklar, çingeneler ve göçerlerin de haklarının korunması istendi. Kanada, Avustralya, Suriye, İran ve genelde İslam Konferansı Örgütü, Durban sonuç bildirisinin "Ortadoğu bölümü"ndeki metne esaslı çekince koydular. İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in ABD ile birlikte hafta başında çekildiği konferansın sonuç bildirisinde, "İsrail'i doğrudan hedef alan ırkçılık suçlamasının bulunmamasını" tatminkar buldu.
