Dünyanın en büyük 5 ekonomisi içinde yer alan Fransa, rafineri, nükleer santral, liman ve toplu taşıma grevleriyle adeta bir “kıtlık ülkesine” dönüşme yolunda. “Gece Ayakta” eylemleriyle başlayan, yeni çalışma yasasına tepki ile devam eden protestolar nedeniyle Fransa'daki ulusal gazetelerin basım ve dağıtımı dün yapılmadı. İşçiler protestolara destek vermeyen gazeteleri basmayınca bayilerde standlar boş kaldı. Grev çağrısına ülkenin 19 nükleer santralinden olumlu yanıt gelmişti. Dün sabah saatlerinde en az 9 reaktörde elektrik üretiminde düşüş tespit edildi. Ülkenin elektrik üretiminin yüzde 75'ini sağlayan nükleer santrallerde üretim 4 bin megawatt azalarak yüzde 6'ya düştü. Grevlerin petrol rafinerilerine yayılması ve benzin istasyonlarında uzayan kuyruklar nedeniyle hükümet yakıt rezervlerini kullanıma açtığını duyurdu.
Fransa'da sanat meraklılarının müzelerin önünde oluşturdukları sonu gelmez kuyruklar, yerini metrelerce uzayan, kavgaların ve tartışmaların eksik olmadığı benzin kuyruklarına bırakmış durumda. Birçok bölgede adeta “karneli” benzin sistemi uygulanıyor. Uzayan kuyruklar, çıkan kavgalar, etraftaki gazetecilere saldıran sinirli sürücüler, sürücü başına litre sınırlaması getiren benzinciler, Türkiye'nin karneli, kuyruklu zor yıllarını hatırlatıyor. Fransız Petrol Endüstrisi (UFIP), hafta sonundan bu yana devam eden rafineri eylemleri nedeniyle ülkenin 3 aylık stratejik petrol rezervlerinden 2 günlük kullanılmaya başlandığını duyurdu. Cumhurbaşkanı François Hollande, “Ekonominin ve halkın ihtiyaçlarını karşılamak için her şey yapılacak” derken bağımsız kaynaklar, ülkedeki yakıt sıkıntısı nedeniyle halka sebze ve meyve dağıtımında aksaklıklar olabileceğini belirtti.
Yasadan geri atmamakta kararlı olan Başbakan Manuel Valls “gidişatta bir değişimin söz konusu olmadığını ancak bazı iyileştirmeler olabileceğini” kaydetti. Bu arada Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Cumhurbaşkanı François Hollande hükümetleri ülkede toplamda 2 milyon 200 bin işsiz yarattı.
Fransız hükümeti medyanın da desteğiyle her fırsatta “çapulculara” göz açtırılmayacağını yinelerken, medyayı da kullanarak polise desteğinin tam olduğunun altını çiziyor. Fransa'da çalışma yasası protestoları şiddetlenmeden önce Gece Ayakta eylemleri düzenlendi. Fransız siyaseti o grubu “çapulcular” diyerek adlandırdı. Fransa Başbakanı Manuel Valls, çapulcuların etrafa ve polise saldırmasının kabul edilmez olduğunu söylüyor ve bedelinin ödetileceğini kesin bir dille ifade ediyordu. Medya da boş durmuyordu: “Çapulcular” televizyon kanalları tarafından yerden yere vuruluyor, haber bültenlerini takip eden açık oturumlarda “orantısız güç” kullanmakla eleştirilen polisin aslında haklı olduğu söyleniyordu.
Birçok bölgede adeta “karneli” benzin sistemi uygulanıyor. Ülkede her beş benzin istasyonundan birinde kısmi veya tam anlamıyla benzin kıtlığı yaşanırken, Fransa'nın batısında yer alan Ille-et-Vilaine, Cotes-d'Armor, Finistere, Orne, Loire-Atlantique, Vendée ve Mayenne illerinde araç başına yalnızca 20 ila 30 litre benzin alınmasına izin veriliyor. Benzinliklerin önündeki kuyruklar uzayıp giderken ne hükümet ne sendikalar geri adım atıyor.
