Irak'ta hayat koşullarına ve yolsuzluğa karşı laik kesimlerin başlattığı protestolara Şii liderler Ayetullah Sistani ve Mukteda Sadr'ın da destek vermesiyle, Başbakan Haydar İbadi'nin başlattığı 'reform hamleleri" İran'ı endişelendirdi. 11 Ağustos Salı günü Meclis'ten oy birliğiyle geçen reform paketine göre 3 Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı ve 3 Başbakan Yardımcılığı koltukları lağvedildi. Irak'ın bilinen Şii politik figürleri eski Başbakan Nuri El Maliki ve İyad Allavi, Sünni figürleri Usame Nuceyfi ve Salih mutlak makamlarını kaybettiler. Pakete göre ayrıca ülkede geçmişteki yolsuzluk iddialarını araştıracak bir komite kuruldu ve yolsuzlukla suçlanan yetkililere yurt dışı seyahat yasağı getirildi.
İran'a yakınlığıyla bilinen Maliki'nin görevinin lağvedilmesiyle kalınmayıp meclisteki "Musul'un IŞİD'in eline düşme nedenlerini araştıran komite" tarafından hazırlanan raporda da "kusur ve ihmali" olduğu gerekçesiyle "birinci sanık" olarak yerini aldı. 2006-2014 yılları arasında ülkedeki 8 yıllık Başbakanlığı dönemi boyunca Sünni ve Kürtler'e karşı "ayrıştırıcı" ve "mezhepçi" politikalarıyla bilinen Maliki'nin, İbadi'nin aldığı ve meclisin onayladığı kararla "siyasi olarak tasfiye sürecine tabii bırakıldığı" ifade ediliyor. Tahran'a yaptığı ziyaret sırasında resmi devlet protokolüyle karşılanması ise, İran'ın Maliki'den kolay kolay vazgeçmeyeceği ve onu hala 'lider' olarak kabul ettiğinin göstergesi olarak yorumlandı.
Iraklı Siyasi Analist İhsan eş-Şammari, Irak'ta Maliki'nin "güçlü bir derin devlete" sahip olduğunu belireterek, "Maliki, İran ve Lübnan Hizbullahı'nın desteğiyle ve Irak'taki derin devlet nüfuzuyla siyasi sürecin tamamen tıkanmasına bile sebep olabilir" ifadelerini kullandı. Iraklı Siyasi Uzman ve Analist Hamid Fadıl da "İran, Irak'taki reform gelişmelerini çok yakından takip ediyor. Bazı siyasi parti ve kişilerin İbadi tarafından kurban edilmesini kendi adına 'siyasi tasfiye' olarak değerlendiriyor." ifadesini kullandı.
Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin, hükümet binaları ile ABD elçiliğinin bulunduğu başkent Bağdat'ın en korunaklı merkezi "Yeşil Bölge"nin halka açılması talimatı verdi. Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, İbadi, Bağdat Operasyonlar Komutanlığı'na, Yeşil Bölge'nin halka açılması için gereken düzenlemelerin yapılması talimatını verdi. İbadi ayrıca Bağdat ve diğer kentlerde kapatılan cadde ve sokakların açılmasını, vatandaşların güvenliğinin sağlanması için gereken planların yapılmasını istedi.
Maliki'nin Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevini kaybettikten sonraki ilk adımının başkanlığını yürüttüğü Dava Partisi'nin mecliste 98 milletvekiline sahip Kanun Devleti Koalisyonu'nda etkisini artırmak isteyeceği düşünülüyor. Maliki'nin Şii Haşdu'ş Şabi'nin, İran destekli en büyük dört kanadı olan Bedir, Hizbullah, Asaib Ehli'l Hak ve Nuceba Tugaylarını arkasına almaya çalışacağı da söyleniyor. Iraklı Siyasi Analist İhsan el-Şammari, Maliki'nin kolay pes etmeyeceğini önce siyasi hamleler ardından ise askeri hamleler düşünebileceğinin altını çizdi.
Nuri el Maliki'nin genel başkanı olduğu Dava Partisi'ne yakın ve isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Dava Partisi içinde, parti milletvekili Başbakan "İbadi kanadı" ile Genel Başkan "Maliki kanadı"nın oluştuğunu ve bu iki kanat arasında ciddi güç ve birbirini devirme çatışmalarının başladığını söyledi. İslami Dava Partisi'nin 1970'li yıllardaki kurucuları arasında yer alan eski Milletvekili İzzet el-Şabender ise, "Maliki, gücünü Dava Partisi'nden almıyor. Gücünü, 8 yıllık iktidardaki gücünü kullanarak, ciddi finansmanlarla oluşturduğu ve çeşitli yöntemlerle değişik zamanlarda yararlandığı kurumlardan alıyor" dedi.
