On yıllardır Arakan'da kıyıma maruz kalan Rohingyalar kamplarını terk etse de zulümden kaçamıyorlar. Tüm dünya üç maymunu oynarken Tayland'ın güneyindeki ormanlık bir alanda 32 Arakanlı Müslümanın toprağa gömülü cesetlerinin bulunması bardağı taşıran son damla oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü harekete geçerek toplu mezar konusunun aydınlatılması için BM'ye çağrıda bulundu. Örgütün Asya Direktörü Brad Adams, “Tayland hükümeti, Rohingya Müslümanlarını sınır kampları ya da cezaevinde tutmak yerine, onlar için güvenlik ve koruma sağlamalı” diye konuştu.
Tayland'daki cunta yönetiminin lideri Prayuth Çan-oça, Rohingya Müslümanlarına ait kalıntıların bulunması üzerine ölümlerin sorumluları hakkında, “Bu kişiler devlet yetkilisi ise son derece ağır cezalarla karşı karşıya kalacak. Diğer insanları kendi çıkarları için kullanan sahtekarların Tayland toplumunda yeri yoktur” ifadesini kullandı. Ancak, Tayland polisinin, “bazı kampların yerlerini tahmin etmelerine rağmen ormanın derinliklerinde olduğu için buralara ulaşmalarının zaman aldığı” bahanesi uluslararası örgütleri daha da çileden çıkardı. Sivil toplum örgütleri, “Tayland hükümeti üzerine düşeni yapsın” ifadesini kullandı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından nisan ayında yapılan açıklamada Tayland'da bulunan mülteci kamplarında Rohingya Müslümanlarının işkence gördüğünü, tecavüzlerle karşı karşıya kaldığını ve hatta kamplardan kaçırılarak organ mafyalarına satıldığını açıklamıştı. Bölgede yaşam mücadelesi veren Arakanlıların Tayland polisi tarafından keyfi olarak tutuklandığını ve cezaevlerine atıldığını söyleyen örgüt, Tayland hükümetini “kayıtsızlıkla” suçlamıştı. Burma'da 1982'de kabul edilen yasayla resmen “vatansız konumuna düşen Rohingya Müslümanları ise vatan diyecekleri bir kara parçasına muhtaç.
