Bu yıl ocak ayından bu yana 'Katalonya Başkanı' olan Puigdemont, 100 günlük icraatını ve bağımsızlık yolunda atılan adımları Barcelona'daki başkanlık konutu "Palau de la Generalitat"ta yabancı basın mensuplarına değerlendirdi.
İspanyol devletinin mali boyutta Katalonya'yı "çıkışı olmayan bir yola soktuğunu" savunan Puigdemont, "İspanyol devleti reform yapmak istemiyor. En azından Katalonya'nın anladığı şekilde" dedi. Ekonomik durumun çok hassas olduğunu dile getiren Puigdemont şöyle devam etti: "Sadece mevcut ekonomik durum, Katalonya'da bağımsızlığın ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Kendi geleceğimize karar vermemiz neredeyse bir zorunluluk oldu. İspanyol devletine en büyük mali katkıyı sağlayan 2. veya 3. özerk yönetim olmamıza rağmen İspanyol devletinin özerk yönetimlere aktardığı kaynaklarda 10. hatta 14. sıradayız. Halbuki Katalonya, İspanyol ekonomisinin bir oku. Ancak İspanyol devleti bırakın destek vermeyi bize karşı hareket ediyormuş gibi kararlar alıyor. Bu tahammül edilemez. 2014 yılında Katalonya'nın yeni mali sisteminin engellenmesinden dolayı milyonlar kaybettik. Şimdi bunları geri almaya çalışıyoruz. İspanyol devletine hediye etmeyeceğiz."
Katalonya Başkanı olarak geçen 100 günde 24 ülkenin diplomatı, İspanya'daki başlıca siyasi partilerin liderleri ve son olarak Başbakan Mariano Rajoy ile görüştüğünü anlatan Puigdemont, "Hepsini söyledim. Katalan parlamentosu artık Madrid'de denilenlere bağlı olmadan, egemen bir şekilde kararlar almaya başladı. İpi çekmeye devam ediyoruz diye hep uyarıyoruz" açıklamasında bulundu.
Geçtiğimiz 27 Eylül'de yapılan Katalonya'daki yerel seçimlerden sonra Katalan parlamentosunda ilk defa seçimle gelmiş "bağımsızlık yanlısı bir başkan ve bir hükümet" olduğunu dile getiren Puigdemont, Katalonya'nın bağımsız bir ülke olması için hazırladıkları, kendi sosyal güvenlik ve maliyesini kurmaktan oluşan yol haritasını "İspanyol devletinin koyduğu hukuki engellemelere rağmen uygulamaya devam ettiklerini" savundu.
Katalonya'da iktidara gelirken 18 ay sonra referanduma gidip, bağımsızlık ilan edecekleri vaatleri için "bu takvimin esiri olmayacağız" diyen Puigdemont, sözlerine şöyle devam etti: "Bağımsızlık için tarih veremem ama er ya da geç olacak. Katalanların çoğunluğunun sandıkta kendi geleceklerine karar verdikleri gün bağımsızlık olacaktır. Katalonya'da bu iktidar döneminde en geç 1.5 yıl içinde vaatlerimizi yerine getirip, parlamentoyu feshedip, Katalan yasalarıyla, meşru bir şekilde referanduma gitmeye çalışacağız. Ve referandumun yapılmasından 1 gün sonra bizim beklediğimiz gibi evet çıkarsa bağımsızlık ilan edilecek. Katalonya'da bu yasama döneminde tek taraflı bağımsızlık ilanı öngörülmüyor."
Öte yandan İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'a sunduğu 46 maddeden oluşan teklifin "çok çok azının kabul göreceğini, samimi olarak düşündüğünde İspanya'daki mevcut siyasi belirsizlikte taleplerine bir karşılık gelmesini beklemediğini" vurgulayan Puigdemont, "Şu bir kere çok açık bilinmeli ki sorun Rajoy ya da Halk Partisi (merkezi hükümetin mevcut iktidarı) değil, sorun İspanyol devleti. Rajoy da Sanchez de (Sosyalist İşçi Partisi lideri) aynısını yapıyorlar. Katalonya'da her şeyin zor olmasının nedeni Rajoy değil. Katalan sorununun tek çözümü sandığa gitmektir. İspanyol demokrasisi siyasetinden çok daha olgun. Eğer İspanyol devleti Katalonya'da bir referanduma müsaade verirse bu İspanya'nın imajını büyütecektir. Ama İspanya'da mevcut durumda bu sorumluluğu üstlenecek hiçbir siyasi lider yok" görüşünü savundu.
Sandıktan çıkan sonuçlara göre bağımsızlık istediğini dile getiren Puigdemont, Katalonya'da son 5 yıldır öne çıkan ve İspanya'nın en büyük sorunlarından biri haline dönen bağımsızlık yanlısı girişimler sonunda elde ettikleri en büyük kazanımı ise "Dünyanın büyük bir kısmı artık Katalonya'nın bağımsızlık istediğini biliyor ve bu konu İspanya ile Katalonya'nın ana gündemini işgal ediyor. Hatta bu yüzden ABD Başkanı Barack Obama bile bir konuşmasında İspanya'nın birliğine atıf yapmak zorunda kaldı" diye açıkladı.
