Suriye konusunda bir yandan Türkiye ve İran "Biz bir aileyiz ve sorunu kendi aramızda çözmeliyiz" yaklaşımı sergilerken ABD, Şam'daki elçilik baskıınını bahane ederek, ilk kez açık bir şekilde "Esad'ın süresi doldu" mesajı verdi. Geçtiğimiz gün ABD'li iki diplomatın Hama kentine "keşfe" gitmesine kızan Esad yanlıları Amerikan elçiliği binasına saldırıda bulunmuştu. Saldırının ardından ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Esad'ın artık eşruiyetini yitirdiğini ve Amerikan çıkarlarının Esad'ın koltuğunda kalmasını gerektirmediğini söylemişti. Bu açıklama başkanlık nezdinde de dün ilk kez dile getirildi. ABD Başkanı Barack Obama da Esad'ın "meşruiyetini kaybettiğini" söyleyerek Suriye ile ilgili bugüne kadarki en sert açıklamayı yapmış oldu. Obama, "Esad gerçek bir reform gündemi sunmayarak fırsat üstüne fırsat kaçırdı. Hiç kimsenin bizim büyükelçiliğimize bulaşamayacağı ve elçiliğimizi korumak için gereken tüm adımları atacağımız yönünde net mesaj gönderdik. Bu mesajı aldıklarını düşünüyorum" dedi.
Suriye muhalefeti önceki gün, Suriye'ye dış müdahale tartışmasına kendi cephesinden son noktayı koyacak açıklamayı yapmıştı. Muhalifler ülkeye her türlü dış askeri müdahaleye "kesin olarak" karşı olduklarını belirtmiş ancak Beşar Esad yönetimine yönelik daha fazla uluslararası baskı çağrısında bulundu. Muhalifler, facebook'taki "The Syrian Revolution 2011" adlı sayfalarında, "Suriye halkı, Esad rejimi üzerinde daha fazla uluslararası baskı olmasından memnuniyet duyar ve uluslararası topluma bu rejimi bir uluslararası mahkeme önüne çıkarması, ekonomik ve siyasi yönden boykot etmesi çağrısında bulunur" denmişti. Muhalifler, ancak halkın, NATO'nun Libya'daki operasyonu gibi bir uluslararası askeri müdahaleyi de kesin olarak reddettiğini belirtmişti.