Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung'a 2015 yılının başında meçhul bir kaynağın bir elektronik posta göndermesi ile başlayan Panama Belgeleri'nin ilk sızıntısı 3 Nisan'da gerçekleşti.
Süddeutsche Zeitung gazetesinden Bastian Obermayer, Panama Belgeleri'ni sızdıran kaynağın amacının off-shore hesapların sahiplerine danışmanlık yapan Mossack Fonseca adlı hukuk şirketinin dünyaya verdiği zararın sonlandırılması motivasyonuyla belgeleri sızdırdığını söyledi.
Belgelerde eski dünya liderlerinden hala görev yapmakta olan liderlere kadar pek çok ismin yer alması büyük yankı uyandırdı. İzlanda Başbakanı ülkesindeki protestolara direnmeye çalıştı ancak 5 Nisan'da istifasını açıklamak zorunda kaldı.
Panama, Avrupa ve Asya'nın finans merkezleriyle rekabet edebilme amacıyla kurulan finans sistemlerinden biri olan Fonsenca'yı oluşturdu. Finans sisteminde gizlilik ve yurtdışından gelen gelirlere sıfır vergi uygulaması bunun parçasıydı. Panama para aklamanın merkezlerinden olduğu halde OECD'nin vergi cenneti listesine girmedi.
ABD tarafından tamamlanan ve 1914'te hizmete giren kanal sayesinde dünya ticaretinin önemli merkezlerinden biri haline geldi.
Vladimir Putin'in Sözcüsü Dmitri Peskov, Panama Belgeleri'nin sızmasından önce “Putin'e karşı karalama kampanyası başlatacaklar” demişti. Washington merkezli Kamusal Alanda Dürüstlük Merkezi'nin bir projesi olan ICIJ'in belgeleri hazırlayanlar arasında olması Rusya'nın sızıntıdan CIA'i tutmasına neden oldu. Ancak hedef sadece Putin değil tüm dünya ekonomisiydi.
ABD Başkanı Barack Obama Panama Belgeleri ile ilgili konuşmasında “Son birkaç günde Panama'dan çıkan belgelere ilişkin haberler, vergi kaçırmanın küresel bir sorun olduğunu bize anımsattı. Bu yalnızca öteki ülkelere özgü bir sorun değil, açıkçası ABD'de de aynı yollardan çıkar sağlayan kişiler var” diyerek ve vergi kaçakçılığının takipçisi olacaklarını söyleyerek ABD'nin bu operasyona örtülü destek verdiğini zımnen kabul etmiş oldu. Bu sebeple Obama'nın ABD'nin vergi sisteminde düzenlemeye gideceği bekleniyor.
Sızan belgelere göre Fonseca'nın, Kuzey Kore rejiminin nükleer silah programına kaynak sağladığı iddia edilen kara listedeki şirketlere yaptırımları delmeleri için de yardımda bulunduğu iddia edildi. Bu iddia operasyonun arkasında ABD gizli servisi CIA'in olduğu şüphesini doğurmak için yeterli bir sebep olarak görülüyor.
