Mısır'ın Sina Yarımadası'nda 17 asker ve 100'den fazla militanın öldüğü saldırıdan saatler sonra 'insan avı'na çıkan rejim, aralarında eski bir milletvekilinin de bulunduğu İhvan üyesi 9 kişiyi katletti. Darbeci Abdulfettah es-Sisi tarafından 'terör örgütü' ilan edilen, ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile birlikte birçok yöneticisi hakkında idam kararı verilen, yayın hakları ve siyaset imkanları ellerinden alınan Müslüman Kardeşler (İhvan), önceki gün gerçekleşen infaz dalgalarına rağmen “Ne olursa olsun, şiddete bulaşmayacağız” açıklamasını yaptı. Sina'daki başarısızlığı unutturmaya çalışan ve IŞİD tehdidini demokrasi isteyen halkı sindirmek için kullanan Sisi yönetimi ise, vakit kaybetmeden müttefiki İsrail'le birlikte hareket etmeye başladı.
Sisi'nin uygulamalarını dolaylı da olsa desteklemeye devam eden İsrail ordusu, Mısır sınırına yığınak yapıyor. Tel Aviv'in, Sina'da meydana gelen ve çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıların akabinde böyle bir karar aldığı açıklanırken, İsrail'de yayın yapan Kanal 2 televizyonunun haberinde İsrail ordusunun, Mısır'ın, “Sina Yarımadası'na takviye askeri birlik gönderme” yönündeki tüm taleplerini onayladığı iddia edildi. Mısır ve İsrail arasında 1979'da imzalanan Camp David Anlaşması gereği her iki ülkenin de sınıra askeri yığınak yapabilmek için birbirlerinden izin alması gerekiyor.
Öte yandan madalyonun diğer yüzüne bakınca Irak ve Suriye'de topraklarını genişleten IŞİD'in kanlı eylemlerini, Libya'nın ardından Mısır'a da yayması dikkat çekiyor. Arap Birliği, IŞİD'e biat ettiğini açıklayan “Sina Vilayeti” adlı örgütün üstlendiği saldırıdan sonra Mısır'ın talebi üzerine daimi temsilciler seviyesinde olağanüstü toplantı yapacak. Toplantıda, Arap Birliği ülkelerinin Mısır hükümeti ve halkına “terörle mücadelede” destek mesajı vermesi bekleniyor. 2013'te Muhammed Mursi'yi darbe ile görevinden alan Sisi, Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerden gördüğü yakın desteği bu süreçte de devam ettirecek gibi görünüyor.
Mısır'da Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), emniyet güçlerince bir eve baskın yapılarak öldürülen kişilerin silahlı olduğu iddiasını yalanlayarak, olayı suikast olarak değerlendirdi ve örgütün her yerde ve zamanda şiddete karşı olduğunu, silaha sarılmayacağını açıkladı. İhvan tarafından yayımlanan açıklamada, “Darbe yönetimi, İhvan mensubu tutuklu ve şehit ailelerine hukuksal ve psikolojik destek sağlayan komite üyelerine yönelik suikast suçu işledi. Tüm dünya, Sisi'nin Mısır'ı sürüklediği bu durumdan sorumludur" denildi. İstanbul'da bulunan Mısır Eski Enformasyon Bakanı Salah Abdulmaksud ise, iki yıldan bu yana hiçbir şiddet eylemine bulaşmadıklarını ifade ederek, “Müslüman Kardeşler'in yöneticilerinin ve Mursi'nin de söylediği gibi süreç barışçıl olarak sürdürülecek ve şiddete başvurulmayacak. Onların istediği şey, bizi şiddetin içine çekmektir. Bu kadar ağır katliamlardan amaçları budur. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz” dedi.
Sina baskı sonrası Sisi'nin yöneteceği süreç her ne kadar “IŞ İD'le mücadele” olarak lanse edilse de önümüzdeki günlerde yaşanacaklar, son infazlarla birlikte provoke edilmek istenen İhvan'ı daha da savunmasız bırakma çabasına dönüşebilir. Bunun en net göstergesi ise şiddetin tırmandığı ve İhvan yöneticilerinin güvenlik güçlerince evlerinde öldürüldüğü bir süreçte onaylanan terörle mücadele yasası. Bakanlar Kurulu'nun yaptığı yazılı açıklamada, “Cezaların hızlı şekilde verilmesi ve adaletin sağlanması amacıyla terörist gruplar için caydırıcı olacak bazı önlemler alındı.
Bu kapsamda terörle mücadele kanun tasarısı onaylandı. Adaleti tesis etmek ve terörün finans kaynaklarını kurutmak için terör eylemlerinin faillerini caydıracak diplomatik ve yasal adımlar atılacak” ifadeleri kullanıldı.
