Suudi kraliyet ailesi ve istihbaratına en yakın gazetecilerden biri Cemal Kaşıkçı. Birçok Arap ülkesinde muhabirlik yaptı, Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisi Prens Türki el-Faysal’ın basın müşavirliğini yürüttü. Ülkenin önde gelen medya kuruluşlarından El-Arab’ın Genel Yayın Yönetmenliğini yürüttü, el-Vatan gazetesi yazı işleri müdürlüğü yaptı. Ancak Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından gözden çıkarıldı. Şimdilerde Amerika’ya yerleşen Kaşıkçı, Washington Post’ta yazılarına devam ediyor.
Evet, hiçbir yerde yazmama izin verilmiyor. En son geçen salı, Emir Halid bin Sultan’ın aldığı bir kararla El-Hayat gazetesiyle de ilişiğim kesildi. Ben sadece özgür olmak için ülkemi hiç istemeden terk etmek zorunda kaldım. Buraya gelmemiş olsam ya yazmaktan men edilecek, ya da hapse girecektim. Benim için hür olarak yazmak her şeyden değerli.
Hayır, bağımsız, saygın ve güçlü bir gazeteden bahsediyoruz. Burada kimse ne yazdığım karışmıyor. Suudi Arabistan’ın Dışişleri Bakanı da bazen bu gazeteye yazıyor. Eğer bana ‘Suudi Arabistan’ın en sıradan gazetesinde istediğin gibi yazma hakkı tanıyacağız’ deseler, bir an bile düşünmeden burada yazmayı bırakırım.
Cesurca alınan birçok karar, planların eksikliği ve yanlış uygulamalar nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Halkın yapılan icraatları özgürce tartışabilmesi için sorumlu ve hesap verecek bir halk konseyine ihtiyacı var. Ayrıca İran’ın genişlemesine karşı yeni planlar ortaya konmalı ve ittifaklar yeniden belirlenmeli. Suudi medyasındaki Türkiye karşıtı haberlere son verilmesi sağlanmalı.
Şu an Suudi Arabistan’da eşi görülmemiş bir baskı var. Eleştiriye kapılar tamamen kapatıldı. Selefilikten aşırı milliyetçiliğe geçmek yanlış olur demiştim. Umarım bu süreç sadece bir geçiş aşamasıdır.
Çok büyük bir hata yapılıyor. Krallık, her zaman Müslüman akademisyenlerin sığınağı olmuştur. İslami ilimlerin yaygınlaşmasında rol oynamıştır. Eğer bu yanlış politikayı sürdürmeye devam ederlerse Suudi Arabistan, sünni geleneğinden giderek uzaklaşır.
Bu olay, size bahsettiğim hedefe ulaştırmayan stratejik hatalar için güzel bir örnek olur. Sonrası hesaplanmadan atılmış, yanlış bir adımdı. Hizbullah hala çok güçlü bir konumda. İran, Beyrut ve Şam arasında arabulucuğa devam ediyor. Lübnan’daki Hizbullah varlığının etkisini durdurmak için daha iyi bir plana ihtiyacımız olduğu kesin.
Bilmiyorum. Bundan sonra Suudi Arabistan’ın nasıl adımlar atacağını kimsenin de bildiğini sanmıyorum. Suudiler, Yemen’de Husiler’in egemen olmasını asla kabul edemezler. Eğer onlar Yemen’e hakim olursa güney sınırımız İran’ın gölgesinde olacaktır. Yemen’de nihai çözüm demokrasi ve siyasal İslam’ın yükselmesi korkusundan kurtulmaktır.
Bu kararı felaket olarak nitelendiriyorum. Trump, Riyad’ı, Ankara’yı, Kahire’yi ve diğer Müslüman ülkeleri hiçe sayarak bu kararı aldı. Ancak şer görünen bu olay, Müslümanların Kudüs için harekete geçmesiyle hayırlara vesile oldu.