Tunuslu milletvekilleri, uçak mühendisi Muhammed Zevvari'nin ölümüne ilişkin birçok konunun İçişleri ve Dışişleri bakanları tarafından aydınlatılmasını istedi.
Parlamentodaki genel kurul oturumunda söz alan milletvekilleri, Zevvari suikastına ilişkin aydınlatılmasını istedikleri konuları dile getirdi.
Oturumda söz alan Nahda Hareketi'nden Abdullatif Mekki, “İranlılar atom enerjisi bilginlerini korumakta daha fazla hassasiyet gösteriyorlar ancak buna rağmen Tahran'da Mossad bunlardan üçüne suikast düzenleyebilmiştir. Dolayısıyla Muhammed Zevvari suikastı güvenlik güçlerinin zafiyeti için ölçü olamaz." diyerek güvenlik güçlerini savundu. Mekki, Zevvari'nin Suriye asıllı eşine siyasi olarak Tunus vatandaşlığının verilmesini istedi.
Parlamentoda Özgür Blok adıyla bilinen grup üyesi Sahbi bin Farac, ülke istihbarat teşkilatının 2011'den itibaren ortadan kaldırılmasının eksikliğinin anlaşıldığını söyledi.
Farac, Zevvari'nin Suriye'de yaşadığını ve buralarda ne yaptığıyla ilgili bilgilerin Suriye yönetiminden alınması gerektiğini belirterek, Dışişleri Bakanından bu meyanda Suriye ile diplomatik ilişkilerin ne zaman yeniden kurulacağı sorusuna cevap vermesini istedi.
Ulusal Demokratlar Partisi Genel Sekreteri Ziyad Ahdar ise suikast ile eşzamanlı olarak ülkeye terör bölgelerinden Tunus vatandaşlarının geri dönüşüne ilişkin konuların gündeme taşındığını belirterek, öldürülen Zevvari hakkında kimsenin bir şey bilmediğinin söylenmesinin kendisini şaşırttığını söyledi.
Ahdar, “Cumhurbaşkanının istihbarat teşkilatının yeniden kurulmasına ilişkin önceki açıklamalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak bu kanunla olmalı meclise gelmeli ve bu konuyu tartışmalıyız." dedi.
Suriye rejimine yakın olduğu bilinen Ahdar da Suriye ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasının zorunlu olduğunu vurguladı.
Milletvekili Tevfik Cemli de Zevvari'ye şehit ünvanı vermeyi çok görenlerin olmasını esefle karşıladığını kaydetti.
Cemli, Zevvari suikastının geçmiş yıllarda Şükrü Beliyd ve Muhammed Brahmi suikastlarıyla yaklaşık aynı üslupta işlendiğini iddia etti. Son yıllarda bu türden istihbarat operasyonlarının üç kez tekrarlandığını söyleyen Cemli, suikastın olduğu gün İçişleri Bakanı ile Emniyet Genel Müdürü arasında anlaşmazlık yaşandığını ve bundan dolayı da ülkenin kontrolsüz olduğuna dikkati çekti.
Cemli, görevinden istifa eden Emniyet Genel Müdürü Abdurrahman Bilhac'ın, istifasının ardından "ülkede bazı kesimler İçişleri Bakanlığını ele geçirmeye çalışıyor" şeklinde beyanatlarda bulunduğunu ifade ederek, bu konuya İçişleri Bakanının açıklık getirmesini istedi.
