İstanbul'da düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi'ne katılan Giro, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında ilk kez gerçekleştirilen zirvenin önemini, ülkesinin insani yardım konusunda attığı adımları, göç ve mülteci konularında Türkiye ile işbirliği konularını değerlendirdi.
Giro, Dünya İnsani Zirvesi'nin sadece BM ülkelerine değil, uluslararası kurum ve kuruluşlara da dünyanın çatışma bölgelerinde karşılaştıkları insani sorunları tartışma platformu sunduğunu belirterek, “Bu, bir araya gelme ve yardıma ihtiyaç duyan insanların ne kadar yanında olduğumuzu gözden geçirme açısından çok iyi bir zaman.” diye konuştu.
Türkiye'nin BM çatısı altında ilk kez düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi'ne ev sahibi olarak seçilmesinin güçlü bir sembolik anlamı olduğunu vurgulayan Giro, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul yalnızca tarihi bir kent değil, farklı kültürleri bir araya getiren bir ruha sahip bir kent. Bu, ilk kez gerçekleştirilecek insani zirve için önemli. Diğer yandan, Türkiye'nin Suriye kriziyle gelen büyük sığınmacı akınını karşılaması, insani yardım ve kalkınmayla ilgili bütün yaptıkları çok önemli. Türkiye'nin aynı şekilde, Somali'de yaptıkları da önemli. Bu, herkes tarafından örnek alınmalı. Türkiye'nin mülteci krizini ele alışına dair çok iyi kanaatlerimiz var. Türkiye'nin yaptıkları herkes için iyi bir örnek."
İtalya'nın, Akdeniz'in diğer tarafında göç kriziyle karşı karşıya kaldığını ve mültecileri denizde arama kurtarma faaliyetlerine bütçelerinden pay ayırdıklarını ifade eden Giro, "Bizim mesajımız, Türkiye'nin yaptıkları ve bizim Akdeniz'in diğer tarafında yaptıklarımız, bir araya gelmemiz ve politikalar geliştirmemiz gerektiğini gösteren iki örnek. Mülteci sorunu, acil bir durum şeklinde üstesinden gelebileceğimiz bir şey değil, devamlılığı var." dedi.
Libya'dan Akdeniz üzerinden İtalya'ya yönelen mülteci akınının aslında eski bir rota olduğunu söyleyen Giro, İtalya'nın Avrupa Birliği'ne, Afrika'ya büyük yatırımlar yapılmasını içeren kapsamlı bir göç planı önerdiğini hatırlattı.
Giro, "Afrika'daki durum yıllarca sürecek, muhtemelen on yıllarca sürecek. Hem mülteciler hem de göçmenler var. Bunu, Afrika'ya büyük yatırımlar yaparak ve göç akınını birlikte yöneterek karşılayabiliriz. Göç akını çok hızlı, kalkınma için atılan adımlar ise yavaş." değerlendirmesinde bulundu.
