|

Türkmen kenti Telafer: DEAŞ ve Haşdi Şabii endişesi

Irak ordusu, üç yıldan bu yana terör örgütü DEAŞ'ın kontrolünde bulunan Türkmen kenti Telafer'e yönelik operasyon başlattı. Çatışmaların ve şiddetin etkilediği Telafer'de terör örgütü DEAŞ'tan sonra bu kez de Haşdi Şabii endişesi yaşanıyor.

Yeni Şafak
13:25 - 15/08/2017 Salı
Güncelleme: 13:54 - 15/08/2017 Salı
Yeni Şafak
Türkmen kenti Telafer, üç yıldan bu yana terörün hedefinde.
Türkmen kenti Telafer, üç yıldan bu yana terörün hedefinde.

Irak ordusu, 2014’ten bu yana terör örgütü DEAŞ’ın işgalinde olan Türkmen kenti Telafer’e operasyon başlattı. Musul kent merkezinin geçen ay terör örgütü DEAŞ’tan kurtarılmasının ardından, yeni hedefin Telafer olduğu açıklanmıştı. Söz konusu operasyon birçok açıdan kritik öneme sahip.

Özellikle İran destekli Haşdi Şabii güçlerinin operasyonda yer alma ihtimali bölgedeki gerilimi artırdı. Musul operasyonun başladığı Ekim 2016’dan bu yana büyük bir sorun olarak öne çıkan Haşdi Şabiilerin operasyonda yer almaması konusunda Türkmenler ve Türkiye, Iraklı yetkilileri uyardı. Türkiye, Haşdi Şabii’nin Türkmen kentine girmesinin telafisi olmayan ağır sonuçlara yol açacağını Iraklı yetkililere iletti.

Bağdat yönetiminin Haşdi Şabii güçlerine yasal statü vermesinin ardından Irak içerisindeki etkisini artıran Haşdi Şabii güçleri, Irak ordusunun yanında Musul operasyonuna katıldı. Ancak, bu güçlerin kent merkezine girmesine izin verilmedi. Nitekim Haşdi Şabii güçlerinin Musul’un güneyinde DEAŞ’tan kurtardığı Sünni yerleşim yerlerinde gerçekleştirdiği katliamlar basına yansırken, bu durum Türkiye ve Türkmenlerin endişesini artırdı.


ABD-İran arasında zımni koordinasyon

Irak ordusunun Musul’da yürüttüğü operasyona destek veren ABD yönetimi ve CENTOM ise, İran destekli Haşdi Şabii güçlerinin operasyonda yer almasına sessiz kaldı. Göreve başladığı Ocak 2017’de en önemli önceliklerinden birinin DEAŞ ile mücadele olduğunu açıklayan ABD Başkanı Donald Trump, bir diğer önceliğini ise İran’ın bölgedeki etkisini sınırlandırmak olarak açıkladı.

Musul’da 9 ay boyunca devam eden ağır hava bombardımanı ve kara harekâtının sonucunda kent merkezine giren Irak güçleri, 3 yıl boyunca terör örgütü DEAŞ’ın kontrolünde kalan ve çatışmaların sonucunda harabeye dönen kentin yok edilen mirasının üzerinden ‘zaferi’ni ilan etti. Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, 3 yıl sonra Iraklı yetkililerle kenti ziyaret ederken, büyük yıkımın gölgesinde ‘kazanımları’ sahiplendi.

Musul sonrası dönemde en önemli önceliğin ise terör örgütü DEAŞ’ın bölgedeki varlığını sürdürdüğü Telafer’in kurtarılması olduğu açıklandı. Başbakan İbadi yaptığı açıklamada, İran destekli Haşdi Şabii güçlerinin de Telafer operasyonuna katılacağını açıkladı. Türkiye, Haşdi Şabii’nin Türkmen kentine girmesi halinde yaşanabilecek sorunları Irak makamları ile paylaşırken, ABD ordusunun bölgedeki yetkilileri ise “Haşdi Şabii’nin Telafer operasyonuna katılmasına karşı olmadıklarını” açıkladı.

  • Telafer neresidir?
  • Stratejik açıdan büyük öneme sahip olan Telafer kenti Musul’un batısında yer alan bir ilçedir. Terör örgütü DEAŞ, Irak güçlerinin kentten kaçması sonucu 3 yıl önce Musul’u ele geçirdiklerinde bir diğer ana hedefleri de Musul’un 60 kilometre uzağındaki Telafer oldu. DEAŞ’ın eline geçmeden önce 500 binin üzerinde nüfusa sahip olan Telafer’in nüfusunun tamamı Türkmenlerden oluşuyor.
  • Kentin Türkmen kimliği ve sahip olduğu tarihsel miras birçok açıdan Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Türkiye uzun yıllardan bu yana Kerkük ile birlikte Telafer’deki gelişmeleri de yakından takip eden bir siyaset izliyor. Ancak Türkiye’nin etkisinin istenilen düzeyde olmaması Telafer’deki Türkmenlerin pozisyonunu zaman zaman olumsuz etkiledi.

Osmanlı döneminde İngiliz işgaline karşı ilk isyanlardan birinin yaşandığı Telafer, Bush yönetiminin 2003’teki Irak işgali sırasında da yabancı güçlerin kente girişine izin vermemiştir. Ancak ABD’nin Irak işgalinden sonra ülke genelinde artan şiddet ve çatışmalar Telafer’i de etkilemiş ve özellikle mezhep farklılıkları kentin doğal yapısını olumsuz etkilemeye başladı. Şii ve Sünni Türkmenler uzun yıllar boyunca birlikte yaşadığı kent, özellikle eski Irak Başbakanı Maliki döneminde ülkede artan mezhepçi politikalardan etkilemeye başladı ve Türkmenler siyasal olarak bölünmeye başladı. Bu durum Türkmenlerin birlikteliğini olumsuz etkiledi ve Irak içerisindeki etkinliklerini de zayıflattı. Bunun en net görünen yüzü ise Irak parlamentosundaki Türkmen milletvekillerinin farklı partiler altında siyaset yürütmesi ve Türkmenlere dönük ortak bir söylem geliştirememesi oldu.

Maliki'nin mezhepçi politikaları kenti etkiledi

Maliki döneminde Irak’ta artan mezhep gerilimi, çatışmalar ve şiddet Irak’ın geleceğini de olumsuz etkiledi. Ülkede artan çatışmaların da etkisi ile yaşanan otorite boşluğu farklı grupların ve terör örgütlerinin ülkede güçlenmesine neden oldu. Nitekim Irak işgali sonrası yaşanan otorite boşluğundan yararlanarak güçlenmeye başlayan ve 2014’te Musul’u ele geçiren terör örgütü DEAŞ’ın artan etkisi hem Telafer’i hem de Irak’ın geriye kalanını etkiledi. DEAŞ’ın Erbil sınırlarına kadar uzanması, Bağdat’ı tehdit edebilecek pozisyona gelmesi ve Musul’un kaybı Maliki’nin sonunu getirse de yerine gelen Başbakan İbadi’nin etkisiz kalması ülkedeki krizi derinleştirdi.

DEAŞ işgali demografik yapıyı etkiledi

Üç yıl boyunca Irak ile Suriye arasındaki hattı elinde tutan ve gücünü konsolide eden terör örgütü DEAŞ’ın saldırıları ve gerçekleştirdiği katliamlar, Musul, Telafer ve diğer kentlerdeki demografik yapıyı da etkiledi. DEAŞ’ın saldırılarından kaçan yüzbinlerce sivil yaşadıkları kentleri terk etmek zorunda kaldı. Bağdat yönetiminin etkisizliği ve geciken operasyon da DEAŞ’ın bölgede hem ideolojik olarak hem de etkinlik olarak varlığını sürdürmesine yol açtı. Üç yılın ardından 2016’da başlayan operasyonların ardından Musul kurtarılırken, Telafer operasyonu için düğmeye basıldı.



Telafer’de Haşdi Şabii endişesi

Kimliği ve demografik yapısı nedeniyle büyük bir öneme sahip olan Telafer’in terör örgütü DEAŞ’tan kurtarılması büyük önem taşıyor. Ancak Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı kentin kurtarılması aşamasında yaşanabilecek sorunlar büyük bir kaygıya yol açıyor. Özellikle daha önce Felluce, Anbar ve son olarak da Musul çevresinde büyük katliamlar gerçekleştiren Haşdi Şabii güçlerinin bu operasyonda yer alması bu kaygıları derinleştiriyor. Haşdi Şabii’nin Telafer’de katliam yapabileceği endişesi operasyonun geleceği ile ilgili soru işaretlerine yol açıyor.


  • Türkiye’nin de büyük bir hassasiyetle takip ettiği Telafer’deki gelişmeler, bölgenin de kaderini etkileyebilir. Kentte yönelik başlayan hava saldırılarında yaşanabilecek olası sivil kayıplar da başka bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Kentin DEAŞ’tan kurtarılması kısa vadede önemli olmakla birlikte kentin geleceği, yeniden inşası, Türkmenlerin konumu, yönetim şekli, Haşdi Şabii güçlerinin bölgedeki etkisi gibi faktörler göz önüne alındığında bölgedeki gerilimin uzun zaman devam edeceği ifade ediliyor.

#Telafer
#Irak
#Musul
#DEAŞ
#Haşdi Şabi
7 yıl önce