Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da (Burma) Arakan eyaletindeki Müslümanlara yönelik Budist vahşeti sürüyor. Son birkaç günde 3 bini aşkın Müslüman, Myanmar ordusu ve Budist milislerce katledildi. Arakan'da çok sayıda köyü basan milisler, içlerinde cami ve okulların da bulunduğu 700’ü aşkın yapıyı yaktı. Katliamdan kaçabilen Rohingyalı Müslümanlardan 50 bini dağlık bölgeye sığınırken onbinlercesi de Bangladeş sınırına akın etti. Ancak Bangladeş yönetimi, ülkede çok sayıda Arakanlı sığınmacı bulunduğu gerekçesiyle geçişlere izin vermiyor. Buna karşın 20 bin kadar Arakanlının kaçak yollarla Bangladeş topraklarına girebildiği belirtiliyor.
Bölgede onlarca yıldır süren ve son günlerde giderek sıklaşan katliamları sert bir şekilde kınayan Türkiye, Müslüman toplumu Myanmar için duyarlı olmaya çağırdı. Ankara’da Maldivli meslektaşı Muhammed Asım’ı ağırlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, basın toplantısında, Arakan bölgesindeki soykırıma kökten bir çözüm bulunması gerektiğini söyledi. “Myanmar’da Rohingyalılara yönelik bu saldırıları ve zulmü şiddetle kınıyoruz. Saldırılar kabul edilemez” diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Güvenlik güçleri sivillere ateş açarak birçok insanın ölmesine sebep oluyor. Biz başından beri süreci takip ediyoruz. Sadece seyretmiyoruz. Tüm dünya ile temastayız. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız süreci bizzat takip ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) üye ülkelerin yanısıra İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) üye ülkelerle temasa geçtik. Sorunun çözümüne ilişkin bölge ülkelerine önemli rol düşüyor.”
“Endonezya ve Malezya bugüne kadar Arakanlı Müslümanlara her türlü desteği verdi, biz bu iki ülkeyle de temastayız. Deniz yoluyla ülkesinden kaçmak ya da yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan Rohingyalara ev sahipliğini yapan Tayland ile de temasa geçtik. Esasen bu ülkelere de biz bugüne kadar elimizden gelen desteği verdik. Bangladeş ile de temasa geçtik ve Bangladeş’e özellikle sınırdan geçmek isteyen insanlara yardımcı olmalarını rica ettik. Kendilerine, Bangladeş’e geçen Rohingyalı kardeşlerimize maddi ve manevi her türlü desteği vereceğimizi de söyledik. Myanmar Dışişleri Bakanı Till’e de gerekli uyarılarda bulunduk.”
“Soruna köklü çözüm bulunması gerek. Daha önce de Rohingyalılara karşı ciddi saldırılar oldu ama sorun sistematik. Rohingyalı kardeşlerimiz zulüm altında ve tehcir edilmiş durumda. İki sene önce Ramazan ayında Arakan’a gitmiştim. Oradaki köy ve mahalleler bile neredeyse açık hava hapishanesi durumundaydı. Artık köklü bir çözüm bulmamız lazım. Bu şekilde devam edemez. Bu zulüm, bu insanlık dışı muamele bu şekilde devam edemez. Tüm dünyanın duyarlı olması lazım. Müslüman ülke ve yöneticilerine de sesleniyoruz. Bu konuda sessiz kalmayalım.”
İngiltere, Arakan'da yaşananları görüşmek üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) acil toplantıya çağırdı. İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft, "İngiltere, Myanmar'daki durumu görüşmek için BMGK'ye talepte bulundu. Arakan'da uzun süredir devam eden sorunların ele alınması gerekiyor. Tüm taraflara itidal çağrısı yapıyoruz." ifadelerini kullandı. Konsey'in konuyu bugün görüşmesi bekleniyor.
Arakan’da süren soykırıma kabine üyelerinden tepkiler devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırılara ilişkin, “Ordu mensupları ve Budist rahipler sistematik şekilde katliamlara imza atıyor. Bu yapılanlar açıkça katliamdır ve insanlığa karşı suçtur. Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm uluslararası kurumlar etkili şekilde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Sosyal medya hesabındaki açıklamasında, son 3 günde binlerce Müslüman’ın katledildiğini, 100 binden fazla Müslüman’ın da yerinden edildiğini hatırlatan Çelik, “Arakan’daki katliamlar karşısında uluslararası kurumların bu derece etkisiz kalması kabul edilemez. Dünyada uluslararası hukuk ve uluslararası kurumlar olmasaydı, Arakan’da olanlara ancak bu kadar sessiz kalınırdı. Uluslararası hukuk ve kurumlar sanki hiç yokmuş gibi Arakan’daki katliamlar seyrediliyor. İnsanlığa karşı işlenen suç soykırıma dönüştü” diye yazdı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ise “Uluslararası toplum ve kurumlar insanlığa karşı işlenen bu vahşete karşı acilen harekete geçmeli ve yaşanan bu zulme dur demelidir” değerlendirmesini yaptı.
İHH İnsani Yardım Vakfı Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Vahdettin Kaygan, Budistlerce yakılan köylerden kaçan 60 ila 70 bin kişinin Bangladeş sınırına yığıldığını, bunlardan 20 bininin tüm engellemele karşın sınırı geçmeyi başardığını söyledi. 50 bine yakın Arakanlı Müslümanın ise dağlık bölgelere sığındığını kaydeden Kaygan. İHH’nın Arakanlılar için bağış kampanyası başlatacağına dikkati çekerek “İHH, ilk etapta, Arakan’daki zulümden kaçarak Bangladeş’e sığınan bin kadar aileye gıda ve kişi başı 15 dolar nakdi yardım yaptı” diye konuştu.
Hollanda’da Arakanlı Müslümanlara hizmet vermek için 2013’te kurulan Güvenlik ve Adalet Vakfı’nın Başkanı Nourdeen Wildeman ise “Rohingyalar için soykırım hiç uzak gözükmüyor. Korkutucu tarafı ise bazen bize ulaşan, çocukların, yaşlıların, halkın yaşadığı vahşetin görüntüleri. Bu görüntüler içimizi sızlatıyor. Uluslararası toplum sesini yükseltmeli. Myanmar yönetimiyle ekonomik ilişkileri olan bütün ülkelerin, Arakanlı Müslümanlara yapılan zulmün devam etmesi durumunda ticaret yapmayacaklarını açıkça belirtmeleri gerekir. Myanmar yönetiminin uyguladığı strateji ve metoda karşı ekonomik ambargonun yanı sıra diplomatik baskı da uygulanması lazım” diye konuştu. Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Sözcüsü Dr. Anita Schug, son birkaç günde Myanmar ordusunun Arakan’daki saldırılarında 2 ila 3 bin Müslüman’ın katledildiğini, 100 binden fazla Müslüman’ın da yerinden edildiğini açıklamıştı. Schug, bölgede ‘yavaşlatılmış bir soykırımın sürdüğünü’ belirtmişti.
