IMF'ye olan 1,6 milyar avroluk borcunu ödemeyen ilk gelişmiş ülke unvanını alan Yunanistan kağıt üstünde iflas etti. Çipras hükümeti, kreditörlerin dayatmasını halka götürerek sorumluluktan sıyrılma çabasına girerken, AB ülkelerinden, Yunanlılara yönelik 'evet' markajı başladı. 'Hayır' cevabına bağlı krizin para birliğine 1 trilyon dolarlık maliyetini hesap eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunan halkına oynayan açıklamalarda bulunarak, “Yunanistan'la müzakere kapıları hep açıktı bundan sonra da hep açık kalacak” dedi. Merkel, Çipras'a şu sözlerle taş atmayı ihmal etmedi: "İyi bir Avrupalı AB sözleşmelerine ve ulusal hukuka riayet edendir." Şansölye Merkel, referanduma gitmenin Yunan halkının hakkı olduğunu söylerken, "Referanduma kadar anlaşma yok" demeyi unutmadı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da, krize çözüm bulunmasını istediklerini belirterek, "Görevimiz Yunan halkını Avro'da tutmaktır" dedi.
AB'nin korkusu ise, kriz, işsizlik ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşan, Portekiz, İtalya, İspanya gibi ülkelerde bu durumun örnek olması. Güney ülkelerindeki, Almanya'ya yönelik kızgınlığın temelinde, kaynaklarını sömürdüğü ve ağır ekonomik şartların krize neden olduğu düşüncesi bulunuyor. Öte yandan, siyasi satranca dönüşen krizde yeni bir hamlede bulunan Çipras, teklifi birkaç koşulla kabul ettiğini yazılı olarak iletti.
Yunan hükümeti, adalar için vergi indirimi, emeklilik reformlarından bazılarının ertelenmesi ve askeri harcamalarda kesinti gibi bazı değişiklikleri öne sürerken, karşı taraftan anında red cevabı aldı. Aba altından sopa göstermeyi ihmal etmeyen Almanya'nın Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ise, “Referandumdan önce bir anlaşmaya gerek yok. Her şeye açığız” açıklamasında bulundu. Dün akşam saatlerinde ulusa sesleniş konuşması yapan Çipras, Yunan halkından ret oyu kullanmalarını istedi. Çipras bu durumun, Avrupa veya Avro'yu reddetme anlamına gelmediğini, aksine kreditörler üzerinde Yunanistan'a ekonomik anlamda sürdürülebilir bir teklifte bulunmaları için baskı oluşturacağını söyledi. Uzmanlar ise, pazar gününe kadar her iki tarafın farklı hamlelerle Yunan halkını sıkı markaja alacağını ifade ediyor.
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi: "Türkiye'nin hazır giyim ihracatı açısından Yunanistan yüzde 0,7'lik pay ile önemsiz bir yere sahip. Yunanistan'a ihracatımız 2014'te yüzde 9,1 artış ile 116 milyon dolara yükselerek 25. sıraya çıkmıştı. Yılın ilk 5 ayında yüzde 19'luk bir kayıp ile 41,3 milyon dolarlık ihracat yaptık. Yunanistan ekonomisinde kısa vadede bir toparlanmadan söz etmek çok mümkün görünmüyor."
BMD Başkanı Sami Kariyo: Ekonomik kriz yaşayan Yunanistan'da Türk markaları az sayıdaki mağazalarının tamamını kapattığını söyledi. Kariyo şunları söyledi: "Türkiye büyük bir üretim ülkesi. Yunanistan bugüne kadar turizm ve gemicilik alanında kendini geliştirdi. Ancak kriz zamanı bu iki alana sıkıştığında ülke ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Yetkinliklerimizi çoğaltmamız gerekir."
TGSD Başkanı Şeref Fayat: "Yunanistan'ın temerrüde düşmesi Türk hazır giyim sektörü için çok büyük bir pazar olmadığından bizlere çok büyük bir sıkıntı yaratmaz. Fakat bu süreç Yunanistan'ın avro bölgesinden çıkması durumunda sorun olur. Çünkü böylesi bir durumda avro, dolar karşısında değer kaybeder. Kanaatimce Avrupa böyle bir riski göze alamaz."
