Yunanistan'ın iflasının ardından Avrupa'da başlayan avro değer kaybı ve FED'in faiz arttırımıyla güçlenen dolar paritesinin farkı kapatması Çin ekonomisini vurdu. Kan kaybına uğrayan Çin ekonomisinin tamamen balon olduğuna işaret eden İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, “Balon patladı. Çin rakamları gerçek değil” dedi.
Çin kaynaklı küresel ekonomik kriz öngörülerini yorumlayan Prof. Dr. Emre Alkin, Çin'in gerçekçi olmayan rakamlarla oluşturduğu algı balonunun patladığını söyledi. Çin'in dünya ekonomisine etkisini yorumlayan Alkin, Çin'in yarattığı zararın 2008'de Amerika'dan başlayan kriz kadar büyük olmadığını vurguladı. Çin'deki durumdan zarar görenleri sıralayan Alkin, Yuan'a yatırım yapanların zarar ettiğini söyledi. Çin'in sunduğu resmi rakamların gerçek olmadığını belirten Prof. Dr. Alkin, süreğen büyüme yaşandığı algısının bu yolla oluşturulduğunu ifade etti. Alkin, Çin'in kredi mevduat yapısının kırılgan olduğunu ve Çin'in oluşturduğu bu algı balonunun patlayacağını öngördüğünü söyledi. Bu patlamanın ise dünyayı düşünüldüğü kadar etkilemeyeceğini ekleyen Alkin, “Çin'i çok büyüttüler, büyüyen balon şişti şişti, patladı” yorumunda bulundu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ise, “Çin Merkez Bankası 11 Ağustos günü beklenmedik bir adım atarak, sıkı bir şekilde kontrol ettiği para birimi Yuan'ı devalüe etti. Ekonomik büyümesi yüzde 7'nin altına doğru gerileyen Çin, çare olarak para biriminin değerini düşürmüştür. Bu gelişme, Yuan'ın uluslararası bir rezerv para birimi olması yolunda atılmış bir adım olarak da değerlendirilmektedir. Bu bağlamda ABD'nin önümüzdeki dönemde Çin'in yükselişine karşı Asya'daki ekonomik, politik, askeri faaliyetlerini arttırması da beklenebilir” dedi.
Dış İlişkiler Ekonomik Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihan Vardan da, “Çin'de ardarda yapılan devalüasyonlar ve ekonomi politikalarındaki değişim bir anda dünyayı şaşırttı. Buna bir de Çin içindeki panik eklenince, işin tadı tuzu kaçtı. Tabii ki bu arada, FED'in faizle ilgili Eylül ayında bir karar üretemeyeceği görüşü ortaya çıktı. Bununla beraber ABD'deki enflasyon verileri de arzu edildiği gibi çıkmayınca, tüm bunlar bir anda piyasalarda avro lehine hızlı bir kayışa yol açtı ve sonuçta dünya döviz dengelerinde ciddi çalkantılar oldu. Bizde de maalesef 7 Haziran seçimlerinin ardından hükümet kurulamaması ve hemen akabinde tırmanan terör olayları, ülke içinde bir takım belirsizliklerin oluşmasına sebebiyet verdi. Sonuçta Türkiye'de de dış etkenler ve iç olaylar neticesinde son birkaç haftada döviz cephesinde önemli dalgalanmaları yaşadık. Olaylar karşısında alelacele panik içinde bir karar alınmasının doğru olmadığını her sefer söylüyoruz. Özellikle serbest kur rejiminde bunların doğal olduğunu bilerek gelişen şartlara hızlı tepki vermemek çok önemli" diye konuştu.
Çin'den son 13 ay içerisinde yaklaşık 828,4 milyar dolar seviyesinde net sermayenin çıkması, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin likidite ihtiyacına ilişkin endişeleri artırıyor. Merkezi Londra'da bulunan CrossBorder Capital'ın sermaye hareketleri verilerine göre son 13 ayda Çin'den yaklaşık 828,4 milyar dolar net sermaye çıkışı meydana geldi. Bu yılın yedi aylık dönemi içerisinde ise Çin'den net sermaye çıkışı yaklaşık 448 milyar dolara dayandı. Çin'in ekonomik büyümesine ilişkin endişelerin artışıyla birlikte büyümeyi desteklemek isteyen Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) önceki gün para piyasalarına 140 milyar yuan (21,8 milyar dolar) enjekte etmesi gözleri bir kez daha artan likidite risklerine çevirdi. likidite sorunu var
Uluslararası finans piyasaları uzmanları Çin merkezli finans kuruluşlarının likidite sorunlarının tahmin edilenden daha derin olabileceğine dikkati çekiyor. Merkezi Londra'da bulunan Capital Economics'in Asya Pasifik Makro Araştırmalar Başkanı Clare Howarth ise Çin'in ekonomik büyümesine ilişkin beklentilerin olumsuz bir görünüm kazandığının altını çizerek, “Çin ekonomisi yavaşlıyor, hatta neredeyse durma noktasına doğru ilerliyor” diye konuştu.
