|

Enerjide milli hamle!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak "Milli Enerji ve Maden Politikası" programı tanıtım toplantısında konuştu. Türkiye yoluna devam edecekse ne yapması gerekiyor hususunun çok önemli olduğuna dikkat çeken Albayrak "İthalata bağımlı olduğumuz alanlarda, yerli kaynakların artırılması noktasında, son 15 yıllık dönemimizde en yüksek yerli elektrik üretimi oranını geçen yıl yakaladık. Ama yetmez.. Hedef en az üçte iki" dedi.

Yeni Şafak
11:38 - 6/04/2017 Perşembe
Güncelleme: 15:04 - 6/04/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak 'Milli Enerji ve Maden Politikası' programında konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak 'Milli Enerji ve Maden Politikası' programında konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak "Milli Enerji ve Maden Politikası" programı tanıtım toplantısında konuştu.

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:

Geçtiğimiz 15 yıllık yolculuğumuzu sessiz bir devrim olarak söyleyebiliriz. Kamu sektörünün reeldeki payının azaltılması açısından çok önemli bir süreç yaşadık. Pes etmeden mücadele edip dönüştüğümüz bir süreç yaşadık. Sağlıkta önemli dönüşümler geçirdik, mega projeler, dünyayı kıskandıracak projelerimiz dünyanın en önemli gündem maddesi oldu. Türkiye'nin 15 senedir ortaya koyduğu performansla Avrupa'nın en güçlü ekonomilerinden biri olduğunu herhalde bankacılarımız da herhalde tasdik edecektir.

Doğalgaz konforu dediğimiz, OSB noktaları dahil, Türkiye'de sadece 3 ilimiz kaldı, önümüzdeki yıl 81 ilimizde doğalgaz olacak. Büyük ve güçlü Türkiye'den bahsediyorsak ve bu sürece devam edeceksek dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacaksak enerji bakanlığı olarak bu strateji ve vizyonun altını doldurmalıyız.

15 Temmuz, bize çok önemli bir şey öğretti. 80 milyon vatandaşımıza çok önemli bir şey öğretti. Hangi konuda ne yaşarsak yaşayalım birlikte olduğumuzda bu ülkenin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok. Bunu anladık. Peki neden milli enerji? Son 10 yılın ortalama enerji ithalatı maliyeti ülkemize 44 milyar dolar. Toplam yaklaşık 55 milyar dolarlık bir enerji ithalatı, maden ithalatı yapmışız.

  1. Türkiye yoluna devam edecekse ne yapması gerekiyor hususu bundan sonra çok önemli. İthalata bağımlı olduğumuz alanlarda, yerli kaynakların artırılması noktasında, son 15 yıllık dönemimizde en yüksek yerli elektrik üretimi oranını geçen yıl yakaladık. Ama yetmez.. Hedef en az üçte iki. Yerli kömürle başlattığımız süreç geçtiğimiz yıl en yüksek artışı yaşadık. Yatırımlar devam ediyor. Elektik üretiminde yerlilik oranı yüzde 50. Milli enerji ve maden politikamızın temelinin iki unsurla sağlıyoruz. Güçlü ekonomi ve ulusal güvenlik. Enerjideki bağımlılık stratejisini doğru yönetirseniz o ölçüde güçlü bir dış politikaya da pencere açılır.

Türkiye yeni dönemi bağımsız enerji politikalarını destekleyecek. Neden milli enerji diyoruz? Son 1 yılda bugün sunumunu yaptığımız sürece başladık. Yerli kaynaklar, yerli kömürle başlattığımız süreç geçen yıl en yüksek artışı yakalamamızı sağladı. Yatırımlar devam ediyor, devam edecek.

3 önemli başlık
  • Milli Enerji ve Maden Politikamızın 3 tane sac ayağı var; arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa. Bu üçünü ne kadar sağlam bir şekilde inşa edersek o kadar memnun oluruz.
Arz güvenliği:
Çok önemli bir coğrafyada yaşıyoruz. Bölgenin tek istikrarlı ülkesiyiz. Şu resme bakttığımızda; 10 tane boru hattının topraklarında olduğu, 8'i doğalgaz, 2 tanesi petrol boru hattı. Bu durum size siyasi bir sorumluluk yüklüyor. Bu resimden gözümüzü çeviremeyiz. Türkiye olarak hali hazırda 2,8 milyar metreküplük doğalgaz depolama tesisi için yüzde 20 hedefi koyduk. Eğer arz güvenliği noktasında bir alt yapı hazırlamanız gerekiyorsa depolamada kaybedecek bir günümüz yok dedik ve Tuz Gölü tesisini açtık.

Gaz piyasasındaki dalgalanmalardan kaybedecek hiçbir şeyimiz olmaması politikasıyla dünyaya bastık. LNG alt yapısını güçlendirmek zorundayız dedik. Düğmeye bastık, tıkır tıkır yürüyor. 34 milyon metreküp olan LNG gaz basma kapasitesini iki yıl sonra 107 milyon metreküpe çıkarıyoruz. Peki bunun bir sonraki adımı ne? FCRU alt yapsısı... Yani yüzer LNG terminali dediğimiz, dünyada rekor seviyesinde bir faaliyete alma süresiyle ilkini geçtiğimiz Aralık ayında devreye aldık, ikincisini bu yıl sonunda, inşallah üçüncüsünü de Marmara coğrafyasında devreye alarak bu alt yapıyı da hızlıca tamamlıyoruz.

  • Bu yıl yeni alınacak arama sondaj gemisiyle her yıl Karadeniz'de iki, Akdeniz'de iki olmak üzere denizlerimizde aktif sondaj faaliyetlerinde bulunacağız.

Son 10 yıldaki arama sondaj faaliyetlerimiz sonucunda 15 milyar tondan fazla kömür rezervine ulaştık. Enerji arz talep dengesi içerisinde yerli kaynaklarımızdan en önemli kömür, yoğun bir yatırım stratejisi ile çevreci yaklaşımla süreci başlatacağız. 60 yıllık rüya dediğimiz bu süreçte, iktidarımız döneminde sağlam temellerle adımlarını atmaya başladığımız, Akkuyu başta olmak üzere üçüncüsünün görüşmelerinin devam ettiği bir dönemde nükleeri hızlı bir şekilde devreye alıp yüzde 10'luk bir kapasiteye erişmek amacımız. 7 gün 24 saat kapasite önemli. Yerli ve yenilenebilir kaynaklar noktasında bu portföy bize önemli bir alt yapı sağlayacak.

Ekonomimiz için temel yapı taşı olan OSB'lerimize doğalgazın ulaşmadığı yer olmayacak. Bakanlık olarak finansal paydaşlarla da yakın bir iletişimle küçük büyük tüm tüketim tasarrufu sağlayabilecek paydaşlara önümüzdeki dönemde sürecin arkasında olacağız. Kaynak ve verimlilik noktasında bakmamız lazım.

2002 yılında 32 bin sondaj yapan bir MTA vardı. Biz bu rakamı 300 bin metrelere çıkardık. Bu da yetmez, 2017 hedefimiz 1 milyon metre, bu da yetmez. 2 ve 3 milyon metreye çıkacak planlamayı yaptık. Türkiye toplam doğal kaynakların keşfi noktasında dünyanın arkalarında bir ülke. Türkiye haritasının sondaj resmi çerçevesinde bir de bakmışsınız sahip olduğunuzdan çok daha büyük rezervlere ulaşacaksınız. Hedef, kamu ve özelle birlikte, Kanada ve Avustralya'yı geçmek için 6 milyon hedefi yakalayacağız. Madencilik Türkiye'yi katma değer noktasında çok ileri taşıyacak. Bunun için neye ihtiyacınız var?

  • Türkiye jeofizik haritasını 2018'de tamamlıyor. Bir sonraki adım jeokimya haritası. İlk sonuçlar gelmeye başladı. Çok harika sonuçlar elde ettik. Türkiye'nin taşı da toprağı da altın inşallah.

Yerlileştirme:
İkinci saç ayağımız yerlileştirme. Dünyanın önemli enerji tüketen ülkelerinden biri olarak Türkiye'nin bölgede önemli bir oyuncu olması lazım.Bunun için iki önemli adım attık. En büyük hayallerimden bir tanesiydi. Yerli güneş ihalesini gerçekleştirdik. Çıkan netice çok mutluluk verici. Mart ayındaki ihaleyle birlikte maliyet üçte bire düştü. Ancak bundan daha önemlisi panelleri ilk yıl yüzde 60, takip eden yıl yüzde 70 oranıyla yerlilik oranına ulaştı. Güneşteki bu adımı başarıyla attıktan sonra rüzgarda, dünyadaki önemli firmalarla görüştük, şartnameyi gönderdik, önümüzdeki günlerde açıklayacağız.
  • Bu yaz bitmeden Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) uygulamasını rüzgar enerjisinde de hayata geçireceğiz. Yaklaşık 8 bin kalem kırılımı olan rüzgar türbini teknolojisinde muazzam bir yerlileştirmenin önünü açacağız.
Öngörülebilir piyasa:
öngörülebilir piyasa konusunda altyapı iyileştirmeleri, en önemli sac ayağı. Çünkü piyasa öngörülemediği sürece uzun vadeli bir yatırımdan bahsetmek mümkünd değil.

Türkiye'de kurumların kurumsal dönüşümünü ölçülebilir performansa dayalı yapısal dönüşüm sürecini başlattık. Çünkü her biri sadece iç piyasa için değil, bölge piyasaları için de çok önemli birer oyuncu olan bu kurumlarımızı dönüştürmemiz lazım. Böylece, ne kadar güçlü kurumlarımız olursa, o kadar güçlü Türkiye'nin altyapısını oluştururuz.

  • İnşallah bu yıl doğalgaz noktasında da Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) ile piyasa, satış, sözleşme ve kontrat deneme altyapısını başlatıyoruz. Önümüzdeki dönemde artık enerjinin de bir emtia olarak sermaye ve para piyasalarında ve uluslararası piyasalarda dönüşümü için iki kritik kurumumuzla süreci daha da hızlandıracağız.

Özellikle madencilik noktasında çok önemli adımlar attık. Bunlardan ilki Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün (MİGEM) yeniden yapılandırılması oldu. Maden arama, işletme ve bunun hayata geçirilmesiyle ilgili yüzlerce süreci geçmeye çalışan yatırımcı için "e-maden" uygulamasını hayata geçirdik, bununla birlikte birçok kağıt, onay ve izine dayalı haftalar süren işlemleri hızlandırdık.

İkinci önemli nokta, geçen yıl onayladığmız ve bu yılın ikinci yarısında devreye alınacak Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) oldu. Böylece, bir maden projesi ve sahası güvenilir bir şekilde, banka ve finansal kurumların da değerlendirebileceği güvenilir bir raporlama standardı içinde yer alacak. Bugün, tüm Türkiye'deki kredi portföyünün, madencilik sektörünün aldığı payın yüzde 3'ün bile altında olduğu gerçeklikten hareketle, bu oranı çok daha ileri taşımak için, sektörün önemli problemlerinden biri olarak gördük. Bu standartları getirerek, uluslararası şekilde yurt dışından da finansmanın önünü açacak bir altyapıyı, inşallah getireceğiz. Maden piyasalarının geliştirilmesiyle ilgili bu modellere hali hazırda başladık ve bu yıl itibariyle inşallah tüm bu çerçeveyi daha somut adımlarla geliştireceğiz.

MİGEM'in sadece izin veren değil, aynı zamanda denetleyen bir kurum olarak iç içe geçen yapısını ikiye ayırdık. Özellikle madencilik alanındaki eksiklerinin farkındayız.

  1. Kafamıza estiği gibi madencilikte sondaj yapıyoruz. Bunun arşivi, nerede ne bulunmuş, yok mu? Türkiye haritasındaki tüm sondaj faaliyetlerinin 'veri tabanı' diyebileceğimiz haritayı çıkartarak, herkese açık bir merkezde Türkiye'deki bütün altyapıyı arşivliyoruz. İnşallah bu yıl bunu hayata geçiriyoruz. Madencilikteki altyapı açısından çok önemli bir yere sahip olacak olan raporlama sistemini hayata geçiriyoruz. Çünkü bizim sermaye olarak bir kuruşu dahi sokağa atma lüksümüz yok.
#Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
#Berat Albayrak
7 yıl önce