Başbakan Binali Yıldırım’ın, bugün başlayıp 6 Aralık’a kadar sürecek olan Güney Kore’ye resmi ziyareti, bu ülkede “yeniden doğuş” olarak kabul edilen ilişkilerin 60. yılına damga vuracak. Yıldırım’ın Güney Kore yapacağı görüşmelerde, ekonomik ilişkilerin ve karşılıklı yatırımların ön plana çıkması bekleniyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Kore İş Konseyi Başkanı Tamer Saka, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geldiği noktayı ve yatırım fırsatlarını değerlendirdi. Güney Kore ile ekonomik ilişkilerin temelini, Türkiye’deki Güney Kore kaynaklı yatırımların oluşturduğunu belirten Saka, söz konusu yatırımların Türkiye ekonomisine istihdam, üretim, ihracat ve vergi geliri yoluyla katkı sağladığını söyledi. Saka, karşılıklı fayda ve serbest piyasa ilkeleri gözetilerek yapılsa da ikili ticarette Türkiye açısından dengesiz bir durum olduğuna işaret ederek, “Mümkün olduğunca ihracatımızı artırmalı ve ithalatımızı ekonomimize en fazla katma değeri sağlayacak şekilde yapmalıyız. İlişkilerimizi sadece ülkemize gelen yatırımlara ya da karşılıklı mal ticaretine odaklanmadan çok boyutlu bir şekilde geliştirmeliyiz.” dedi.
Bu yılın ilk yarısında Türkiye’de 300’den fazla Güney Kore sermayeli şirketin 2 milyar doların üzerinde yatırımının olduğuna dikkati çeken Saka, Güney Kore’nin bilişim teknolojileri, finans, eğlence ve diğer hizmet sektörlerinde değerlendirilmesi gereken bir ülke olduğuna dikkati çekti. Ayrıca Saka, şunları kaydetti: "Güney Kore’nin 52 milyonluk nüfusuna hitap edebilmek için turizm sektörüne odaklanmak daha faydalı olacaktır. Çünkü yüksek düzeyde gelire sahip Güney Korelilerin ithal mallara olduğu kadar diğer hizmetlere de talebi artıyor. Turizm sektörü bu noktada başı çekiyor ancak geçen yıl Türkiye’ye giriş yapan yaklaşık 25,4 milyon yabancı ziyaretçi arasında Güney Kore pasaportu taşıyanların sayısı sadece 106 bin 904. Ülkemizi Güney Koreli turistler için daha cazip bir seçenek haline getirecek çalışmalar yapmamız gerekiyor.”