Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, son dönemde artan terör olaylarına ilişkin, "Herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor ki Türkiye terörle dize getirilebilecek bir ülke değildir. Türkiye terörün, teröristin hak ettiğini en iyi şekilde verecek güce sahip bir ülkedir" dedi.
Işık, TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim Programı 1. Aşama Uygulayıcıları imza törende yaptığı konuşmada, içinde bulunulan süreçte ülkeyi terör yoluyla dize getireceklerini zanneden bazı terör gruplarının oluşturmaya çalıştığı ortamı lanetledi.
Türkiye'nin kendi teknolojisini geliştirmesinin ne kadar önemli olduğunu bugünlerde bir kez daha gördüklerini vurgulayan Işık, ülkenin dünya tarihinin var olduğu günden bu yana yaşanan sorunların merkezi olan bir coğrafyada yer aldığını ifade etti.
Bakan Işık, böyle bir coğrafyada öncelikle çok güçlü bir devlet yapısına ihtiyaç olduğunu belirterek, "O devlet yapısının en önemli unsurlarından biri çok güçlü bir silahlı kuvvetler. Allah'a şükrolsun, dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerinden birine sahibiz" dedi.
Bir o kadar önemli olanın da silahlı kuvvetlerin görevlerini etkin şekilde yürütebileceği teknolojiyi mümkün olduğunca yerli imkanlarla sunmak olduğuna dikkati çeken Işık, son 12 yıldır bu alanda atılan tüm adımların öneminin bugün daha iyi fark edildiğini söyledi.
Türkiye'nin, savunma sanayinin millileşmesinde günümüzde çok önemli bir noktaya geldiğine işaret eden Işık, bu başarıda tüm kurumların önemli payı olduğunu ancak en başat kurumlardan birinin TÜBİTAK olduğunu kaydetti. Bu alandaki çalışmaların devam edeceğini anlatan Işık, "TÜBİTAK, Türkiye'nin, bu bölgede hiçkimsenin bırakın kafa tutmayı, yan bakmaya dahi cesaret edemeyeceği bir ülke konumuna gelmesi için üzerine düşeni bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daha güçlü bir şekilde yapmaya devam edecek" diye konuştu.
Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanındaki etkinliğinin artırılmasının önemine de değinen Işık, içinde bulunulan çağda bu iki kavramın yanı sıra girişimciliğin de büyük önem taşıdığını ifade etti.
Bakan Fikri Işık, ülkede bilimin, teknolojinin ve girişimciliğin gelişmesi için her türlü katkıyı sağladıklarını belirterek, Teknogirişim Sermayesi Desteği programına büyük önem verdiklerini bildirdi. Söz konusu program kapsamında yüzlerce yeni şirketin kurulduğunu ve bu şirketlerin ülke için katma değer ürettiğini dile getiren Işık, programla bu yıl daha fazla kişiye destek vermek istediklerini söyledi.
Projelerin ürüne dönüşmesi ve ticarileşmesinin önemini vurgulayan Işık, "Türk toplumu olarak biraz duygusal bir toplumuz. Pek çok alanda olduğu gibi gençlerimiz, projelerine aşık oluyor ve o projeleriyle ölüyorlar. 'Bu proje çok iyi olabilir ama acaba ticarileşebilir mi?' sorusu çok çok sonra akıllarına geliyor. Bunun gibi projelerle çok karşılaşıyoruz. Kayserililerin bir sözü vardır, 'İyi mal, satılan maldır.' Projeniz tek başına güzel olabilir ama ticarileşebiliyorsa buna devam edin" dedi.
Bugünkü imza töreninin de bu sorunun çözümü noktasında iyi bir adım olduğunu anlatan Işık, Bireysel Genç Girişim Programının ilk aşamasını artık TÜBİTAK'ın değil, TÜBİTAK'ın destekleyeceği 17 kuruluşun yürüteceğini kaydetti. Işık, sözleşme imzalanacak 17 uygulayıcı kuruluşa da gösterdikleri işbirliğinden dolayı teşekkür etti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı TÜBİTAK'ın savunma projelerinin sorulması üzerine de Işık, Türkiye'nin, bulunduğu jeopolitik konum gereği, güçlü bir orduya ve iyi bir savunma sanayine ihtiyacı olduğunu söyledi.
AK Parti hükümetlerinin de bu bilinçle hareket ettiklerini anlatan Işık, bugün gelinen noktada Türkiye'nin bir çok silahını kendi milli imkanlarıyla yapar hale geldiğini, TÜBİTAK'ın da burada önemli bir rol oynadığını ifade etti.
TÜBİTAK'ın bu noktadaki rolünün, silahların geliştirilmesi olduğunu dile getiren Işık, şu bilgileri verdi:
"Daha sonrasında seri üretimde TÜBİTAK, bu silahları savunma sanayi şirketlerimize veya gerektiğinde özel sektöre devreder. Bizim şu ana kadar yaptığımız SOM Füzesi de Nüfuz Edici Bomba da diğer silah ve mühimmatlar da seri üretim aşamasına geldiğinde diğer savunma sanayi şirketlerine devrediliyor. Şu anda yerli silahların kullanıldığını biliyoruz. Bazı silahlarımızın seri üretim aşamasında olduğunu biliyoruz ama gurur duyduğumuz nokta şu; Türkiye artık, terörle mücadele ederken hiçbir sınırlamayla karşılaşan, bazı ülkelerin, 'Benim silahımı burada kullanamazsın' diyeceği bir ülke değil. Büyük oranda artık kendi silahlarımızı kendimiz üretiyoruz."
