Sahte bildirimde bulunanların yüzde 17'sini bu grup oluştururken bu grubu ise yüzde 16.8 ile hasar sonrası sigortalanma oluşturdu. İlk grup 310, ikinci grup ise 306 kişiden oluştu. Sigorta şirketlerinden haksız yere hasar parası almaya çalışanların yüzde 12.4'ünü sahte kaza tespit tutanağı düzenleyenler oluşturdu.
Organize suç birlikteliği oluşturup sahte hasarlar yaratan ve sigorta şirketlerine bildirenler ise 2015'te yüzde 19.8 ile ilk sıradayken 2016'da yüzde 15.1 ile üçüncü sıraya geriledi. Bu durum özellikle sigorta şirketlerinin istihbarat ağlarını genişletip bilgisayar sistemlerini de geliştirmeleri sayesinde gerçekleşti. Sahte hasar bildiriminde bulunanların yüzde 8.2'sini ise alkollü araç kullanarak kaza yaptığı halde bu durumu gizleyip sigortacılardan tazminat talep edenler oluşturdu. Sahte hasar bildiriminde bulunanların yüzde 30.6'sını diğer çeşitli yöntemleri kullanan sahteciler oluşturdu.
Sigorta suiistimali yapan kişilerin yüzde 64'ü daha ilk denemelerinde istemlerinden feragat etti. Geri kalan yüzde 21.6'sı yalan beyan nedeniyle reddedilirken yüzde 9.3'ü ek araştırma ile saptandı. Habertürk'ün haberine göre, sigortada sahtekârlık ülkeden ülkeye değişim gösteriyor. Fark edilen ve fark edilmeyen sahtekârlık olaylarının Avrupa'da ödenen tazminatın yüzde 10'unu oluşturduğu düşünülüyor. Sigortada sahte hasar ihbarları ve bu ihbarların araştırılmasından doğan giderler, dürüst müşterilerin prim fiyatlarının artmasına neden oluyor. İngiltere Sigortacılar Birliği'nin (ABI) yaptığı araştırmaya göre, sigortada sahtecilik olayları nedeniyle poliçe fiyatları yıllık ortalama 60 Euro yükseliyor. İngiltere'de sahtekarlık nedeniyle 2.2 milyar Euro zarar oluştuğunu söyleyen İngiliz sigortacılar, fark edilen olayların ise toplam zararın sadece birkaç milyon Euro'sunu oluşturduğunu söylüyor. Sahtekârlık olaylarının Almanya'ya yıllık maliyeti ise 4 milyar Euro seviyesinde.
